MECLİS TE temsil edilen partilerin sözcülerinin
gündeminde ABD ile ilişkiler, özellikle de Suriye, Irak ve Yemen hiç yer
almıyor. Sanki sadece asgari ücrete kilitlenmiş birbirlerini onunla vurmaya,
seçmenin oyunu almaya çalışıyorlar. Hâlbuki günümüzde dış politikanın iç
politikaya etkisi ve belirleyiciliğini inkâr etmek mümkün değil. Küreselleşme
ve globalleşme gibi bir takım kavramlarla dünyayı küresel bir köy haline
getirenlerin maksadı da özellikle gelişmekte olan ülkelerin yönetimlerini ve iç
politikalarını bu yolla etkilemekten geçiyor. Böyle olmasa ABD nin Irak, Yemen
ve Suriye deki çatışmalarda ne işi olabilir
Demek istediğim o ki, seçim kampanyasının tüm hızıyla
sürdüğü şu günlerde insan iktidar oldukları takdirde partilerin dış
politikalarının ne olacağını açıklamalarını bekliyor. Çünkü hiçbir iktidar
komşumdaki çatışmalar beni ilgilendirmez diyemez. Nasıl desin ki, bugün
ülkemizde 2 milyonu aşkın Suriyeli ve Iraklı bulunuyor. Bunlar bizim için bir
sorumluluk değil mi Yemen acil yardım bekliyor. Daha önceki bir yazımda da
ifade ettiğim gibi uzunca zamandan beri devam eden Yemen deki iç çatışmalara
bir de Suudi Arabistan ın başını çektiği ABD destekli havadan müdahalenin
gündeme gelmesi ile Yemen halkı tam bir bataklığa saplanmış bulunuyor. Bu
bakımdan gecikilmeden Yemen e yardım ulaştırılması gerekiyor ama bunun içinde
Suudi Arabistan ın iznine ihtiyaç var. Suudi Arabistan ise bu izni ülkesinin
güvenliğini gerekçe göstererek vermiyor. Böyle olunca da milyonlarca insan
açlıkla boğuşuyor.
Bu arada Irak ve Suriye de IŞİD ilerlemesini sürdürüyor.
Hem de bu örgüte yönelik ABD ve müttefiklerinin oluşturduğu hava gücü ile
müdahale edilmesine rağmen ilerleyiş durdurulamıyor. Böyle olunca da artık
özellikle Irak yönetimi ABD desteğinden ümidini kesmiş, hatta IŞİD
ilerleyişinden ABD yi sorumlu tutuyor. Buna karşılık ABD li yetkililerde IŞİD
ilerleyişinin sorumluluğunu Irak yönetimine atıyorlar. Çünkü Iraklı askerlerde
savaşma heyecanı yokmuş. Peki, Iraklı askerlerde savaşma heyecanını yok eden
sebeplerin başında Irak ın ABD tarafından işgalinin ardından ortaya çıkan
boşluk değil mi İşgal ile birlikte Irak ın düzenli ordusunun yok edilmesi,
onun yerinin milislerle doldurulabilineceği gibi bir düşüncenin hâkim olması
değil mi
Kısacası, Irak ve Suriye nin büyük bölümünün IŞİD in
kontrolüne geçtiği haberleri karşısında seçim meydanlarında siyasi liderlerin
görüş açıklaması gerekmez mi Bölgemizi karıştıran ABD ye yönelik tavır ve
tutumlarının ne olacağını seçmen ile paylaşmaları beklenmez mi Bu sessizliğin
bize göre sebebi dış politikada AK Parti, CHP, MHP ve HDP nin aynı çizgide
oluşlarıdır. Hepsinin de dış politika anlayışları ABD ile kol kola hareket
etmeleri hususundaki düşünceleridir. Bu bakımdan arada bir özellikle CHP nin
ülkemize sığınmış olan Suriyelilerden şikâyetçi olmasının da fazla bir anlamı
kalmıyor. Çünkü 2 milyonu aşkın Suriyelinin ülkelerini terk edip Türkiye ye
sığınmak zorunda kalışlarında uygulanan dış politika etkili olmuştur. Çünkü
ABD nin Esad ın birkaç ay içinde iş başından uzaklaştırılacağı sözlerine
kanılmış, ona göre politika belirlenmiştir. Aradan geçen 4 yıla rağmen Esad
iktidarını korumayı sürdürünce tüm hesap şaşmış, yanlış politika kurbanı
olunmuştur. Bu bakımdan milletimizin yukarıda sözünü ettiğim dört partiden
asgari ücret dışında ve özelliklede dış politikada ne düşündüklerini öğrenme
hakkı vardır. Bölgemizdeki karmaşa sona ermeden Türkiye nin rahat nefes alması
mümkün değildir. Bölgemizde huzurun hâkim olması ise öncelikli olarak ABD nin
bölgemizi mikser gibi karıştıran elinin buradan uzaklaştırılmasına bağlıdır.