İnönü, oğlu kaza yapınca ne demiş!

Tutuklamakla savcı gereğini yapmış

HAYRİ Mumcuoğlu, 1980 öncesinde CHP Tekirdağ Senatörüdür.

Daha önce Hayrabolu da Cumhuriyet Savcılığı yapmıştır.

Ondan önce de Ankara da Savcı olarak görev yapmıştır.

Gazeteci Erdal Özcan ın anlattığına göre (Bu anlatıma Çorlu dan Mekin Uygur da tanıktır) bu olay 1960 ların başlarında meydana gelmiştir.

İnönü nün oğlu Ömer İnönü Ankara da trafik kazası yapıyor.

Cumhuriyet Savcısı Mumcuoğlu, kaza raporuna göre, tedbirli olarak oğul İnönü yü tutukluyor.

Aslında kazada ölen kişi, yola fırlıyor İnönü nün suçunun olmamasına rağmen savcının tututlama kararı vermesi dikkat çekiyor.

İktidar çevreleri, bir Başbakan ın oğlu Nasıl tutuklanır diye tepki gösteriyor.

Ancak Başbakan İnönü Devletin savcısı gereğini yapmış diyor.

Bugünlere gelindiğinde, söylenecek söz bulunamıyor.

Yukarıdaki yazıyı 17 Ocak 2014 tarihli Hürriyet Gazetesinin

yazarlarından Yalçın Bayer in köşesinden aldık. ([email protected])

Bu yazıda anlatılmak istenen nedir Yahut sualimizi şöyle soralım: Bir taşla kaç tane Saka, Kanarya, Bülbül vurulmak isteniyor

Önce olaya bakalım: Ömer İnönü, Ankara da trafik kazası yapıyor.

Herkesin demesek de çok kişinin yapabileceği bir olaydan ancak böyle

bahsedilir, değil mi Bir başka arabayı yandan çizmek gibi, bariyerlere

çarpmak gibi, önündeki arabanın arka farlarını patlatmak gibi...

Cumhuriyet Savcısı Mumcuoğlu, kaza raporuna göre, tedbirli olarak oğul

İnönü yü tutukluyor. Aslında kazada ölen kişi, yola fırlıyor...

İnönü nün suçunun olmamasına rağmen savcının tutuklama kararı vermesi

dikkat çekiyor.

Ne olmuştu Oğul İnönü trafik kazası yapmıştı.

Sonra ne olmuş Kaza raporu yazılmış ve savcı bey oğul İnönü yü tedbirli olarak tutuklamış. Ama neden

Çünkü kazada ölen var. Yani oğlu İnönü nün yaptığı trafik kazası bir kişinin ölümüne sebep oluyor.

Aslında kazada ölen kişi yola fırlıyor...

Oğul İnönü nün ölümüne sebep olduğu kişinin adı yok. Siz ölen kişi olarak bilin.

Aslında, yani mobese kayıtlarına göre, dahası olayın tanığı onlarca

kişiye göre, ölen kişi yola fırlamıştır. Ünlü bir politikacımızın

anlatımıyla söylersek: Kendini intihar ettirmek istemiş olması kuvvetle

muhtemeldir.

Dolayısıyla, İnönü nün suçunun olmamasına rağmen...

(Bizim notumuz: Buraya kadar yapılan izahlarda anlaşılmayan bir noktanın

olmaması gerek. Kartel katibinin inandırıcılığına katılıyoruz. Sakalar

tamam.)

Rağmen... dikkat çeken ne

Savcının tutuklama kararı vermesi...

Oğul İnönü nün yaptığı trafik kazası dikkat çekmeyebilirdi. Ölen kişi

olması dikkat çekmeyebilirdi. Lakin savcının tutuklama kararı vermesi

dikkat çekiyor.

Çekilen dikkatler sonra ne oluyor

Tepki oluyor, efendim...

İktidar çevreleri, bir Başbakan ın oğlu Nasıl tutuklanır diye tepki gösteriyor.

Nerede oluyormuş

İktidar çevrelerinde...

