Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la, CHP Lideri Özgür Özel arasında “Kim birinci parti polemiği” başladı. Erdoğan, Azerbaycan’dan dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Biz de anket yaptırıyoruz. CHP’liler rüya aleminde. Bizim yaptırdığımız anketlerde, AK Parti birinci çıkıyor” mealinde bir şeyler söyledi.

31 Mart 2023 yerel seçimlerinde CHP, yüzde 37 civarında oy alarak, Türkiye’deki büyük şehirler de dahil olmak üzere, bir çok yerel yönetimi kazandı. Aynı seçimlerde AK Parti ise yüzde 35 civarında oy aldı. Sormamız gerekiyor?

O tarihten bu yana Türkiye’de ne değişti? Açlık sınırının altında maaş alan emekli, asgari ücretli ve sabit çalışanların gelirlerinde bir değişiklik oldu mu? TÜİK’in şaibeli enflasyon verileri yüzde 35 olarak açıklandı…  Türkiye’de enflasyon düşürüldü mü? İnsan hak ve hürriyetlerinde bir değişiklik oldu mu? Demokratik olarak yeni atılımlar yapıldı mı?

Hemen her gün CHP’li bir belediyeye operasyon düzenleniyor? Belediye başkanları gözaltına alınıyor, tutuklanıyor… Yabancı medya organlarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın muhalefete yargı eliyle baskı kurduğu, neredeyse muhalefetsiz bir ortam oluşturmaya çalıştırdığına dair yorumlar yapılıyor. Siyaset masa başında dizayn ediliyor, yargı aparatı Türkiye’nin muhalif belediyelerine deyim yerindeyse bir kıyım operasyonu gerçekleştiriyor. Elbette, bu yolsuzluk soruşturmalarında suçlu olanlar cezalarını çeksinler, ama Türkiye’deki siyasetin görünümü, siyasetin alanı bu operasyonlarla daraltılmış durumda. Bir de aklımıza şu geliyor: Yolsuzluklara bulaşanlar sadece CHP’li belediyeler ve CHP’li belediye başkanları mı? AK Parti veya diğer partilerin belediye başkanlarına neden soruşturma açılmaz? Onlar, sütten çıkmış ak kaşık mı? 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanmasından sonra Merkez Bankası, neredeyse 60 milyar doları piyasaları regüle edebilmek adına arka kapıdan sattı. Para babaları, dolar tefecileri bayram etti… Merkez Bankası’nın rezervlerinde bir artış oldu mu? Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, bu operasyonlardan sonra Türkiye ekonomisinden ve borsadan “sınırlı” şekilde çıkış olduğunu iddia ediyor. Peki, aylardır ülke ülke dolaşarak Türkiye’ye yatırım çekebilmek için yaptığı çabalarda başarılı olabildi mi?

Hazine neredeyse iki günde bir tahvil ihalesi düzenliyor. Zira, yılbaşında yapılan bütçe delik deşik durumda. Bütçe açığı 1 trilyon liraya dayanmış durumda. Bütçeyi yamayabilmek için yapılan çabalar yerini buldu mu? Ne değişti? Cumhurbaşkanı Erdoğan, sürekli yeni Anayasa çalışmalarını gündeme getiriyor. Yapılan değişikliklerle yamalı bohçaya dönüşen Anayasa’nın değiştirilmesiyle ülkemizin demokratik görünümünde, insan hak ve hürriyetlerinde neler değişeecek? Elbette, 1980 postal Anayasası’nın değişmesini biz de arzulamaktayız. Peki, yeni Anayasa ile Erdoğan’ın siyasi hayatında neler değişecek?

CHP lideri Özgür Özel, yeni Anayasa konusunda, “Erdoğan’la bu şartlarda menemen bile yapılmaz” diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör elebaşı Abdullah Öcalan’ın PKK’nın silah bırakma çağrısıyla başlayan, PKK’nın silahlarını bırakacağını da açıklamasıyla devam eden terörsüz Türkiye sürecinde DEM Parti’nin sırtını sıvazlayarak, yeni Anayasa çalışmalarında yeterli milletvekiline ulaşmayı planlıyor.

Terör örgütü PKK silah bırakacağını açıkladığı halde aylardır işi sürüncemede bırakmış durumda. DEM Parti İmralı Heyeti, bugün yine Erdoğan’la görüşecek… Acaba neleri konuşacaklar? Hangi hesaplar gündeme gelecek? Ve Türkiye’nin geleceğinde ne değişecek? Bu arada muhalif medya ise RTÜK’ün kıskacında, sürekli başında Demoklesin kılıcı gibi sallanan karartma cezalarıyla uğraşıyor. Bugün yarın Halk TV ve Sözcü TV, eğer yargı başvurularından bir sonuç çıkmazsa 10 gün boyunca karartılacak. Şunu açıkça yazıyoruz… Medya genetik olarak muhaliftir, hesap sorar, sorgular, analiz eder, kamuoyunu bilgilendirir… İktidarı uyarır, yapılan yanlışları veya doğruları paylaşır. Türkiye’de AK Parti iktidarında medya tablosu, yüzde 90 oranında yandaş bir kimliğe bürünmüştür. Hepsi de iktidarın yukardan gelen propagandist mesajlarını kamuoyuna aktarmak için birbirleriyle yarışır haldedir. Muhalif medyanın karartılmasıyla, Türkiye’de gıda fiyatlarında indirim mi yapılacak? Emeklilerin cebine fazladan üç kuruş para mı girecek? Milletin sofrasına iki ekmek daha mı konulacak? Vatandaşın tenceresinde dert yerine et mi kaynayacak? Ne değişecek? Kısaca, bu tablo ortadayken, AK Parti’nin oyları nasıl yükseliyor anlayan beri gelsin! Bu millet mazoşist mi, kendisine eziyet edene oy versin!