İmam hatip müfredatının elden geçirilmesi ve revize edilmesi gerekir. Mevcut müfredatla sadece dostlar alışverişte görsün mantığı yürütülmüş olmaktadır. Müfredatla ilgili bizim gördüğümüz bazı yanlış noktalar ve tavsiyelerimizi sıralayalım.
1.Öncelikle eğitimin sunuş mantığı yanlıştır. Yani hadis, tefsir, fıkıh gibi derslerin bir arada verilmesi usul olarak yanlıştır. Yapılması gereken en az bir yıl öğrencilere usul dersi verilmesidir. Yani fıkıh eğitimi eğitimin en son aşamasında verilmesi gereken bir derstir.
Benim tavsiyem şöyle yapılması cihetindedir.
a) Önce Kuran ve Kuran bilgileri verilmelidir. Yani 9. sınıfta Kuranı iyi bir şekilde okuma, tecvit, tefsir, akaid, siyer ve İslam tarihi dersi.
b) Onuncu sınıfta tefsir usulü, hadis usulü ve fıkıh usulü dersleri. Yani usul ilmi...
c) On birinci sınıfta hadis edebiyatı (yani doğrudan hadislerden seçmeler ve hadis külliyatı) ve fıkıh dersi. Fıkıh dersi en azından iki mezhep (önerim dört mezhep) karşılaştırmalı verilmelidir.
Daha önce hadis ve tefsir usulü öğretildiğinden fıkıh dersleri de bu bilgileri kullanarak verilmelidir. Örneğin abdest anlatıldı. Abdestin farziyeti ile ilgili ayet hemen sunulmalı ve bununla ilgili farklı bakışlar anlatılmalıdır. İlgili hadisler sunulduğunda hadis usulü daha önce okunduğundan buradaki bilgilerin pratikliği uygulamalı olarak öğretilmeli, hadisin hangi kitaplarda geçtiği, sıhhati ve ravileri tartışılmalıdır. Böylece çocukta araştırma, kriter etme ve öğrendiği bilgileri sahada kullanma imkanı doğar. Yani fıkıh eğitimi eğitimdeki en son merhale olmalıdır.
d) On ikinci sınıfta kelam, dinler ve mezhepler tarihi verilmelidir. Hatta bunlara modern zamanların fikirleri adlı bir ders de konulup burada ateizm, komünizm, modern İslami akımlar ve benzeri fikir ve ideolojiler anlatılmalı onlara karşı nasıl konuşacağı bilgisi verilmelidir ki okuldan çıktığında bocalamamalı.
2.İkincisi derslerin içeriği hem zenginleştirilmeli ve hem de kaynak bilgisi verilmelidir. Yani fıkıh dersimiz dört mezhebin görüşlerini ve ihtilaflarını da kapsamalıdır. Yani bir imam hatip çocuğuna normal bir lise çocuğuna verilen ilmihal bilgisi verilmemelidir.
3.Akaid dersimiz iki yıla yayılarak günümüz bozuk akaidler de işlenmeli ve bunlara nasıl cevap vereceği de anlatılmalıdır.
4.Kitaplar, sağlam bir ekip tarafından satır satır bir eleştiri ile incelenmelidir.
5. Yardımcı kaynaklar olarak her alanda klasikleşmiş bir eserin ödev olarak okunması ve çalışması istenmelidir.
6. Liseyi bitirme tezi hazırlanmalıdır. Aslında bu bütün liseler için uygulanmalıdır. Böylece gençlerimiz hem araştırma ve hem yazı yazmaya yönlendirilmiş olacaklardır. İlk etapta Osmanlıca eserlerin tercümesi görevi verilerek tüm Osmanlıca kaynaklar Latin alfabesine dönüştürülebilir...
7. Milli Eğitim Bakanlığı, ilahiyatlarla anlaşarak mevcut meslek öğretmenlerini yüksek lisans ve doktora eğitimine tabi tutmalıdır. Böylece hem öğretmenlerin alan bilgileri zenginleşmiş olur ve hem de öğrencilerin hocalarına karşı güvenleri artar. Eğitimin de kalitesi artmış olur...
Bugün ülkemizde imam hatip okulları genelde çift vardiyalı eğitim vermektedir. Bu, öğretmenlerin öğrencilerle yeterince ilgilenmelerini ve tanımalarını engellediği gibi, öğrencilerin de yeterince derslere ve okula kendilerini vermelerini engellemektedir. Bunun yerine tek vardiya sistemine geçilmeli, arada uzun molalar (yani öğlen molası bir buçuk saat) verilmelidir.
Vakit namazlarında tüm öğrencilerin cemaatle namaz kılacak şekilde program yapılmalıdır. Yani burası imam hatip okulları, ezan okurken öğrenciler ders yapmaktadır. Bu nasıl bir çelişki Ezan okunduğunda dersler bırakılacak ve öğrenciler okulun uygulama mescidinde cemaatle namaz kılacaklardır.
Öğrencilere modern eğitim verilirken klasik eğitim de bir yandan verilebilir. Bunun için bölgenin medreseleri veya mollaları ile anlaşılabilir.
İmam Hatip öğrencilerine verilen Arapça yeterli değildir. Bunun yanında pratik Arapça verilmelidir. Özellikle ülkemize gelen Suriye ve Irak kökenli insanlardan yararlanılabilir. Arapça bilgilerinin zenginleştirilmesi için bazı dersler tamamen Arapça işlenmelidir. Örneğin tefsir ve hadis dersleri tamamen Arapça işlenebilmelidir. Düşünün siz imam yetiştirmeye çalışıyorsanız ama onlar Arapça bilmiyor… Sıkı bir eğitimle Arapça öğretilebilir. Eğer bu konuda nasıl bir yol izleneceği bilinmiyorsa bir dil komisyonu kurularak olay araştırılmalıdır.
Öğrencilerin sosyalleştirilmeleri için web siteleri ve okul dergileri çıkartılmalıdır. Bölgedeki diyanet ve müftülüklerden yararlanılmalıdır. Yazın, imam hatip öğrencileri çeşitli etkinliklerde görev verilerek sosyalleşmeleri sağlanmalıdır.
Bence şu anki imam hatip eğitimi çok yetersiz. İlgili birimlerin iyice kafa yorup sistemi güçlendirmeleri gerektiği gibi, burada eğitim veren yani sahadaki öğretmenlerin de görüşleri alınmalıdır. Hatta öğrencilerin bile görüşleri alınarak sistem güçlü hale getirilmelidir.