O çevreler kimlermiş

Bu olay 1960 ların başlarında meydana gelmiştir.

Başbakan İnönü dür...

(Bizim notumuz: 1960 ların başında Menderes in başbakan olduğu,

İnönü nün ise Menderes i astırdıktan sonra ancak 1961 yılında başbakan

olduğu bilgileri, konu İnönücülük olunca önemli değildir. Kanaryalar

tamam.)

Başbakan ın oğlu nasıl tutuklanır

Tepki bu!

Ancak Başbakan İnönü rahat... Üstelik mutluluk duymuş havasında.

Devletin savcısı gereğini yapmış. (Diyor)

Yani o gereğini yapmamış olsa idi, tutuklama işini Başbakan İnönü yapabilirdi.

Şimdi yazının başına dönelim.

Yani Devletin savcısı na.

O ünlü tutuklama işlerinden sonra Hayrabolu günleri ve gelsin Tekirdağ senatörlüğü...

Başbakan İnönü nün oğlunu tutuklayan savcı diye konuşulmuşsa,

Hayrabolu da, Tekirdağ da... Konuşulmuşsa, konuşulmuştur. Yasak mı var

Üstelik İnönü Gereğini yapmış diye övmedi mi

(Bizim notumuz: Çerkezköy Savcısı olarak ünlenen ve bir donem CHP

Senatörü olan komşumdan duyduklarım: Ali Topuz dediki, madem aday adayı

oldun. Delegelerin oyunu alman için parti teşkilatlarını dolaşman lazım.

Vaktim yoktu, bir Eyüp teşkilatını ziyaret edebildim. Yapılan ön

seçimde bana oradan hiç oy çıkmadı. Diğer ilçelere uğramamış olmam,

Benim karım oldu. Bülbüllerde tamam.) Kartel katibi yazarımızın

anlattıklarından biz de bunları yazdık ama bu kadar açık ve net olayda

dahi anlaşılmayan noktaların olduğunu da iddia etmek durumundayız.

Mesela Gazeteci Erdal Özcan ve onun tanığı Çorlu dan Metin Uygur

kimlerdir Olayın birebir tanığı mıdırlar Ölen kişi nin yola

fırladığını bir onlar mı görmüşlerdir

Şimdi içinde oğul İnönü geçen ikinci yazıyı okuyacaksınız.

Ömer İnönü ve bir cinayet hikâyesi

Bir liderin evladı olmanın ne büyük zorluk olduğunu herhalde en iyi bilenlerden biriydi geçen gün kaybettiğimiz Ömer İnönü...

Bunu, yaşayarak öğrenmişti.

Ona yaşatılan şey, Türkiye de çok partili rejimin sakat doğmasına neden oldu.

***

Yaşı yetenler hatırlar:

DP yi iktidara getiren seçim 14 Mayıs 1950 de yapıldı.

Seçime 10 gün kala DP yi destekleyen Zafer gazetesinin 1. sayfasında bir kaza haberi yayımlandı.

Haberin başlığı, Kayalıbay ın ölümündeki esrar dı.

Haber, Muzaffer Kayalıbay adlı vatandaşın 1945 yılında, Taksim deki bir

kavgada yaralandığını ve sonra da arabayla ezilerek öldüğünü

duyuruyordu.

Seçime 10 gün kala, 5 yıllık bir ölüm haberinin neden manşete yerleştiği seçimden 40 gün sonra anlaşıldı.

DP milletvekili Ahmet Gürkan Meclis te Bu olay bir kaza değildir. Şef

sisteminin bu memlekette karanlıklar içinde bıraktığı bir faciadır

dedi.

Gürkan a göre Kayalıbay ı o gece tekmeleyerek yere düşüren ve üzerinden otomobille geçerek öldüren kişi, Ömer İnönü ydü .

***

DP milletvekiline göre olay şöyle yaşanmıştı:

Kayalıbay, Olga adlı bir Rus kızıyla evliydi. Olay günü, Olga nın Rus

kız arkadaşı ve dönemin Ankara Valisi Nevzat Tandoğan ın oğlu, bir

otelde içip sarhoş olmuşlar, sonra da Dolmabahçe Sarayı nı aramışlardı.

