ÖZBEKİSTAN diktatörü İslam Kerimof (rivayete göre) içkiyi fazla kaçırdığı için hastahaneye kaldırıldı ve vefat etti. Resmî ağızlar beyin kanaması dediler.
Kerimof, sadece otoriter bir devlet başkanı değildi, aynı zamanda zalim ve kanlı bir diktatördü.
Şu anda bir İslam ülkesi olan Özbekistan’da Müslüman çoğunluk ağır baskılar ve zulümler altındadır.
Hapishanelerde 18 bin dinî siyasî mahkum olduğu söyleniyor.
Orada din hürriyeti, temel insan hakları, dinine uygun bir hayat sürme, muhalif olma, tenkit etme, aykırı fikir ve görüş beyan etme serbestliği yoktur.
Gençlerin ve çocukların camileri girmeleri hoş görülmemektedir.
2005’te Andican’da yürüyüş yapan üç bin silahsız sivil Müslüman acımasızca ve gaddarca katl edilmiştir.
Özbekistan’da yedi klan olduğu, bunların üçünün siyasete hakim oldukları iddia edilmektedir.
Müteveffa Kerimof Taşkent klanına mensuptu.
Yeni devlet başkanının, Semerkant klanına mensup biri olacağı düşünülmektedir.
Kerimof, Müslüman çoğunluğa Sovyet kolonyalizmi devrindekinden fazla ve ağır zulm etmiştir.
Özbekistan’ın yüz ölçümü 449 bin km kare, nüfusu 31,5 milyondur.
Bu ülkeden tarih boyunca sayısız din imamı ve alimi, tasavvuf büyüğü çıkmıştır. O topraklar İslamın kalesiydi. İslam orada tekrar hakim olacaktır. Bugünkü din düşmanlığı muvakkat bir ârızadır.
Özbekler ilim, irfan, ahlak, karakter, sanat bakımından kabiliyetli ve başarılı bir millettir.
Çarlık Rusyası, Sovyetler Birliği ve Kerimof diktatörlüğü, onları, bizdeki küfür sistemlerinin bir kısım halkımızı bozduğu ve yabancılaştırdığı kadar bozamamıştır.
Özbeklerin büyük çoğunluğu dindardır, ahlaklıdır, karakterlidir, faziletlidir, çalışkandır.
Halen İstanbul’da birçok Özbek lokantası vardır ve bunları işletenler hep başarılı ve dindar insanlardır.
Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra Orta Asya ülkelerinde İslam cumhuriyetleri kurulacaktı veya kurulabilecekti ama Rusya, ABD, AB, İsrail, Çin, Hindistan buna izin vermemiştir.
Tacikistan’da dinsizlik zulmü o derecededir ki, 18 yaşından küçüklerin camilere girmesi yasaktır.
Turgut Özal zamanındaki Kerimof’u devirme teşebbüsü yüzünden iki ülkenin arası, Timur devrinde olduğundan daha soğuk ve gergindir.
Özbekistan hakkında bilgi edinmek isteyenlere /Özbekistan Halk Hareketi/ ve benzeri siteleri okumalarını tavsiye ederim.
(İkinci yazı)
Hapishâneler
BENDENİZ hapishaneler hakkında konuşabilir ve yazabilirim, çünkü epeyce yatmışlığım vardır.
Yatmayan bilmez. Allah düşürmesin. Hâlen içeride olanlar için de “Allah kurtarsın” derim.
Şu anda cezaevlerimiz kapasitelerinin üzerinde doludur.
Ranzalar, yataklar yeterli değildir.
Bazı tutukluların dışarıdan yatak, yorgan, yastık getirtmesine izin verilmemektedir.
Adalet elbette suçluları cezalandırmalıdır ama suçları henüz sabit olmamış kimselere temel insan hakları ile ilgili kolaylıklar gösterilmelidir.
Darbeden sonra birtakım vicdansız ve ahlaksız kimseler, Cemaatle ve darbe ile ilgisi olmayan kimseleri ihbar etmişler, töhmet altında bırakmışlardır.
Allah kuru iftiradan cümlemizi muhafaza buyursun.
Darbe yapanlar, darbeye fiilen destek verenler, suç işleyenler elbette muhakeme edilmeli, layık oldukları hakkettikleri cezaya çarptırılmalıdır ama delilsiz iftiralara ve ihbarlara dayanarak mâsum insanların ve yakınlarının canları yakılmamalıdır.
Beraat-i zimmet asıldır.
Ez kaza zindana konulan kimselerin yatak, yıkanma, yemek ihtiyaçları karşılanmalı, avukatları ve aileleriyle görüşmelerine imkan ve fırsat verilmelidir.
İçeriye alınanların yüzde yüzünün de suçlu olduğunu tahmin etmiyorum. Bir kısmı, âdil yargılanma sonucunda beraat edecektir.
Darbe zâlimdir, kurunun yanında yaşı da yakar…
Adalet, kuru yüzünden yaşı yakmaz.