BAE Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed el Nahyan:
- “Barışı seçtiği ve Filistin topraklarının ilhakını durdurduğu için Netanyahu'ya teşekkür…”
- “Bugün Ortadoğu için daha iyi bir yol yaratacak yeni bir eğilime tanıklık ediyoruz. Yansımaları bölgenin tamamında yankılanacak. Herkes daha müreffeh ve güvenli bir gelecek için can atıyor.”
- “Barış bizim kılavuz ilkemiz. Barıştan başka her yol, yıkım ve fakirlik olacaktır.”
- “Bu anlaşma Filistin halkının yanında durmaya devam etmemizi sağlayacak, istikrarlı ve huzurlu bir bölgede bağımsız bir devlet kurma umutlarını gerçekleştirmelerini sağlayacaktır."
- “Bu anlaşma, daha önce Arap ülkelerinin İsrail ile imzaladığı anlaşmalarla uyumlu. Ortadoğu'nun tamamına yayılmasını ve bölgeye barış getirmesini bekliyoruz.”
Bahreyn Dışişleri Bakanı Abdullatif bin Raşid ez Zayani:
- “Bahreyn, Netanyahu ile hükümetinin barışa yönelik adımlarını memnuniyetle karşılıyor.”
- “Ortadoğu çok uzun zamandır çatışma ve karşılıklı güvensizlik yüzünden geri kaldı. Artık bunu değiştirme fırsatı elde ettiğimize ikna oldum.”
- “Bugün Washington'da imzalanan anlaşma, Ortadoğu için bir umuttur.
- İsrail-Filistin çatışmasına adil, kapsamlı ve iki devletli bir çözüm kalıcı bir barışın temeli olabilir. Bugün böyle bir yolun mümkün olabileceğini ve gerçekçi olduğunu gösterdik.
Konuya ilişkin sorumluların yaptıkları konuşmaları ana hatları ile yukarıya almamızın sebebi, okuyucu kardeşlerimize meseleye farklı açılardan bakabilme imkânını sunabilmek içindir. Yukarıdaki konuşmaların her birini ele alıp yorumlama ve değerlendirme imkânımız ve yerimiz yoktur. Genel bir değerlendirme yapacağız.
Yukarıdaki konuşmalarda satır aralarında zikredilen ve fakat tehlikeli olan bazı noktaları öne çekerek Aksa Tufanı Harekâtı’nın ana amacını ortaya koymaya çalışacağız:
- Yapılan Anlaşmaya İbrahim Anlaşması denmesinin özel bir anlamı ve mesajı vardır.
- İbrahim Anlaşması, Filistin meselesini unutturma ve Filistin’i ilhak ederek işgal etme ve Filistin devletini yok etme operasyonun kilometre taşıdır.
- ‘Yeni Ortadoğu’da Kudüs ve Mescid-i Aksa İsrail’indir.
- Arap Birliği kendi içinde parçalanmış bir ve bütün olarak hareket edememektedir.
- BAE ve Bahreyn’in İsrail ile ilişkileri İbrahim anlaşması ile başlamıştır(!) yalanı
- İsrail’le yapılan anlaşmaların ana hedeflerden biri, Türkiye ve İran’a karşı bir cephe oluşturmaktır.
- Anlaşmaların ana hedefi ‘Yeni Ortadoğu’da ‘Arap-İsrail NATO Projesini’ hayata geçirerek Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) ve Büyük İsrail Projesi’ne (BİP) altyapı hazırlamaktır.
- İbrahim Anlaşması, silah sektörünün ekmeğine yağ ile bal sürmüştür.
Yapılan anlaşmada üç semavi dinde ortak payda olarak yer alan Hz. İbrahim (Abraham) peygamberin isminin kullanılması, Kurbağa Haşlama Stratejisi’nin önemli bir boyutudur. Bu psikolojik savaş taktiği ile anlaşmaya karşı çıkmak isteyen Müslümanların ve Hristiyanların önü kesilmek istenmiştir. İbrahim Peygambere Yahudi inancında yüklenen anlam, Kur’an’da yüklenen anlamdan farklıdır. Bu konunun ‘Yeşaya Kehanetleri’ de göz önüne alınarak ayrıca incelenmesi gerekmektedir.
