Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, ‘Keçiören Belediyesi böyle mi çalışıyor?’ başlıklı köşe yazımızdan dolayı bir ihtarname gönderdi. Bugün normalde yazı günüm değildi ancak üç günlük süreden dolayı ihtarnameye bir cevap vermemiz gerektiği için bugün yazmak zorunda kaldım.

Önce gönderilen ihtarnameden bahsedeceğim ancak ona geçmeden önce ihtarnameyi gönderen arkadaşlar köşe yazısı ile haberi karıştırmışlar buna bir açıklık getirmemiz gerekiyor. Gazetemizde 1 Haziran’da yayınlanan ‘Keçiören Belediyesi böyle mi çalışıyor?’ başlıklı yazı bir haber değil, şahsımın imzasıyla yayınlanmış bir köşe yazısıdır. Dolayısıyla köşe yazısında ben bizzat yaşadıklarımı aktardım. Köşe yazısı ile haberin dili, üslubu, kurgusu farklıdır. Örneğin köşe yazısında içten bir dil kullanırsınız ama haber daha resmidir. Ancak haber ve köşe yazılarında aslolan ‘görünür gerçeklik’ ilkesidir. Yani haberde olduğu gibi köşe yazısında da bir iddianız varsa ‘öznellik’ arkasına saklanamazsınız, bunun görünür gerçeklikle örtüşmesi gerekir.

Şimdi gelelim sayın Ak’ın gazetemize gönderdiği ihtarnameye; nokta ve virgülüne dokunmadan veriyorum; 

“-Haber tamamiyle asılsız, akla ve hukuka aykırı bir haber olmakla birlikte, somut hiçbir delil ve belgeye dayanmamaktadır, esasen soyut bir iddia niteliği taşımaktadır.

-Söz konusu haber yanlı ve taraflı bir haber olup, özellikle Belediye Başkanlığı olmak üzere, Keçiören sınırları içerisinde yer alan tüm Yapı Denetim Firmalarını töhmet altına bırakmaktadır. Araştırma yapılıp iddia edilen olayların gerçekliliği dahi araştırılmadan afaki ve asılsız iddialara yanlış haber yapılması tarafımızdan kabul edilmesi mümkün değildir. Tek yanlı ve gerçek dışı haberlerle müvekkil Belediyeyi karalamaya yönelik bu haber basın ve yayın ahlakına uygun değildir.

-Belediyemiz Ankara’nın metropol ilçesi Keçiören’de yaptığı hizmetler ve çalışmalarla ilçe hatta Ankara halkının takdirini toplamış ve kanunlar çerçevesinde görev yapan bir kamu kurumudur. Yapılan bu gerçek dışı haber neticesinde halkın gözünde idare aleyhine olumsuz kanat oluşması muhtemeldir.

-Seçim arefesinde olduğumuz bu zamanda Keçiören Belediyesi ve Başkanı olan sayın Mustafa Ak’ı kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya yönelik bir girişim olduğu şüpheye yer vermeyecek kadar açık olan bu asılsız ve yanıltıcı haber sebebiyle halkı doğru bilgilendirmek adına söz konusu tekzip yazısının yayınlanmasını talep etme zorunluluğu hasıl olmuştur.”

Pekâlâ, biz köşe yazımızda neden bahsetmiştik?

Keçiören’de eğer bir daire alacaksanız yapsatçılara ve özellikle belediyenin iskân raporuna kesinlikle güvenmeyin demiştik. Keçiören’de yaşayan bir vatandaş ve gazeteci olarak kesin bir dille bir uyarıda bulunuyorsak demek ki bununla ilgili bir şeyler biliyoruz.

Eğer sayın Ak, köşe yazımıza noter kanalıyla ihtarname göndererek yazımızın kaldırılmasını talep etmek yerine bunları öğrenmek istemiş olsaydı zaten kendisine tane tane aktarabilirdik!

Neymiş efendim; seçim arifesindeymişiz, yazdıklarımızla Mustafa Ak’ı kamuoyunda itibarsızlaştırmaya çalışıyormuşuz!

Allah aşkına siz hangi seçimden bahsediyorsunuz?

24 Haziran’da Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine mi gidiyoruz yoksa belediye seçimine mi? 

Hadi bunu da geçtik; binanızla ilgili bir probleminiz var ve bu problemin çözülmesi için belediyeye gidiyorsunuz. Başınıza gelmeyen kalmıyor. Yapsatçı müteahhit, ‘Nasıl belediyeye gidip beni şikayet edersin’ diye ekibini toplayıp gelip şehrin merkezinde, evinizin önünde çok rahat sizi darp etmeye kalkabiliyor. Eğer gazeteciyseniz ve yaşadıklarınızı kamuoyu ile paylaşmak isterseniz bu sefer de daha büyük bir günah işliyorsunuz. Ne yapıyormuşuz? Sayın Belediye Başkanı Mustafa Ak’ı kamuoyu önünde itibarsızlaştırmaya yönelik bir girişim içine giriyormuşuz!

Görüyorsunuz değil mi? Yaşadığımız sıkıntıları yazdığımız için sayın Ak’a göre gazetecilik yapmıyoruz başka bir şey yapıyoruz!

Fazla uzatmayalım; sayın Ak, eğer gerçekten Keçiören Belediyesi’nin verdiği iskan raporuna neden güvenilmemesi gerektiğini ve belediyenin iskan biriminde işlerin nasıl döndüğünü öğrenmek istiyorsa ben bunları belgesiyle ve yerinde tane tane anlatmaya hazırım!

Son olarak, kendine güvenen bir belediye, vatandaşın verdiği şikâyet dilekçesinden neden rahatsız olur ve bu şikâyet dilekçesini resmi kayıtlardan neden çıkartmak ister?

Neden acaba?