terörün dış bağlantıları olduğu hususunda artık bir
tereddüt kalmadı. Diyebiliriz ki terör örgütü/örgütlerinin arkasında yabancı
ülkelerin ve istihbarat örgütlerinin olduğunu görmek istemeyenler bile artık bu
gerçeği görmemezlik edemiyorlar. Yıllardan beri sürekli olarak özellikle PKK
terör örgütünün kökünün kazınması, ülkemizde barışın tesis edilebilmesi için bu
örgütün arkasındaki yabancı elin/ellerin kırılması gerektiği, bir başka ifade
ile terör örgütünün yabancılarla bağlantısı kesilmeden kalıcı bir barışın
sağlanmayacağını ısrarlı bir şekilde vurguluyoruz. Bu husus Suriye de
çatışmaların başlamasının ardından bazı ülkelerin var olan ya da var olduğu
bilindiği halde çatışmalara kadar varlığından toplumun fazlaca haberdar
olmadığı bazı ülkelerin terör örgütleri ile birlikte çalışmaları, hatta
özellikle YPG/PYD adlı örgütün açık bir şekilde ABD ve Rusya nın desteğini
aldığı görülünce PKK ya destek veren ülkeler konusu tartışmaya açıldı. Her ne
kadar özellikle ABD, PKK yı terör örgütü olarak ilan ederek güya bağlantısını
gizlemeye çalışsa da sıra PYD/YPG ye gelince, Türkiye nin bu örgütün de terör
örgütü olduğunu açıklamasına karşı, PYD konusunda Türkiye ile aynı görüşte
değiliz. PYD yi terör örgütü olarak görmüyoruz açıklamaları birbirini izlemeye
başladı. Kısacası, ABD Türkiye nin dostluğuna terör örgütü PYD yi tercih
ettiğini gizlemeye bile gerek duymadı. Son günlerde Obama nın PYD ye yönelik,
Fazla ileri gitmeyin. Bizi rahatsız etmeyin anlamına gelen açıklamalar
yapmasının da ciddiye alınacak bir yanı olmadığını, sadece Türkiye nin ısrarlı
çıkışlarına karşı gönül alma adımı olmaktan öteye geçmediğini sanıyorum
söylemeye bile gerek yok.
Sınırlarımız ötesinde faaliyet gösteren terör
örgütlerinin PKK dan farklı olmadığı, bir bakıma PYD/YPG nin PKK nın Suriye
kolu olduğu sorumlular tarafından ısrarla açıklanmasına karşılık içeride
aylardan beri bazı yerleşim merkezlerinde sürdürülen terörle mücadele sırasında
her gün emniyet görevlilerimizin şehit edilmesi giderek toplumun tedirginliğini
artırmakta, hatta bazı yerleşim merkezlerinde terör örgütünün kökünün kazındığı
ya da birkaç güne kadar yerleşim merkezlerinin temizleneceğine dair
açıklamalarına rağmen çatışmaların sürmesi, hatta yüzde 95 i temizlendi denilen
bir ilçemizde çatışmalarda emniyet güçlerinin hayatını kaybetmesi sanki topluma
izah edilmeyen bazı hususların olduğunu akla getirmektedir. Halbuki, terörle
mücadelede toplumun desteği çok önemlidir. Toplumun desteği ise toplumun
bilgilendirilmesi ile sağlanabilir. Toplumun bilgilendirilmesi her şeyin ortaya
dökülmesi anlamına gelmeyebilir ama 150-200 metrelik bir alana sıkıştırılmış
teröristlerle sürdürülen çatışmalarda emniyet güçlerimizin hayatını kaybetmesi
kafaları karıştırmaktadır. Terörle mücadele sürdürülürken sivil halkın zarar
görmemesi için sivil ile teröristin birbirinden ayrıt edilmesi önemlidir ama
emniyet güçlerinin hayatı da önemlidir.
Eğer, çatışmalarda etkisiz hale getirilen teröristlerin
yeri dağdan gelen yenileri ile dolduruluyorsa o zaman hâlâ sınırlarımızın tam
olarak kontrol altına alınamadığı akla gelir. Suriye de çatışmalar sebebiyle
sınırlarımızın tam olarak kontrol altına alınması mümkün olmuyorsa, o zaman
ülkemize sızan teröristlerin yerleşim merkezlerine kadar gelmeleri, kuşatma
altındaki mahallelere sızmalarının arkasında çok önemli bir gücün olduğunu akla
getirir ki, artık bu güce karşı harekete geçilmesi, ilişkilerimizin sözle değil
fiilen gözden geçirilmesi gerekiyor. Çünkü ülkemizin her yanında rahatlıkla
hareket edebilen yabancılar istihbarat zaafına zemin hazırlıyor diye
düşünülebilir. Bu bakımdan bir takım sahte dostların dostlukları uğruna
insanımızın karamsarlığa sürüklenmesine meydan vermemek gerekiyor.