İşimiz düştüğünde bankada, emniyette, otelde, yurt içinde ve yurt

dışında hemen her yerde "Kimliğiniz lutfen!" sözüne muhatap oluruz.

Nedir bu kimlik Bizim kimliğimiz niçin bu kadar çok merak edilir

Kimliğimiz olmadan neredeyse mahallemizin dışına bile çıkamayacağız.

Demek ki insan çevreye, dışa açılmaya başlayınca "kimlik" önemli bir

gösterge oluyor "çevre" ile iletişimde! Kimlik bizim "kim" olduğumuzun

bir göstergesi oluveriyor. Çevrenin bakışı insanların kimliklerine göre

değişiyor. Meselâ okuma yazmanın az olduğu zamanlarda parmağa takılan

yüzük kimlik işareti olarak işlem görüyordu. Bu yüzük altın olduğunda

ise sahibinin ayrıcalıklı bir kişi olduğu kabul ediliyordu.

"Kimlik" ile "kültür" iç içe geçmiş olgulardır; bu sebeple kimliğin

oluşumunda kültürün, kültürün oluşumunda da kimliğin etkisini görüyoruz.

Ayrıca "bireysel kimlikler"in toplumsal kültürün dinamiklerini

oluşturduğuna şahit oluyoruz. Bu yüzden her dönemin "kimlikli

bireyleri", "toplumsal kültür"e ciddi anlamda katkı sağlamaktadırlar.

Kültürü "bir toplumun yaşam tarzı" şeklinde tanımlayabiliriz. İnsan

düşünce ve duygusunun emeği olan her türlü ürün, kültürün temel

unsurları arasında yer alır. Bu bağlamda örf, âdet, ahlâk kuralları,

inanç gibi toplumsal değer, norm ve davranış biçimlerinin yanı sıra;

bilgi, sanat, dil, her türlü sembol, giyim kuşam tarzı, yeme içme

alışkanlıkları ve biçimleri gibi maddî olmayan unsurlarla birlikte;

günlük yaşamda kullanılan her türlü araç gereç vb. maddî unsurlar da

kültürün ayrılmaz parçasını oluşturur. "Kültürün bir ürünü olan düşünce"

ile "hayatın sorunları" arasında ciddi bir ilişkinin olması gerekir.

Çünkü "düşünmek" bir fantezi yapmak değildir; düşüncenin yaşanılan

hayatla iç içe geçmiş olması gerekir. Bununla birlikte, düşünürken de

daha iyeye ulaşabilmek için eleştirel bir bakış açısına sahip olmak

şarttır. Bireysel ve toplumsal kültür, insan hayatına ait her türlü

aktivite imbiklenerek ortaya konmaktadır. Bu da bireyin ve toplumun

düzeyini belirlemektedir.

Kimliğimiz, hangi "bahçe"nin nasıl bir ürünü olduğumuzun da bir

göstergesidir. Çünkü kimlik, aslında toplumun "bütün"ünün katmanlarından

oluşan karmaşık bir yapıyı yansıtır. Kişilik ile kimliğin ilişkisini

belirleyen temel özellik de burada kendini belli eder. "Kişilik kimliğin

neresindedir" ya da "Kimlik kişilikle ne kadar ilişki halindedir "

Başka bir ifade ile "Kimlikten bağımsız kişilik olur mu " sorularını

sormamız gerekir.

Kişi bir "ortamda" dünyaya gelir, dolayısıyla "nerede" olduğumuz

kişiliğimizi belirleyen hususların başında gelir. Bunun için mensubu

olduğumuz ailenin, içinde yaşadığımız şehrin, coğrafyanın ve ülkenin

kimlikleri, bizim hazır bulduğumuz sosyal kimliğimizi oluşturan

etkenlerin başında gelir.

Çevremizde yaşanan âdetler, düşünce akımları ve ideolojiler gibi pek

çok doğruyu ve yanlışı esas alarak kendimizi belirleriz. Aslında

üzerimize yapışan (veya yapıştırılan) bu etiket "kişiliğimizi" ne kadar

belirleyebilir ya da belirlemektedir

"Sosyal benlik" olarak ifade edilen "biz, ben miyim" ya da "ben, biz

miyiz " "Biz" penceresinde bakarsak bu durumda kişinin tanınması ve

tanımlanması doğrudan doğruya sosyal çevre ile alâkalı olmaktadır. Bunun

aracı da giyim kuşam tarzı, yeme içme biçimi gibi "kültür" ve bunların

aracı olan "dil" konuları görünür olmaktadır.

Bütün bunlara rağmen kişiliğin temel göstergesi "aidiyet" olduğuna

göre, kişi kendini hangi toplumsal gruba dahil hissediyorsa, kendisi

"kişilik" olarak oraya aittir. Böyle bir durumda da "kimlik" ile

"kişilik" farklılığı söz konusudur.

Her şeye rağmen "kimlik" kavramı bireysel ve sosyal olanın bir araya

getirildiği ortak bir içeriğe sahiptir. Kimlik, kişinin toplumla

ilişkisini gerçekleştiren bir olguyu ifade eder. Kimlik sosyal

gerçeklikten kaynaklanmaktadır. Bu sebeple kimlik kavramının amacı,

bireyin kişiliği ile kimliğini bütünleştiren bir özelliğe sahip olmasını

sağlamaktır.

Sosyal ve kolektif kimlik kuramlarına göre birey kendini ait olduğu

grupların kimliği ile belirler. Meselâ kadın olması, öğretmen olması,

bir inanca mensup olması gibi hususlar onun kimliğini belirleyen

hususlardır.

Bu bağlamda kolektif kimlik, sosyal kimlikten ayrı olarak birtakım

grupların diğer gruplardan farklı olduklarını vurgulama biçimini içerir.

Bu yüzden ortak değerler oluşturabilmek için kolektif kimlikte geçmişe

dönük bir yön vardır. Oysa tarih kişi ya da toplulukların bakış

açılarına göre şekillenmektedir. Bu durumda da bilgi kişisel bir kurgu

olmaktadır.

Kimliğin ve kişiliğin esas belirleyicisi olarak "Ben kimim mi " yoksa

"Ben sizin cepheden nasıl görünüyorum " soruları mı sorulmalıdır.

Kişilerin sosyal yaşamda kullandıkları markalar "hangi kişiliği"

belirleyen hususlardır Markalar kişiliği belirleyecek olursa, buna ne

kadar "kişilik" denebilir Bu "kişilikler"den "kimlik" çıkar mı

Markalar bazında kişiliklerin tek tipleşmesi kişiliği / bireyi devre

dışı bırakan hususlar değil midir Aslında bunlar, medyanın "baskın

etkisi"yle kişilik ve kimliğin yozlaşmasından / yozlaştırılmasından

başka bir şey değildir. Modalaşan kişilikler, kişiliklerin

modalaşmasıdır ki bir müddet sonra modası geçince o da biter.