Suriye’deki çatışmalara son vermek ve yeni göçlerin önlenebilmesi için Türkiye ABD ile sürekli görüşme halinde. Bu görüşmelerin ardından özellikle güvenli bölge oluşturulması için bazı mutabakatların sağlandığı açıklanıyor ama sonuçta ABD’nin yeni bir oyalama peşinde olduğu çok geçmeden anlaşılıyor. Suriye’de çatışmaların önlenebilmesinin yolunun terör örgütlerinin Irak ve Suriye’den atılması gerektiğini de bilmeyen yok. Söz planında gerek ABD gerek Rusya özellikle Suriye’den terör örgütlerinin atılması gerektiğini söylüyorlar ama ABD’nin bugüne kadar terör örgütlerine her türlü desteğini sürdürdüğünü, hatta ikili görüşmelerin yapıldığı günün akşamı yüzlerce TIR dolusu silah ve mühimmatın terör örgütüne teslim edildiğinin gizli bir yanı yok.
Söz planında her taraf Suriye’de barışın tesisinden yana olduğu halde niçin çatışmalar son bulmuyor? Bu soruya herkesin benzer bir cevap vermek mümkün. Bu verilecek cevap da kimsenin meçhulü değil. Masa başında herkes Suriye’de barıştan yana ama iş araziye gelince öyle olmuyor. Çünkü Türkiye hariç taraflar Suriye’den çıkmak istemiyorlar. Geleceğe dönük bir takım planları var. Bu planlarını hayata kesin olarak geçirebilmek içinde terör örgütlerini maşa olarak kullanıyorlar. Bu arada maşalarına verdikleri sözler de var. Bunun başında da Irak’tan sonra Suriye ve İran’da da öncelikli olarak özerk bir Kürt bölgesi oluşturmak var. Elbette bu planın içinde Siyonistlerin olduğunun unutulmaması gerekiyor. Onlar büyük İsrail hayaline kavuşabilmeleri için bunu ilk adım olarak görüyorlar. Ayrıca, bölgemizde oluşturulacak bir Kürt bölgesi İsrail’in güvenliği için de gerekli. Kısacası bu Siyonist plan konusunda ABD açıktan oynuyor, gizlemeye bile gerek duymuyor. Bunun için terör örgütlerini destekliyor, İslam ülkelerini sürekli çatışma halinde tutmak için bir takım farklılıkları kullanıyor.
Böyle olunca başta Suriye olmak üzere Irak ve bölgemizdeki diğer ülkelerde çatışmaların son bulması için öncelikli olarak bölgeden baş terörist ABD’nin sökülüp atılması gerekiyor. Yoksa toplantılar yapıp ardından PKK, Suriye’yi terk edecek şeklinde açıklamalar yapmakla istenen neticeyi almak mümkün değil. Dikkat edilirse ABD, Rusya, Türkiye ve İran arasındaki üçlü zirvelerin hep dışında kalmayla dikkat ediyor. Çünkü bu toplantılarda alınacak kararlar ABD’nin işine gelmiyor. ABD sürekli olarak bölgemizde var olan terör örgütlerini isim bazında çeşitlendirmeye, bunlardan birisi açık hedef halene geldiğinde aynı örgütü bir başka ad altında arazide tutmaya çalışıyor. Diyebiliriz ki, bölgemizdeki çıbanbaşı öncelikli olarak ABD, sonra da İsrail’dir. Bunun için ABD sökülüp atılabilirse bölgemiz bir barış havzası haline gelebilir. Ne var ki, bu kolay olmayacağa benziyor. Öncelikli olarak oynanan oyunun bozulması, bunun için de uyanık olunması şart. Aksi halde aldatılmaya ve oyalanmaya devam edileceğiz demektir.
Hemen belirteyim ki Ankara’da toplanan üçlü zirvede başta anayasa komisyonu kurulması için alınan karar önemlidir. Ancak, burada alınan kararlar arazide sanki ABD yokmuş gibi takdim ediliyor. Bu arada Rusya’nın Esad yönetimine verdiği sözler görülmek istenmiyor. Ayrıca, şimdiye kadar ABD ile Rusya’nın bölgede hiç karşı karşıya gelmediğinin unutulmaması atılacak adımların bunu da dikkate alarak atılması gerekiyor. Sonuç olarak ABD istemeden ya da bölgeden sökülüp atılmadan adı ister PKK, ister YPG olsun Irak ve Suriye’ye terk edip gitmeyeceklerdir. Yeni bir hayal kırıklığı yaşamamak için oyunu doğru görmek ve değerlendirmek gerekiyor.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.