İBRAHİM ANLAŞMASI, FİLİSTİN MESELESİNİ UNUTTURMA, FİLİSTİN’İ İLHAK EDEREK İŞGAL ETME VE FİLİSTİN DEVLETİNİ YOK ETME OPERASYONUN KİLOMETRE TAŞIDIR.
Yüzyıl anlaşması ve ardından gelen İbrahim Anlaşması ile ilgili sürece ve yapılan konuşmalara ve girişimlere bakıldığı zaman bu anlaşmaların bir diğer boyutu da, Filistin meselesini unutturup Kurbağa Haşlama Stratejisi’ne uygun olarak zamanla Filistin devletini ve halkını tasfiye etmek, başta Filistin toprakları olmak üzere ‘Nil’den Fırat’a kadar olan coğrafyayı’ işgal etmektir.
İbrahim Anlaşması ile ilgili Trump'ın damadı Jared Kushner ile yaptıkları görüşmelerde Netanyahu, Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerini ve Ürdün Vadisi’ni 1 Temmuz 2020’ye kadar ilhak etmek istediğini açık bir şekilde söylemiştir. Böylece ‘İsrail yerleşimlerinin olduğu Batı Şeria’nın yaklaşık 3’te 1’lik bölümünü İsrail ilhak edecekti.’
1991'de gerçekleştirilen Madrid Konferansı’nda Mısır’ın/Ürdün’ün İsrail’le yapacağı anlaşmada barış olabilmesi için İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerekir fikri, nirengi noktası olmuştu. Bu yaklaşım tarihe, "barış karşılığı toprak" ilkesi olarak geçmiştir. Bu ilkeye göre, ‘İsrail'in 1967'de işgal ettiği topraklardan çekilmesi, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulması öngörülmüştü’ [1].
Madrid Konferansı’ndaki "barış karşılığı toprak" ilkesini göz önüne alan Kushner, ilhak olayına Mısır, Ürdün ve Körfez ülkelerinin karşı çıkacağını bunun da BAE ve Bahreyn gibi Arap ülkelerini olumsuz etkileyeceğini ifade ederek karşı çıkmış ve Trump’ı devreye sokarak Netanyahu’nun ilhak isteğini erteletmiştir [2]. Netanyahu İbrahim Anlaşması’nın imzalanabilmesi için ilhak isteğinden vazgeçmemiş ve fakat ilhak isteğini belirsiz bir zamana ertelemiştir. Yol boyu bunu söylemekten de geri kalmamıştır [3] [4].
İlginç olan BAE ve Bahreyn’in İbrahim anlaşmasını imzalamalarının temel nedenlerinden birinin ‘İsrail’in daha önce ilan ettiği Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerini ve Ürdün Vadisi’ni ilhaktan vazgeçirmek’ olduğudur. BAE hükümetinin yaptığı açıklamada, ‘İsrail Batı Şeria’da bazı bölgeleri ilhak planından derhal vazgeçecek (immediately stops) ifadesi kullanılırken; İsrail tarafının yaptığı açıklamada ‘ilhak geçici olarak durdurulacak (suspend)’ ifadesi kullanılmıştır [5].
Netanyahu,‘Batı Şeria topraklarına yönelik ilhak planında bir değişiklik olmamış; sadece Trump’ın ricası üzerine bazı bölgelerin ilhakını geçici olarak askıya aldığını, dondurduğunu’ açıklamıştır [6],[7]. Netanyahu daha da ileri giderek, ‘bölgedeki çözüm sürecinin temel aldığı "barış karşılığında toprak" ilkesinin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile imzalanan normalleşme anlaşmasıyla ortadan kalktığını’; Batı Şeria'daki bazı toprakların ilhak edilmesi planından vazgeçmediğini’ açık bir şekilde söylemekten de çekinmemiştir >[8]:
"İlhak meselesinin plana (ABD'nin Yüzyılın Anlaşması Planı) dâhil edilmesi konusunda ısrar eden benim. Bu planda da hiçbir değişiklik olmadı. Başkan Donald Trump da bu plana bağlı. Ben de müzakerelerin bu temelde olması konusunda kararlıyım." "Barışın topraklardan çekilmeyle (barış karşılığı toprak) tesis edilebileceği inancı artık yok, öldü. Bu inanç, gerçek barış, barış karşılığı barış, güçten doğan barış inancıyla değiştirildi. Artık bunu geçerli kabul ediyoruz."
