Evet; acısıyla tatlısıyla, takdiriyle zayıfıyla bir yarıyıl tatiline yaklaştık. Bir yarıyılın sonuna yine geldik Allah‘ ın izniyle. Allah‘tan niyazımız bu öğretim dönemini hayırlara vesile eylesin.

Her karne zamanı yaklaşınca aklıma kıyamet gününde alacağımız karne gelir. İçim burkulur. Acaba derim kendi kendime çocuklarının dünyalık sınavlarda en önde olması için çırpınan anne babalar, asıl kıyamet gününün sınavı için ne kadar kaygı duyarlar. Bir diğer korkum ise zayıfı olan çocuklar adına. Onlar asılmak üzere olan suçlu gibi karne gününü beklerler. Kimisi hasta olmak ister, kimisi evden kaçmak, kimisi ise canına kıymak. Şu anda yazımı okuyan kardeşlerim hocam sizde çok abarttınız diyebilirsiniz. Maalesef abartmıyorum. Anne babaların yanlış tutum ve davranışları, karneyi olumsuz bir şekilde okumaları ve özelliklede kullandıkları kaba ve aşağılayıcı kaba sözleri çocukları böyle olumsuz düşünmeye itmektedir. Öyleyse şu sorular gelebilir aklınıza. Karneyi doğru olarak nasıl okumalıyız? Çocuklara nasıl davranmalıyız? Zayıfı olan çocuklara nasıl yaklaşmalıyız?

Öncelikle diyoruz ki siz çocuk olsaydınız anne-babanızın size nasıl davranmasını isterdiniz? İşte çocuklarınıza öyle davranın ve kendinizi onların yerine koyun. Bugün size karne okumada öncelikle olumsuz anne-baba modeliyle, olumlu karne okuma yollarını göstereceğiz. Rabbim evlatlarımızı iki cihanda güldürsün inşallah.

Şimdi size anlatacağım bu örnek maalesef çoğu evlerde yaşanan olumsuz bir örnek.  Genellemek istemiyorum ama

Muhabir: Haber Merkezi