Sözde Tandoğan, telefonda Şehzade ye, İstediğiniz kadınlar burada, yola çıkıyoruz, bizi karşılayın demişti.

O karşılama sırasında çıkan tartışmada Kayalıbay, Ömer İnönü nün yüzüne

yumruk atmış, Ömer de Muzaffer in kasığını tekmelemiş ve mesanesi

patlayarak yere yığılan adamı arabasıyla ezerek öldürmüştü.

Milletvekiline göre olayın tanıkları ve kanıtları vardı. Hükümet, bu

cinayeti aydınlatmalı ydı. (Metin Toker, DP nin Altın Yılları , Bilgi,

s. 60)

***

O günden sonra Türkiye, bir yıl, bunu konuştu.

DP lilere göre olay, Şef in hasıraltı ettiği bir skandaldı. CHP lilere

göre ise, Celal Bayar, yıllar önce Başbakanlıktan ayrıldıktan sonra

yolsuzlukla suçlanıp beraat eden oğlunun intikamını alıyordu.

İsmet İnönü, Ailemiz muazzam bir iftira karşısındadır açıklamasını

yaptı. Ömer İnönü, Ben böyle bir hadise sırasında orada değildim dedi.

Baba oğul, daha önce bu konuyu konuşmuşlardı. İsmet Paşa bir ihbar

üzerine oğlunu çağırmış, Bana doğruyu söyle. Böyle bir olay var mı

demişti.

Ömer, Hiç haberim yok deyince Paşa bunun bir komplo olduğuna inanmıştı.

Ancak Ömer hala endişeliydi.

Bir gece annesine İki yalancı şahitle beni mahkum edecekler demişti. (Gülsün Bilgehan, Mevhibe , Bilgi, s. 172)

***

Konu Meclis e yansıyınca iş büyüdü. Kayalıbay ailesi Ömer İnönü nün

tutuklanmasını istedi. Savcılıktan Pembe Köşk e gelen bir davetle Ömer

katil suçundan sanık olarak ifade vermeye çağrıldı.

Basının büyük ilgiyle izlediği, 80 tanıklı davada, sanığı suçlayan tek

tanığın beyanlarının dayanaksız olduğu anlaşıldı ve Ömer İnönü beraat

etti.

Basın, kısa sürede olayı unuttu.

Ama Ömer İnönü hiç unutmadı.

Bir politikacının oğlu olmanın bedelini ağır ödemişti.

1950 den, önceki gün ölene kadar da ne politikaya bulaştı, ne ortalarda göründü.

Bu yazıyı da Milliyet Gazetesi nin 6 Mart 2004 tarihli sayısındaki Can Dündar yazısından aldık. ([email protected])

Türkiye de çok partili rejimin sakat doğmasına... sebep olan ve Oğul İnönü ye yaşatılan şey i anlamaya çalışacağız.

14 Mayıs 1950 deki DP zaferinin yaşanmasına daha 10 gün varken, Zafer Gazetesi bir haber yayımlar.

Kayalıbay ın ölümündeki esrar.

Haber, seçime hazırlanan millete neyi duyurmuş

Muzaffer Kayakbay adlı vatandaşın 1945 yılında, Taksim de bir kavgada yaralandığını ve sonra da arabayla ezilerek öldüğünü...

Yani ölen kişinin adı var ve vatandaş olduğu da sabit...

Seçime 10 gün kala, 5 yıllık bir ölüm haberinin neden manşete yerleştiği... herkesin aklına soru olarak gelebilir.

Cevap 40 gün sonra verilmiş. Seçimler oldu, bitti. DP iktidara geldi.

Bir milletvekilinin Şef sisteminin bu memlekette karanlıklar içinde

bıraktığı... olayların, faciaların olduğunu ve artık şef sistemi

bittiğine göre ve artık ülkeye demokrasi geldiğine göre, hesaplar

sorulmalı iddiasıyla Meclis e taşıdığı bu olayın adı şudur:

Kayalıbay ı o gece tekmeleyerek yere düşüren ve üzerinden otomobille geçerek öldüren kişi, Ömer İnönü ydü.