ABD Başkanı Donald Trump, Netanyahu’nun yaptığı bu açıklamanın ardından yaptığı açıklamada, ‘ilhak planının ertelendiğini ancak planda bir değişiklik olmadığını’ belirtmiştir [9].
Netanyahu, "Bugünün atılımları yarının standartları olacak ve diğer ülkelerin İsrail'le ilişkilerini normalleştirmelerinin yolunu açacak." "Filistinlileri beklemek zorunda kalsaydık, sonsuza kadar beklerdik." [10] tarzında yaptığı konuşma ile tavrında, düşüncesinde bir değişiklik olmadığına ısrarla vurgu yapmıştır.
İlginç olan, bütün bu tartışmalar yapılırken taraflardan hiçbiri, İbrahim Anlaşması’nda konuya ilişkin herhangi bir maddenin olup olmadığını resmi olarak açıklamamış olmasıdır. Ancak medyada yer alan bilgilere göre İbrahim anlaşmasının hiçbir yerinde “İsrail’in, Batı Şeria’yı hukuken ilhak etmeyi iptal ettiğine hatta ertelediğine ilişkin hiçbir hüküm bulunmamaktadır”. Dahası İbrahim Anlaşması’nda, ‘İsraillilerin Filistinlilerin durumunu iyileştirmek için yapması gerekenlerle’ ilgili hiçbir hüküm de mevcut değildir [11].
‘İsrail’in daha önce ilan ettiği Batı Şeria’daki İsrail yerleşimlerini ve Ürdün Vadisi’ni ilhak’ etmekten Netanyahu vazgeçmiş değildir. Ertelemiş olmasınında İbrahim Anlaşması ile ilgisi yoktur. Sebepleri çok daha farklıdır [12].
İbrahim Anlaşması, İsrail’in Filistinlilere karşı tavizde bulunmama kabiliyetini daha da güçlendirmiş, hatta zulüm yapmada elini kuvvetlendirmiştir. Bu dönemde İsrail’in zulüm mekanizması, Kurbağa Haşlama Stratejisi’ne uygun olarak hayata geçirilmiştir. İsrail yönetimi zulmüne, ‘yerleşimci’ adı altında getirdiği göçmenleri silahlandırarak Filistinlilerin mallarına, mülklerine el koyarak, göç ettirerek, İsrailli göçmenlere yeni yerleşim bölgeleri inşa ederek Batı Şeria’yı paramparça ederek; işgal altındaki ve mülteci kamplarındaki Filistinlileri vatandaşlık haklarından, özgürlüklerinden mahrum bırakarak ilhaka gayrı resmi bir şekilde devam etmiştir.
Aksa Tufanı, adaletsizliğe, zulme dur deme ve arka planda yapılan zulmü ve bu zulmün işbirlikçilerini ifşa etme ve çökertme harekâtıdır.
“YENİ ORTADOĞU’DA KÜDÜS VE MESCİD-İ AKSA İSRAİL’İN OLACAK”
Trump ve ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Geraldine Griffith’in konuya ilişkin yaptığı açıklamaları değerlendirmek gerekmektedir:
“Trump: “Barışçıl Müslümanlar, Kudüs'teki Mescid-i Aksa dâhil olmak üzere İsrail'deki tarihi mekânları ziyaret edebilecek.”
ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Geraldine Griffith:
“… Bu anlaşmayla birlikte radikallerin artık mazereti kalmadı. Çünkü anlaşma, Dubai ve Abu Dabi’deki Müslümanların gelmesine, İsrail’i barış içinde ziyaret etmesine ve aynı şekilde Mescid-i Aksa’da namaz kılmasına izin verecek.”
Bu ifadeler Kudüs ve Mescid-i Aksa'nın İsrail'e ait olduğunun çok açık beyanı olup İbrahim Anlaşması’nı imzalayanların yüzüne baka baka söylenmiştir. Onlar da bunu kabul etmişlerdir.
