15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu 2002 yılından bu yana görev yapan Genelkurmay Başkanlarının bilgisine başvurma kararı aldı.
Al Jazeera'dan Didem Özel Tümer'in haberine göre 28 Ağustos 2002 yılında göreve gelen Hilmi Özkök ile başlayan süreçte dinlenecek ikinci isim 28 Ağustos 2006'dan 30 Ağustos 2008'e kadar görev yapan, 27 Nisan e-muhtırası ile akıllara kazınan Yaşar Büyükanıt.
2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, Genelkurmay internet sitesinde yayınlanan 27 Nisan Basın Açıklaması nedeni ile uzun süre gündemde kaldı. Açıklama, medya tarafından e-muhtıra olarak adlandırıldı.
BÜYÜKANIT DOĞRUDAN HEDEFTİ
Büyükanıt, Kara Kuvvetleri Komutanlığı döneminde Fethullah Gülen Örgütü'nün doğrudan hedef aldığı isim oldu. O dönem, kuvvetli şüphe olan bu durum, 15 Temmuz'un ardından yapılan bir itiraf ile kesinleşti.
O İTİRAF
Şemdinli Savcısı olarak anılan, önce meslekten çıkarılan ancak daha sonra tekrar dönen Ferhat Sarıkaya, Gülen Örgütü ile ilgili soruşturmayı yürüten Savcı Serdar Coşkun'a itiraflarda bulundu. 2005 yılında Umut Kitapevi bombalamasıyla ilgili iddianameye, o dönem Kara Kuvvetleri Komutanı olan Yaşar Büyükanıt'ın adını, cemaatçi hâkim ve polis şefinin yardımıyla eklediğini söyledi. Sarıkaya, darbe girişimi sonrasında tutuklanan Yargıtay üyesi İlhan Kaya'nın kendisine Fethullah Gülen'in, “böyle bir kahraman çıkmış, kendisine ve ailesine ölünceye kadar bakılacak, bu da size bir vasiyetimdir” dediğini söyledi. Sarıkaya şunları anlattı:
"Sonradan Yargıtay üyesi olan İlhan Kaya, o zaman Van'da 3. Ağır Ceza Mahkemesi başkanıydı. Şemdinli'deki olayla ilgili soruşturma bana verildikten sonra beni yönlendirmeye başladı. Özellikle Yaşar Büyükanıt üzerinde yoğunlaşmamı istedi. Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olacağı kesin gibiydi. Şemdinli'deki olayın içerisine özellikle Yaşar Büyükanıt'ı katmamı istiyordu. İlhan Kaya, Yaşar Büyükanıt'ın askeri bir darbe yapacağını, bunun engellenmesinin çok önemli olduğunu ifade etti. Fethullahçı örgütlenmenin neden Yaşar Büyükanıt'ı hedef aldığını şimdi anlamaya başladım. Bu yapılanma, TSK içerisinde örgütlenebilmek için başlattığı girişimi tamamlamak için onu hedef almıştır... Ben soruşturmayı vatan sevgisi, seçilmiş hükümetin askeri bir darbe ile işbaşından uzaklaştırılmasını önlemek için yapmıştım. İddianameyi yazdığım için Mehmet Saltan [Gazi Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı ] bana görüşmeler sırasında Yaşar Büyükanıt'ın kolunu kanadını kırdığımı, askeri bir darbe yapamaz hale getirdiğimi ve darbeyi deşifre ettiğimi söylüyordu."
Eski istihbaratçı Sabri Uzun ise, Gülen Örgütü'nün Büyükanıt'ı hedef seçmesinin nedeninin çok daha önceki gelişmelerle ilgili olduğunu iddia ediyor. Uzun, ‘İn' adlı kitabında, Büyükanıt'ın, 1983 – 1986 yılları arasında Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı yaptığı dönemde, Cemaat mensuplarına yönelik operasyon yaptığı için hedefte olduğunu yazdı.
