Bismillâhirrahmânirrahîm!

      SON 20 yıldır belediyelerde ilk akla gelen “borçları” oluyordu. 31 Mart Seçimleri’nde halk, basiretli davranarak, hükûmetin yönettiği belediyeleri oylarıyla uyardı. Yeni yönetime gelen pek çok belediye başkanı, devraldıkları borç miktarını kamuoyuyla paylaştı.

     Yeni yönetime gelen Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, 15 milyar, 428 milyon borç devraldıklarını ilân etti. Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Çavuşoğlu, eski başkanın 11 milyar 300 milyon borç bıraktığını açıkladı. Devraldığı borç miktarını açıklayan pek çok belediye var.

     Belediyeler, merkezi yönetimin İller Bankası aracılığıyla verdiği kredilerle yönetilecekse, başkanın görevi ne? Hazır parayla kim olsa hizmet yapar. Başkanın görevi yerel imkânları ekonomiye dönüştürmek, halkın beldesine sahiplenmesini sağlamak değil midir? Bunu ideal şekliyle 1989 ve 1994 seçimleri sonrası yönetime gelen Refah Partili belediyeler gerçekleştirdi. Destanlar yazdılar. Efsanevî belediyecilik hizmeti sundular.

      1989’da seçilen 5 ilin belediye başkanının baş harfleri tevafuken FATİH ismini oluşturdu:

      Fethullah Erbaş, Van!

      Ali Sezal, Kahramanmaraş!

      Temel Karamollaoğlu, Sivas!

      İbrahim Halil Çelik, Şanlıurfa!

      Halil Ürün, Konya!

       5 efsane başkan, FATİH sözcüğünün hakkını verdi. “Örnek belediyecilik” hizmeti yaptılar. Dünyanın her yerinden nice ödüller aldılar. Türkiye’nin pek çok ili, böyle güzel hizmetlerin kendi beldelerinde de yapılmasını arzuladı. 1994 yerel seçimlerinde; İstanbul, Ankara’yla birlikte 400 kadar belediyeyi Refah Partili başkanlar kazandı.  

KONYA ÖRNEK OLDU

      EN çok ödül alanlardan Konya Belediye Başkanı Halil Ürün, Konya halkına, “En ucuz su; en ucuz ulaşım; en ucuz ekmek ve borçsuz belediye” vaat etmişti. Bu söylem kısa sürede diğer Refahlı belediyelere de yansıdı. Halk tarafından büyük kabul gördü. Millî Görüşçüler Türkiye’ye belediyeciliği öğretti.

       Konya eski belediye başkanlarından Mustafa Özkafa, “Erbakan Hoca yol gösterdi; başkanlar çalıştı” ifadesinden sonra, “borçsuz belediye”ye nasıl ulaştıklarını sıraladı:

      “* Her hizmet Allah rızası için ve samimiyetle yapıldı.

     * İstişareye önem verilerek meslek örgütleri, vakıflar, muhtarlar ve derneklerle iş birliği yapıldı.

      * Her partiye mensup belediye meclis üyelerimize değer verildi; görüş ve teklifleri dikkate alındı.

      * Hiçbir şekilde belediye borçlandırılmadı; sonuçta tek kuruş faiz ödenmedi. 15 yıllık idaremizin sonunda Konya’mızın meydanlarına “Milyarlık Yatırımlar, Sıfır Borç” afişleri asıldı.

     * Hiçbir rüşvet girişimi olmadan görevler tamamlandı. Halkla görüşme günleri düzenlenerek belediye başkanıyla randevusuz görüşüldü.

    * Belediye personelimiz liyakatle göreve geldi. Memur ve işçi arkadaşlara âdil davranıldı. Hizmetler gönül birliğiyle yürütüldü.”

      Van Belediye Başkanı Fethullah Erbaş ise, kendisinden önceki ANAP’lı belediyeden 67 milyon borç devraldıklarını anlatarak, öz kaynaklarıyla borçları kapattıklarını anlattı. 2,5 yılın sonunda belediyenin hiçbir borcu kalmadığını açıkladı. Cumhurbaşkanı Özal, bu efsanevî hizmetleri yapan 5 belediye başkanını özel olarak makamında kabul ederek onları dinledi.

ADANMIŞLIK VARDI

      DÖNEMİN Şanlıurfa Belediye Başkanı İbrahim Halil Çelik, belediyecilik bizim için aşktı, sevdaydı, davaydı, deyip bir medeniyet tasavvuru olarak şehirleri aslî hüviyetine kazandırdıklarını söyleyerek Millî Görüş belediyeciliğinin bazı hizmetlerini özetledi: “Şehirlerin kültüründen tarihine, ilminden irfanına, güzel sanatlarından el sanatlarına kadar halkın hizmetinde olduk. Tüketen değil, üreten belediyecilik hizmeti yaptık. Ev ekonomisine katkı sağladık.”

      Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu da, “adanmışlık anlayışı”yla çalıştıklarını anlattı. Sivas, işsizliğin de etkisiyle en çok göç veren şehrimiz durumundaydı. Sayın Karamollaoğlu, işsizliği, göçü durdurmayı azmetti. İş adamlarıyla istişare ederek, üzerine 200 fabrikanın kurulduğu Organize Sanayi Bölgesi oluşturdu. İşsizliği; iç ve dış göçü önledi.

      1994’te Kütahya Belediye Başkanı seçilen asker kökenli Süleyman Canan, önce makam odasının kapısını söktürdü. Şebeke suyu dışında, kendisine özel bir çeşme yaptırdı. Su parasını kendisi ödedi. Makam odasında ağırladığı misafirlerin ikramlarını maaşından karşıladı. Aile ve yakınlarını makam arabasına bindirmedi.

      RP, Beyoğlu Belediyesi’ni kazandıktan sonra, Sabah gazetesi, “Beyoğlu’nda Fiyatlar Düştü” başlığıyla 1 sayfalık haber yayınladı.

     İzmir Kemalpaşa ilçesi kasaba görünümünden şehir hüviyetine girdi.

     RP, yerelin gücünü azami ölçüde seferber etti. “Borçsuz belediyeler” oluşturdu. 31 Mart seçimlerinde algı operasyonlarının etkisiyle Saadet Partisi’ne oy vermeyerek neler kaybettiğimizi düşünebiliyor musunuz?

     Not: Bu yazıda, Millî Gazete’nin Şubat 2024’te, Erbakan’ın vefat yıl dönümünde hazırladığı Millî Görüş Belediyeciliği Özel Sayısı’ndan faydalanılmıştır.