1945 yılı...

İnönü, Milli Şef...

Olay yeri: İstanbul, Taksim, Dolmabahçe...

Olayın gazetelere yazılması ise 4 Mayıs 1950 tarihinde...

1945 yılının gazeteleri neden yazamamışlar

Zafer gazetesi artık Milli Şef günlerinin sonuna gelindiğini farkettiğinden mi yazdı

DP lilere göre olay, Şef in hasıraltı ettiği bir skandaldı iddiası mı,

yoksa İsmet İnönü ailemiz muazzam bir iftira karşısındadır

açıklaması yaptı müdafaası mı yarışmıştır seçimlerde

Ben böyle bir hadise sırasında orada değildim ve Hiç haberim yok demesine paşa inanıyor ve merak etme bu bir komplo, diyor.

Ne zaman

Baba oğul, daha önce bu konuyu konuşmuşlardı.

Daha önce, yani ne zaman

Herhalde olayın olduğu günlerde. Yani Kayalıbay ın cesedi daha sıcak iken...

Milli Şef İsmet Paşa nasıl haberdar olmuş

Bir ihbar üzerine...

Kime soruluyor olay İstanbul Valisine mi Savcısına mı

Hayır!

Oğlunu çağırmış...

Ancak (Şehzade) Ömer hâlâ endişeliydi.

Ama neden

Babası Milli Şef, lakin o annesine diyor ki: İki yalancı şahitle beni mahkum edecekler.

İki yalancı şahitle mahkum edilen çok kişi tanımış olmalı (Şehzade) Oğul İnönü o güne kadar...

Yani babasının yönettiği bir ülkede iki yalancı şahitle insanları mahvetmek çok kolay.

Korkuyu görüyor musunuz, anlıyor musunuz

CHP lilere göre ise, Celal Bayar, yıllar önce başbakanlıktan

ayrıldıktan sonra yolsuzlukla suçlanıp beraat eden oğlunun intikamını

alıyordu.

(Şehzade) Oğul İnönü nün kastettiği yalancı şahitli olaylardan biri de bu olmasın

CHP lilerin bu intikam iddialı savunmaları, kendi aleyhlerine dönen bir iftiracılık olarak mı algılandı o seçimlerde milletçe

(Bizim notumuz: CHP lilerin hep kaybetme sebeplerinden biri olarak

tanımlanan bu tavırları, genlerine işlenmiş olduğundan mı, bugün dahi

vardır )

O günden sonra Türkiye, bir yıl, bunu konuştu.

O günden sonra, Zafer gazetesinde haber yapılmasından sonra...

Sonra, sonra...

Basının büyük ilgiyle izlediği 80 tanıklı davada, sanığı suçlayan tek

tanığın beyanlarının dayanaksız olduğu anlaşıldı ve Ömer İnönü beraat

etti.

Katil suçundan sanık.

80 tanık.

Sanığı suçlayan tek tanık.

80 tanık ne zamanın 80 tanığıdır

Olayın olduğu 1945 yılının tanıkları iseler, neden 5 yıl tanıklık yapmamışlardır

(Bizim notumuz: 1945 yılında Taksim de, Dolmabahçe de bir olayı gören,

bilen 80 tanık olabiliyorsa, neden 2007 yılında Halaskargazi Caddesi nde

bir öğle vakti işlenen Hrant Dink cinayetinin 8 tanığı yoktur )

1590 den, önceki gün ölene kadar da ne politikaya bulaştı, ne ortalarda göründü.

Peki ama, yazımızın başında, ilk alıntımızın anlattığı olay ne

Ömer İnönü nün 1960 yılında yaptığı trafik kazası nereye konulacak Üstelik olayın sonra senatör olan bir savcısı da var.

Basın kısa sürede olayı unuttu.

Son iddiası bu ikinci alıntımızın yazarının.

İnanmadınız değil mi

Çünkü birinci alıntıyı daha önce okuduğunuzdan...

