Kürtçe, Almanca ve İngilizce bilip Türkçe bilmeyen Yezidi vekilin yemin tartışmasının tarihimizde ilginç bir örneği var. HDP Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat’ın dedesi Hacı Bedir Ağa gibi.
1926 yılında Bedir Ağa, Şeyh Sait İsyanı bahanesiyle Mersin’e sürgün edilir. Bütün arazileri kamulaştırılır. O günkü Devletin bu yaptıklarına rağmen bir Kürt Aşiret Lideri olan Bedir Ağa devletine isyan etmez. Sonra ilk seçimde o günkü ifade ile mebus, yani milletvekili adayı gösterilir. Ne ki küçük bir sorun(!) vardır. Milletvekilli olabilmek için, daha önce okuma yazma şartı getirilmiştir.
İsmet İnönü, okuma yazma bilmediği için Bedir Ağa’yı listeye yazmaz. Listeler o gün de Köşk’te onaylandığı için, Reisicumhur Mustafa Kemal’e götürülür. Listede Bedir Ağa’nın ismini görmeyince, “Getirin bakayım şu yasayı” der ve alır kalemi eline. Yasaya; “Okuma yazma bilmeyen mebus olamaz. El gayri(hariç) Hacı Bedir Ağa” diye ekleme yapar.
Dediği kanundur. Ve böylece Reisicumhur, bir kişi adına yasa çıkarmış olur. Çünkü Bedir Ağa’yı millet seçmiştir. Tıpkı HDP’nin Diyarbakır Milletvekili Yezidi Feleknas Uca gibi!
Türk Tv’leri Gelince, Makedonya’yı Unuttular
Arkadaşımız Ahmet Açıkay geçtiğimiz hafta Makedonya, Kosova ve Arnavutluk’a gitmişti. O anlattı. 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel 1999’da Makedonya’yı ziyaret eder. Oradaki Türkler, “Türkiye’yi izlemek için bize uydu anteni gönderin” diye istekte bulunurlar Türkiye Cumhurbaşkanından. Makedonya Türk Demokratik Partisi Genel Başkanı Kenan Hasip şimdiki durumu şöyle anlatıyor: “Uydular geldi. Şimdi gece gündüz Türkiye’yi izliyoruz, Gözümüz kulağımız Türkiye’de. Türk televizyonlarından gözümüzü ayıramıyoruz. Ama Makedonya’da neler olup bitiyor, bilmiyoruz!“ Öyle ki, bazı Makedon çocuklar ana dili gibi Türkçe konuşmayı televizyonlardan öğrenmişler bile.
Subliminal Topluluk
Hep kulis, hep hüküm olmaz. Bugün de biz soracağız, okuyan yanıtlasın! Mesajlar; subliminal, yani zihin altına gönderilen kodlarla mı, yoksa kelimelere yüklenen özel şifrelerle mi insanlar, topluluklar güdülenir İletişimin bu kadar farklı, renkli ve etkili olduğu bir çağda, toplulukların bütün mensupları olaylar karşısında aynı cümleleri, aynı ifadeleri ve aynı yaklaşım tarzını nasıl sergiler Bir olay karşısında farklı kentlerde, bölgelerde, ülkelerde olan ama aynı topluluğa mensup bireyler nasıl oluyor da aynı cümlelerle yorumlar yapıyor Aynıdan kastım, kurulan cümlenin öğeleriyle de aynı olmasıdır. Bu kitleye mesajlar nereden ve nasıl gönderiliyor. Yoksa iletişim biliminde hala çözümlenmemiş bir mesaj gönderme biçimi mi var. Şimdilik onu bilmiyoruz ancak bir şeyi de adımız gibi bilip, soruyoruz. Toplum içinde organize olmuş toplulukların en genel adı devletse, devlet, toplum ve insanların sinir uçlarına kadar organize olmuş topluluklara ne denir sizce Opus Dei, bunun bir örneği midir
Bu da CHP’nin uzun adamı!
“Gündüz direnişçi, gece avukatım” diyordu. Gezi eylemlerinin Uzun Abi’siydi. Ankara Mamak, meşhur Tuzluçayır semtinden. Okmeydanı, Gazi Mahallesi İstanbul için ne ise, Tuzluçayır da Ankara için o demek. Solun en radikal uçlarının mekânı. İlk Cami-Cemevi projesini, sol yumruk havada protestolarla engellemiş bir kitle.
Vekil adayı kesinleştiğinde “Barikatta gördüğümüz Uzun Abi aday olmuş” diye heyecan uyandırmıştı. CHP’ye uzak duran eylemci gençler tarafından. O şimdi 36 yaşında CHP Ankara Milletvekili Ali Haydar Hakverdi. 25.Dönem açılışında sol yumruğu havada, sağ eli kalbinde durarak çıktı TBMM kürsüsüne. Yemini rejime etti, selamını seçmenine verdi. Hani kimileri o zamanki Başbakanımız Tayyip Erdoğan’a “Uzun Adam” demişlerdi ya. Ali Haydar Hakverdi de CHP’nin Uzun Adamı. Ancak sadece sol yumruk havada uzun adam görüntüsüyle mi kalacak, yoksa statükocu CHP’yi, kitlelere açan bir lider mi doğacak Zaman gösterecek!
AK Parti “Genç Ve Tek Vekillerden” Rahatsız!
Meclis’te gençlerin ağırlıkta olması medya ve toplumda genelde olumlu karşılandı. Ancak Ak Parti’de genç kadın vekiller sorun oluşturmuş. İllerle alakası olmadıkları halde ilk sıralara konulan ve her hangi bir çalışması olmayan genç kadın vekiller, bazı teşkilatlarda tepki çekmiş. “Hangi özelliklerinden dolayı vekil yapılıyor, Meclis’te partimizi iyi temsil edemezler” diye, özellikle eskiler sorgulanıyormuş.
Partide en genç vekiller şöyle: 1977 doğumlu Bingöl Milletvekili Şebnem Kocakelci, 1988 doğumlu Tokat Milletvekili Fatma Gaye Güler, 1986 doğumlu Antalya Milletvekili Sena Nur Çelik.
Başbakan Ahmet Hoca’nın ise derdi başka imiş. Tek vekil çıkaran illere, “Sakın Ankara’ya gelmeyin. Bugünden tezi yok teşkilatla birlikte çalışmaya başlayın” diye çıkışmış.