Uzun'un kitabında, o dönemi anlatan bir kişinin ifadesine dayanarak anlattığı olay şöyle:
“ Bir gün, Genelkurmay İstihbarat'tan görevlilerin geldiği, irtica soruşturması yapılacağı söylendi. Soruşturma öncesinde Okul Komutanımız Yaşar Büyükanıt, ‘Geçmişte bir şekilde irticai faaliyetlere buluşmuş olanlar itirafta bulunup, doğruyu söylerlerse, okuldan atılmayacaklar, mağdur edilmeyecekler' diye öğrencilere güvence vermişti. Gerçekten de doğruyu söyleyen arkadaşlarımız hiçbir mağduriyet yaşamadılar. Ama Genelkurmay'ın soruşturmasıyla irticai ilişkileri tespit edilip de, doğruyu söylemeyen arkadaşlarımız okuldan atıldılar”
AHMET ZEKİ ÜÇOK'TAN O YILLARA ATIFLA...
Fethullah Gülen Cemaati hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri içinde tek resmi soruşturmayı yürüten isim olan Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcısı Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, Nisan 2016 tarihinde Hürriyet Gazetesi'ndeki mülâkatında aynı yıllara gönderme yaparak şu ifadeleri kullanıyordu:
“Yaşar Büyükanıt, 1986 yılında Kuleli Askeri Lisesi Komutanıyken askeri lise sınavlarında yaklaşık 250 öğrenci, Türkçe sorularını tam yapıyor. Yapılan inceleme sonucu soruların Cemaat tarafından çalındığı ve bu öğrencilere verildiği tespit ediliyor. Bu öğrencilerin 50-60 kadarı atılıyor. Geri kalanını “kazanırız” falan diye atmıyorlar.”
BİR KEZ DAHA UZUN VE BÜYÜKANIT KESİŞMESİ
Sabri Uzun'un aktardığı ve hem kendisinin hem de Büyükanıt'ın içinde olduğu bir başka olay daha var. Kitabında anlattığına göre, Uzun, görevde olduğu dönemde, 27 Şubat 2006'da, bir internet sitesinde, Büyükanıt hakkında yayınlanan yazıları bilgi notu halinde üst makamlara bildiriyor. Uzun, cemaate ait olduğunu belirttiği sitede, müstakbel Genelkurmay Başkanı adayı Büyükanıt'ın dedesinin mezarının Filistin'de olduğu ve Yahudi olduğunun yazıldığına dikkat çekiyor. Uzun o bilgi notunda şunları yazıyor:
“Bu yayınlar, Sayın Büyükanıt'ın Genelkurmay Başkanı olması halinde, Fethullah Gülen – Nur cemaatinin askeri birimlerinde görevli taraftarlarına yönelik olası operasyonun önünü kesmek amacıyla yapılmaktadır”
BİR BİLGİ NOTU
Uzun'un, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı'yken görevinden alınmasının nedeni de, siyasi makamlara sunulan, içinde Yaşar Büyükanıt'ın adı geçen ve kendisinin yazdığı iddia edilen başka bir bilgi notu. Mart 2006'da yazıldığı iddia edilen 6 sayfalık bilgi notunda özetle, 'Şemdinli olayının devlet içerisindeki illegal yapılanmanın işi olduğu' belirtiliyor ve bir yıl sonra Genelkurmay Başkanı olmaya hazırlanan Büyükanıt'ın başında olduğu askerlere yönelik operasyon önerisinde bulunuluyor. İddiaya göre, bu bilgi notu nedeniyle Uzun görevinden alındı, görevden alınmasını Yaşar Büyükanıt istedi. Sabri Uzun'un yerine yerine Ramazan Akyürek getirilmişti.
4 Mayıs 2007 tarihinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Büyükanıt, Dolmabahçe Sarayı'nda ikili görüşme yaptı. Bu görüşmeyle ilgili çeşitli iddialar gündeme geldi fakat her iki taraf da gizliliği korudu.