(Bizim notumuz: Bu ülkede Milli Şef çi olmak,CHP ni içe sindirmek işte böyle bir şeydir.)

Fark nasıl kapanacak

Güvenilen dağ hakem B.Y soruyor: Üç maçlarını daha yöneteceğim garanti mi Sonra kar yağmasın hem benim başıma, hem sizin hayallerinize

Son Gülen kim

Kêra ko dı malı da tuje, dı bıre.

Bu Kürtçe deyimi yahut atasözünü bir doktor arkadaşımdan öğrendim.

Kör bıçak evin içinde keskindir.

Türkçesi bu cümle imiş, böyle anlayabilir mişiz

İtiraz edecek gibi oldum. Ne kör bıçağı, diyecektim. Çok keskin bıçaklar çektiler, evimizin içinde.

Kim hatırlamaz, o günlerden kalan ve hâlâ kanayan yerlerini.

Bıçakları da bıçaktı ha!

Beceremiyorlarsa, gitsinler! manşetlerini attırmışlardı, en yaralayıcı darbeyi indirdiklerine inandıklarında, kartelin kınalı gazetelerine.

Mesut Yılmaz ikram ettikleri Ananas ları yiyordu ve yarasa diyordu.

Süleyman Demirel ikram ettikleri Ananas ları yiyordu ve Kızlar Arabistan a diyordu.

O Gülen adamın tam da o günlerde Furuat dediğini herkes duymuştu.

Furuat demiş ama; teferruattır, mühim değildir, diye anlayanlar olursa imiş, hakkını helal etmezmiş. Şahinlerden bir Ahmet Şahin böyle diyor.

Tehditli savunma...

Şu soruya cevap istemek hakkımızdır. O güne kadar kimsenin bilmediği ve kullanmadığı Furuat kelimesini kullanmadan anlatamaz mı idi istediklerini

Furuat kelimesini daha önce kim, nerede kullanmış

O Furuatlı günlerden, Meclis te başörtülü milletvekilleri var, günlerine geldik. Bir kaybı söz konusu mu ülkemin Cevap hayırdır ve herkesin hayrınadır. Ki Furuat savunucuları dahi isterlerse istifade edebilirler bu hayırdan.

Efendim, beddua değil ol.

Yana yakıla şimdi de böyle diyorlar.

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevi Hazretleri, İstanbul u dolaşmak isteyen iki müridine müsaade verirken, der ki: Kimsenin kılık kıyafeti ve sakalı, bıyığı ile meşgul olmayacaksınız.

O iki mürid Gülhane Parkı nın karşısındaki bir dergaha girip çıkanları görünce, dalarlar içeri.

İçerisi duman içinde. Bıyıkları ve sakalları hür insanlar lüle tüttürmekteler.

Bunlar da Müslüman mı sorusu akıllarına takıldığında, oradakiler onlara öyle bir bakarlar ki, orayı hemen terketmekten başka çare yoktur.

Dergahlarına vardıklarında ise karşılayan mürşitleridir ve ondan hak ettikleri azarı alırlar.

Ben size kimsenin sakalına, bıyığına karışmayın, demedim mi

Bu eğitim anektodunu niçin mi hatırladık

Müridlerin Hoca larını savunduğu günlere geldiğimizden...

O şöyle derken, böyle demek istemiştir, diyen müridler kuyuların başında. Ne kadar da çok taş atılmış kuyulara

Bakalım son gülen kim olacak

Spor olsun

AFRİKA DA AÇLIK

Afrika kovanına Vahşi Batılı girmiş,

Arıyı kaçırmış, tezek tezek bal yalamış.

Kovan sahibine acımış, bak neler vermiş:

Açlıktan ölmesin diye tezek balyalamış

MART KEDİLERİ

Saklanır bir çukura, görev dense adama,

Hızlı uçan bir martı görmüş kediler gibi;

Paylaşım var deseniz, yetişir damdan dama,

Hızlı geçen bir Mart ı görmüş kediler gibi.

Ekrem Şama - Necati Tuncer