Onlar, Hakk ı hâkim kılabilmek umuduyla yerlerinde
duramayanlardı...
Onlar, Rablerinin hoşnutluğunu kazanma derdinden acelesi
olanlardı
Onlar, yeni bir dünya kurabilme sevdasıyla yürekleri
coşanlar; onlar, koşanlardı!..
Bazı isimler vardır, hem koşar hem koştururlar. Bazı
isimler vardır, koştukça batılı sustururlar. Onların koşusuna nice destanlar
yazılır. Onlar ayak sesleriyle semaları sallarken, takvim onların şahadetiyle
yeniden başlatılır. İsimleri sayılamayacak kadar çok, sevdaları ise kelimelere
sığmayacak kadar büyük bir ummandır
Hani Musa Aleyhisselam kavmini geride bırakıp da Rabbine
koşmuş ve Sen hoşnut olasın diye acele ettim ya Rabb (Taha Suresi: 84)
demişti ya, işte onlar da adımlarını hızlandırmış ve cennet yolunda arkadaşlarının,
kavimlerinin, kabilelerinin, aşiretlerinin, akrabalarının, komisyonlarının,
derneklerinin hızına takılıp kalmadan, bir Musa hızıyla koşmuşlardı. Bir an
olsun durup duraksamamışlar, bir an olsun gerilememişlerdi. Onlar, isimleri
tarihe altın harflerle yazılan kahramanlardı!...
İlk insan, ilk Peygamber Adem Aleyhisselam ile başlayan
bir koşuydu bu. Her şeyin ilkine göğüs germek, şeytanın ilk düşmanı olmak,
evlat acısıyla sinesini dağlamak Ama yine de koşmak Allah için
Nice Peygamberler, nice evliyalar, nice öncüler gelip
geçmiştir tarih sahnesinden. Nuh Aleyhisselam ayrı mücadele vermiştir Allah
yolunda, Salih Peygamber ayrı. Lut Aleyhisselam ayrı direnmiştir kavminin
iftiralarına, Yusuf Peygamber ayrı. Ama hepsi koşmuştur hiç durmadan
İbrahim Peygamber, Nemrut un ateşine koşmuştur tıpkı
putları devirmeye koştuğu gibi Musa Peygamber, Firavun un sarayına koşmuştur
Sen ilah değilsin diyerek. Asiye validemiz, gönlünde çağlayan imanıyla
koşmuştur cennetteki evine ve Musa sına kucak açmıştır. Meryem annemiz, din
kurallarının yürümediği ve yürütülmediği bir zamanda koşmuştur Allah yolunda ve
çağları koşturacak İsa sını kucaklamıştır. Hazreti Muhammed Sallâllahu aleyhi
ve sellem, cahiliyeyi, müşrikleri, koskoca bir dünyayı karşısına almış ve Oku
emriyle birlikte koşmaya başlamıştır.
Mus ablar, Ömerler, Osmanlar, Aliler, Ebu Bekirler,
Hamzalar, Bilaller Nesibeler, Aişeler, Haticeler, Fatımalar Hepsi katılmıştır
bu amansız mücadeleye ve güçlerini zorlarcasına koşmuşlardır.
Hâl böyle olmasına rağmen, çok eskilerde kalan masallar
gibi dinleriz onların mücadelelerini ve sanki yaşadığımız çağda koşmanın çok da
mümkün olmadığına inanırız. Oysa bunun böyle olmadığını görebilmek için asırlar
öncesine gitmeye gerek yoktur. Yakın tarih dediğimiz zamanda yaşayan ve
gerçekten çok yakınımızda olan insanlar vardır koşan. Şehadete ermiş bile
olsalar hâlâ isimlerini andığımız, hâlâ gayretlerine hayran kaldığımız
Şeyh Ahmet Yasin
Filistin in bağrından çıkan bir yiğit vardır mesela.
Tekerlekli sandalyeden, lanetli kavim İsrail e korku salan bir yiğittir o.
Yalnızca bakışlarıyla bile önde koşan bir liderdir. İntifada hareketinin
öncüsü, Filistin direnişinin sembolü, Aksa sevdalısı bir yürektir o. Ümmetin
suskunluğunu sana şikâyet ediyorum derken buruk, Aksa yı kirli postallar
altında çiğnetmeyeceğinin yemini ederken umut doludur yüreği! Umudu ve
sevdasıyla kavuşmuştur şehadete. O, zalim bombalarıyla şehid düşen, tekerlekli
sandalyesiyle koşan Şeyh Ahmet Yasin dir!..
Bilgeliğiyle, disipliniyle, ilmiyle, imanıyla davasına sahip
çıkan bir kral vardır. Kral demiştir halkı ona. Bilge demiştir ümmet ona. Ve
Bilge Kral olarak yazılmıştır adı koşanların destanına. Bosna cayır cayır
yanarken o sahip çıkmıştır vatanına. Teslim olmayı asla düşünmemiş, zalim Sırp
askerleri ve onlara yardım eden batıl güçleriyle savaşına devam etmiştir.
Mazlum halkının yanında, askerlerinin hep önünde koşan olmuştur. O Bosna nın
kalbinde atan Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç tir!..
Hasan el Benna
Mısır da Musa nın bıraktığı emaneti devralan şefkatli bir
doktor vardır. Müslüman Kardeşleri kurup köy köy, kahve kahve dolaşıp anlatan
gerçekleri İsrail in dünyada yaptığı kıyımı, zulmü gören ve göstermek isteyen
halkına... Bunun için gece gündüz çalışan, bunun için herkese Hakk ı anlatan.
Her şeyin güllük gülistanlık zannedildiği bir toplumda ayağa kalkıp Kral
çıplak diyen ve böyle dediği için susmadığı, Allah yolunda koşmayı biran olsun
bırakmadığı için hedef olmuştur Mısır ın yeni Firavunlarına. Ve yine koştuğu
bir esnada suikastlarla Rabbine kavuşmuştur. O Müslüman bir kardeş, yılmaz bir
cihad eri olan Hasan el Benna dır!...
Bosna da, Mısır da, Türkiye de, Çeçenya da, Filistin de
Dünyanın herhangi bir yerinde, koşmak ve çağları ardından koşturmak kolay
değildir. Fakat tarihe yön verenler de yalnızca koşanlar olmuştur/olacaktır. O
halde koşmalıyız bizler de onların ayak izlerinin takip ederek. Koşmalıyız ki
yıllar geçtikten sonra bile bizim adımızla yazılsın umut dolu ezgiler. Herkesin
durduğu bir dünyada belki bizim acelemiz de Rabbimizi razı eder!..