Her ikisinin ifadelerinde, Filistinlilerin isminin geçmemiş olması dikkat çekicidir. Şu an Filistinli Müslümanlar, Mescid-i Aksa’ya izin verildiği sürece gidebilmekte ve de ezan okuyabilmektedirler. Fiilen Kudüs ve Mescid-i Aksa İsrail işgali altındadır. Trump, ABD Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşımakla, işgal hareketini onaylamış ve desteklemiştir. Bunu yapan Trump, İbrahim Anlaşması için 'Bölgedeki tüm ülkelerin barış ve refah içinde yaşaması için tarihi adım' derken yüzü hiç kızarmamış ve de utanmamıştır. Başta Suriye, Yemen ve Libya’ olmak üzere tüm Ortadoğu’da dökülen kanların müsebbibi bizzat kendileridir. Nitekim bundan dolayıdır ki bu coğrafyada işlenen cinayetlerden, dökülen kanlardan hiç bahsetmemekte, durmasını da istememektedir.
[1] BAE ile anlaşan İsrail Başbakanı Netanyahu: Barış karşılığı toprak ilkesi artık yok, euronews, 16/08/2020; https://tr.euronews.com/2020/08/16/bae-ile-anlasan-israil-basbakan-netanyahu-bar-s-kars-l-g-toprak-ilkesi-art-k-yok
[2] Özgür Dikmen, İsrail ve BAE Arasındaki Normalleşme: Neden Şimdi? ,1 Eylül 2020 https://www.perspektif.online/israil-ve-bae-arasindaki-normallesme-neden-simdi/
[3] Thomas L. Friedman, Jeopolitik Deprem Orta Doğu’yu Vurdu, 13 Ağustos 2020 https://www.nytimes.com/2020/08/13/opinion/israel-uae.html
[4] David M. Halbfinger, Kudüs'ten ve Lübnan, Beyrut'tan Ben Hubbard'dan haber yaptı. https://www.nytimes.com/2020/06/12/world/middleeast/west-bank-annexation-israel-uae.html
[5] Vehbi Baysan; İbrahim Anlaşmaları, Körfez Ülkeleri ile İsrail Arasındaki Gerçek Barış Anlaşması mıdır?, Kriter Ekim 2020 / Yıl 5, Sayı 50; https://kriterdergi.com/dis-politika/ibrahim-anlasmalari-korfez-ulkeleri-ile-israil-arasindaki-gercek-baris-anlasmasi-midir
[6] Kemal İnat , Sözde İbrahim Anlaşması ve Türkiye’nin Tavrı, 15 Ağustos 2020
https://www.setav.org/sozde-ibrahim-anlasmasi-ve-turkiyenin-tavri/
[7] Velid Fares, İbrahim Antlaşması ve gürleyen barış Anlaşmanın ilk kazananları Trump ve yönetimi, ardından yeni bir gerçeklik yarattığı için BAE’dir, Salı, 18 Ağustos, 2020 - 17:30 İstanbul/Şarku'l Avsat.; https://turkish.aawsat.com/home/article/2455411/i%CC%87brahim-antla%C5%9Fmas%C4%B1-ve-g%C3%BCrleyen-bar%C4%B1%C5%9F
[8] BAE ile anlaşan İsrail Başbakanı Netanyahu: Barış karşılığı toprak ilkesi artık yok, euronews, 16/08/2020; https://tr.euronews.com/2020/08/16/bae-ile-anlasan-israil-basbakan-netanyahu-bar-s-kars-l-g-toprak-ilkesi-art-k-yok
[9] BAE ile anlaşan İsrail Başbakanı Netanyahu: Barış karşılığı toprak ilkesi artık yok, euronews, 16/08/2020; https://tr.euronews.com/2020/08/16/bae-ile-anlasan-israil-basbakan-netanyahu-bar-s-kars-l-g-toprak-ilkesi-art-k-yok
[10] İsrail Başbakanı Netanyahu: Çok sayıda Arap ve Müslüman ülkeyle 'gizli görüşmemiz' var, euronews , 30/08/2020; https://tr.euronews.com/2020/08/30/israil-basbakan-netanyahu-cok-say-da-arap-ve-musluman-ulkeyle-gizli-gorusmemiz-var
[11] Danıel Levy,İbrahim Anlaşmasının Eksik Barışı, 25 Eylül 2020 – Perspektif; https://www.perspektif.online/ibrahim-anlasmasinin-eksik-barisi/
[12] Prof. Dr. Kürşad Zorlu, İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri anlaşmasının gerçek yüzü, – HABERTÜRK 14.08.2020 https://www.haberturk.com/yazarlar/prof-dr-kursad-zorlu/2772318-bize-dair-notlar