SORU: Hocam “Kim keleri ilk darbede öldürürse ona yüz sevap yazılır. İkinci vuruşta öldürürse daha az kazanır. Üçüncü vuruşta ise bundan da az sevap kazanır.” Hadisini nasıl anlamalıyız? (Müslim, Selam 147 (2240); Ebu Davud, Edeb 175, (5263, 5264); Tirmizî, Ahkâm 1, (1482). Bazı Tirmizî tertibinde Sayd bölümünde 13. babta.)
CEVAP: Hadiste bahsedilen sizin bildiğiniz kertenkeleler değildir. Kertenkelenin yüzlerce çeşidi bulunmaktadır. Bunlardan sadece bir cinsi kast edilmiştir ve o cinsi de zehirlidir…
Kertenkelenin Arapça karşılığı “el-Vezağa”dır. Onun büyüğü “SâmmuEbras” diye isimlendirilmiş olup Türkçe karşılığı zehirli alaca keler ya da zehirli iri kelerdir. Demirî’ninHayâtu’l-Hayevân isimli eserinde bu hayvan hakkında, “pis ve zehirli olduğu, insana alaca hastalığı bulaştırdığını” ve bu hayvanın tuzu bulduğunda içine girip yuvalandığını, onun temas ettiği tuzlarda da insanlara alaca hastalığı veren bir madde oluştuğunu” söylemektedir.
Peygamberin öldürmesini emrettiği kertenkele ise kelerdir (kertenkeleye benzeyen bir sürüngen). Ona fuveysika adını vermiştir. Hz. Ayşe’den bu konuyla ilgili iki rivayet gelmiştir. Birinde öldürmesini diğerinde öldürmemesini söylemiştir. Bu da iki tür olduğunu, zehirlilerin öldürülmesini tavsiye ettiğini göstermektedir.
Şârihler söz konusu rivayeti açıklarken; fasıklığın lügat manasının çıkmak olduğunu ifade etmişlerdir. Onlara göre kertenkele, fazla zarar vermek ve eziyet etmekle diğer birçok hayvanın karakterinden ve huyundan ayrıldığı için ona bu sıfat takılmıştır. Ayrıca en-
Nevevî de âlimlerin, kertenkelenin eziyet edici hayvanlardan olduğu noktasında ittifak ettiklerini, Hz. Peygamber’in bu sebeple kertenkelenin öldürülmesini emretmiş olabileceğini ifade etmiştir.
Bazı âlimler bu hadisteki öldürmenin mutlak anlamda değil, caiziyet anlamında olduğunu söylemişlerdir. Tıpkı karga, çakal, yılan, köpek öldürme emirleri gibi. Fakat özellikle engerek yılanlarının öldürmesini beyan etmiş, böyle bir yılanı öldürmek isteyen sahabeler
yılanı kaçırınca peygamber şöyle demiştir. “Siz onun şerrinden emin olmak için öldürmek istediniz o da sizin şerrinizden kaçtı...” demiştir.
Ama yukarda dediğim gibi özellikle zehirli olan hayvanlara dikkat çekmek için söylenmiştir. Tek vuruşla öldürmeyi teşvik etmesinin amacının da hayvana eziyet edilmeden hemen öldürülmesidir. Mesela yılanları da öldürmemizi emretmiştir. Sadece gümüş çubuk gibi uzun yılanı öldürmeyi men etmiştir. Ev yılanlarını sözle uyarmamızı üç gün içinde evi terk etmezse öldürmemizi söylemiştir…
Yani bu konular uzun ve olayın illetlerini tek tek incelemek, tarih boyunca gelen âlimlerin bu hadislerle ilgili neler söylediğini araştırmak gerekir. Onların sözlerini de değerlendirmeden hadislerle ilgili konuşmak doğru değildir. Çünkü bizim bilmediğimiz veya görmediğimiz bir bilgiye sahip olabilirler… İlimle uğraşanlar eski âlimlere hürmet gösterirler. Çünkü onlar bizim manevi hocalarımızdır…
Kertenkele necis olsaydı eti yenmezdi. Oysa hadislerde kertenkelenin yenildiğini görmekteyiz. 4240- İbn Ömer (R.A.)’den rivayete göre, Resûlullah (S.A.V.) minberde iken bir adam kertenkele hakkında sordu, Resûlullah (S.A.V.) da: “Onu ne yerim ne de haram kılarım” buyurdu. (Tirmizî, Etıme: 3; Buhârî, Zebaih: 33)
Bu durumda bizim yukarıdan itibaren söylemiş olduğumuz kertenkele öldürme olayının sadece zehirli kertenkeleler için geçerli olduğunu göstermektedir. Yoksa Arap kültüründe kertenkele yenmekteydi. Resulullah da bunu men etmemiştir.
Konuyu tekrar toparlarsak, kertenkele hadisinden çıkarmamız gereken bilgi, zehirli kertenkelelerin öldürülebileceği (bu ancak kendimizi korumak amaçlı olmalı, yoksa kertenle avcılığına çıkmamalıyız.) şeklindeki bir caiziyet olduğudur. Tek vuruşta öldürmenin teşvik edilmesinin amacı da hayvana eziyet edilmemesidir. Tekrarlamakta fayda göreceğim nokta; kertenkele öldürme hadisi emir değil (yani gidin kertenkele öldürün ve sevap kazanın anlamında değil) kendimizi korumak için zehirli olduğunu bildiğimiz kertenkeleleri öldürebileceğimizdir.
Not: Hanefi ve Hanbelilere göre eti yenmez. Şafi ve Malikilere göre yenir.