Son yaptığı açıklama da bir hayli ses getirdi.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’dan bahsediyoruz.

Terörsüz Türkiye projesi kapsamında İmralı’ya giden heyette yar aldı.

Özellikle son dönemde hukuki açıklamaları geniş kesimde ilgiyle izleniyor.

Şimdi Feti Yıldız’ın bazı açıklamalarını dikkatlerinize sunuyoruz;

"Tutuklama bir ceza değil, maddi gerçeğe ulaşmada ceza davasının yürütülmesinde ya da ileride verilecek bir olası cezanın infazını sağlayan geçici bir araçtır. Kişi özgürlüğü ve güvenliğini sınırladığı için çok dikkatli hareket edilmeli, bin düşünerek bir kere karar verilmelidir. Gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınmaması hukukumuz için büyük bir kazanımdır. Buna mecbur kalınmadan başvurulmamalıdır"

"Toplumsal hayatın vazgeçilmez şartı hukuk düzenidir. Bize düşen görev, hukukun evrensel ilke ve esaslarına bağlı kalarak onun hayata yansımasını sağlamaktır. Hukukun evrensel kurallarına uygun olması önemlidir ancak bu kuralların bozulmadan uygulanması daha da önemlidir. Mutlak hakikatı bulmak bir hayaldir belki ama hukukun hedefi, hatasız adalet olmalıdır"

AYM'nin ihlal kararları ve ceza davalarındaki uygulamalara ilişkin konuşan Yıldız, şunları söyledi:

* "Anayasa’da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamında temel hak ve özgürlüklerden herhangi birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilir. Bunun için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Anayasa’mızın 153. maddesinde AYM kararlarının niteliğine ilişkin hükümler olunur. AYM’nin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanmaz. AYM bu kararları verirken kanun koyucu gibi yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde de hüküm kuramaz. İptal kararları Resmi Gazete’de yayınlanır, yürürlüğe girer ancak bazen de tehir edilir ancak bu bir yılı geçemez.”

* “AYM ve AİHM’in yerleşik içtihatlarında hukuki belirliliği sadece kanunla değil, mahkeme kararıyla da sağlanabildiği yönündedir. Dolayısıyla AYM, ihlalin sonlandırılması amacıyla yeniden yargılama yapılması, yargılamanın durma kararı verilmesi ve eğer kişi tutukluysa salıverilmesine hükmedilmesi yönünde kararlar içinde olabilir. Bireysel başvuru kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda, yani gelir ve maddi vakalar hakkında derece mahkemeleri ve temyiz mahkemeleri tarafından yapılan değerlendirmelere ilişkin inceleme yapılamaz. Bireysel başvuruyu yeni baştan düzenlemeliyiz. AYM’nin yükü ağır ve bunun için yeniden bir değerlendirme yapılması ve iş yükünün hafifletilmesi gerekir.”

- "CEZALANDIRMA HUKUKU DEĞİL, KORUMA HUKUKUNU BENİMSEYEN DEVLETLER HUKUK DEVLETİDİR"

* “Bütün yargılama önlemleri gibi tutuklama da geçici niteliktedir. Tutuklama bir ceza değil, maddi gerçeğe ulaşmada ceza davasının yürütülmesinde ya da ileride verilecek bir olası cezanın infazını sağlayan geçici bir araçtır. Kişi özgürlüğü ve güvenliğini sınırladığı için çok dikkatli hareket edilmeli, bin düşünerek bir kere karar verilmelidir. Suçsuzluk karinesinin esas alındığı, şüpheden sanığın faydalandığı, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde doğal hakimlerin görev yaptığı, davaların makul sürede sonuçlandığı, delillerin vasıtasız olduğu, insana saygının olduğu, kurucu adaleti kuran, yargı denetimine bağlı olan, özel-aktüel-geçici durum gözetmeyen, soyut şekilde uygulayan, insan onurunu koruyan ceza hukukunun bir cezalandırma hukuku değil, koruma hukukunu benimseyen devletler hukuk devletidir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir.”

* “Ceza yargılamalarında yanlış delille doğru sonuca varılmasının mümkün olmadığını defalarca söyledim. Delilsiz ispatla bir vaka anca zan ve tahminden ibaret kalır diye kürsüden altını bir defa daha çizmek istiyorum. Gizli tanık beyanlarının tek başına hükme esas alınmaması hukukumuz için büyük bir kazanımdır. Buna mecbur kalınmadan başvurulmamalıdır. Başvurulduğu takdirde savunma hakkına saygı gösterilmeli, sanığın gizli tanığa soru sorma hakkını mutlaka gözetmeliyiz."

* "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin de "Türkiye’nin toplumsal dinamizmi, devlet kapasitesi, bölgesel etkisi, tarihsel birikimi büyük ve kutlu bir kaynaktır. Devlet aklının sorunlara çözüm üretme, milletimizin hayrına dönüştürme, tehditleri bertaraf etme gücünü emperyalist odaklar engelleyemeyecektir. Terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşılacaktır. Bu mesele, üzerinde boş boğazlık yapılacak, polemiğe girilecek meselelerden değildir"

- FETİ YILDIZ: HAYATI, EĞİTİM GEÇMİŞİ VE SİYASİ KARİYERİ!

MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, hem hukukçu kimliği hem de köklü siyasi geçmişiyle gündemin merak edilen isimleri arasında.

Son açıklamasında “MHP adına İmralı'ya ben gideceğim” ifadelerini kullanan ve İmralı’ya giden heyette yer alan Feti Yıldız'ın hayatı, eğitim geçmişi ve siyasi kariyeri vatandaşların ilgisini çekti.

MHP Genel Başkan Yardımcısı ve tecrübeli hukukçu Feti Yıldız, yaptığı "MHP adına İmralı'ya ben gideceğim" açıklamasıyla siyaset gündeminin en çok konuşulan isimlerinden biri olmuştu.

Ülkücü hareketin köklü isimlerinden olan ve MHP Lideri Devlet Bahçeli'ye yakınlığıyla bilinen Feti Yıldız, 25 Mayıs 1953 tarihinde Yozgat’ın Devecipınar köyünde doğdu.

Hukuk alanında eğitim alan Yıldız, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu.

Siyasi hayatına genç yaşlarda adım atan Yıldız, 1980 öncesi Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanlığı görevini üstlenerek milliyetçi hareket içinde önemli bir konuma geldi.

Milliyetçi Hareket Partisi içerisinde uzun yıllara dayanan bir tecrübeye sahip olan Feti Yıldız, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin Başdanışmanı olarak görev yaptı.

Ardından partide hukuk ve seçim işlerinden sorumlu önemli bir pozisyona getirildi.

- AK PARTİLİ ESKİ BAKAN TANER YILDIZ’IN KUZENİ

18 Mart 2018’den bu yana MHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Yıldız, partinin kritik süreçlerinde aktif sorumluluk üstlendi.

2018 genel seçimleriyle birlikte Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giren Yıldız, 27. Dönem İstanbul Milletvekili olarak görev yaptı.

Aynı zamanda TBMM Anayasa Komisyonu Üyesi olarak çalışmalarını sürdürmüştür.

Orta düzeyde Fransızca bilen Feti Yıldız, evli ve iki çocuk babası.

Ayrıca Türk siyasetinde bilinen bir başka isim olan AK Partili eski bakanlardan Taner Yıldız’ın kuzeni.

Kaynak: Haber Merkezi