Endülüs ten Amerika ya Arjantin denince akla ne gelir? Tango nun kralı Carlos Gardel? Büyük edebiyatçı Jorge Luis Borges? Efsanevi devlet adamı Juan Domingo Peron ve onun daha da efsanevi karısı Evita?a Gelmiş geçmiş en büyük futbolculardan Diego Maradona? Galtieri liderliğindeki askeri cunta? Sting in "They Dance Alone" (Yalnız Başlarına Dans Ediyorlar) şarkısına konu olan kayıp eşleri, kayıp anaları, kayıp bacıları ve kayıp kızları? 1980 li yılların başındaki Falkland (Malvinas) savaşı? Sonu gelmez dizi filmler? "El Turco" namıyla maruf eski Devlet Başkanı Carlos Menem? Büyük ekonomik kriz? Bunlardan haberdarsanız, Arjantin i bayağı tanıyorsunuz demektir.Peki, bu ülkede yüz binlerce Müslüman ın yaşadığını da biliyor musunuz?1800 lü yılların ikinci yarısında Suriye den (Lübnan dahil) Arjantin e büyük bir göç olmuş. Gelenlerin kahir ekseriyeti Arap mış, fakat Osmanlı pasaportu taşıdıkları için onlara "Turcos" (Türkler) denilmiş. Osmanlı nın yıkılışından sonra gelenler de aynı adı almış. Arjantin Cumhuriyeti İslam Merkezi yöneticilerinden Prof. Shamsudin Ricardo Horacio Elia ya göre Arap kökenli Arjantinlilerin sayısı 2 milyonu buluyor ve bunların yarısı Müslüman. En ünlü "Turco", eski Devlet Başkanı Carlos Menem. Suriyeli Müslüman bir ailenin oğluymuş bu zât. Arjantin Anayasası nın bir maddesi devlet başkanının Katolik olmasını şart koştuğu için Katolikliğe geçtiğini ilan etmiş. Karısıyla kız kardeşinin umreye gittiği ve 1995 te ölen oğlunun cenaze namazı kılınarak Buenos Aires Müslüman Mezarlığı na defnedildiği herkesçe bilindiği için, Katolikliğine her zaman şüpheyle bakılmış. Zaten devlet başkanlığı sırasında ilgili anayasa maddesini değiştirmiş ve bir daha da Katolik olduğunu iddia etmemiş. Ne var ki kamuoyu önünde Müslümanlık beyanında da bulunmamış. "Müslüman bir ailenin çocuğuyum, ebem Yahudi ydi, Hıristiyan bir cemiyette büyüdüm. Yani üç büyük din bende birleşti" gibi laflar ediyormuş.2002 de, İHH temsilcisi olarak Arjantin in başkenti Buenos Aires e gitmiştim.Orada görüştüğüm Müslümanlar, Carlos Menem i sahiplenmekten genellikle imtina ediyor, fakat bazı konularda ona minnet duyduklarını söylüyorlardı.Latin Amerika nın en büyük camisi olan Kral Fahd Camisi ve Külliyatı, Buenos Aires in en güzel semtlerinden Palermo da, devletin bağışladığı bir arazi üzerinde inşa edildi? Buenos Aires metrosunun en büyük istasyonu olan İndependencia (Bağımsızlık) istasyonunun duvarlarında, süs olarak, Arapça "Ve Lâ Gâlibe İllâ Allah" (Allah tan başka galip yoktur) yazısı bulunuyor; Gırnata daki El-Hamra Sarayı nda olduğu gibi? Şehrin en görkemli caddesi olan 7 Temmuz Caddesi üzerinde bir İbn-i Rüşd anıtı var? Bütün bunlar, "El Turco" Carlos Menem in eseri.Lafı daha fazla uzatmadan, mikrofonu Prof. Shamsudin (yani bildiğimiz Şemeddin) Ricardo Horacio Elia ya uzatalım.Kendisi, Buenos Aires Üniversitesi Mimarlık Fakültesi nde İslam Mimarisi okutuyor.50 li yaşlarda, Suriye kökenli, samimi bir Müslüman. Müthiş bir münevver. Endülüs medeniyetinden Hindistan daki Türk hanedanlarına, Siyonizm tarihinden Kırkpınar Güreşleri ne kadar her konuda esaslı malumat ve fikir sahibi.Editörlüğünü yaptığı El Mensaje Del Islam mecmuasında yok yok: Tipu Sultan, Jose Marti, Malcolm X, El Biruni, Bosna-Hersek, Selahaddin Eyyûbî...Derya-deniz Şemseddin hocayla, Arjantin Müslümanlarının dününü ve bugününü konuştuk?*Arjantin ve genel olarak Amerika kıtası Müslümanlarla ilk ne zaman tanıştı?Gırnata nın 1492 de İspanyollar tarafından işgal edilmesi üzerine binlerce Müslüman Endülüs ten kaçarak Kuzey Afrika ve Osmanlı İmparatorluğu na sığındı. Endülüs te kalan Müslümanların birçoğu da ilk fırsatta Amerika kıtasına göç ettiler. Bunlar iki gruptan oluşuyordu. Birinci grupta seçkin kimseler, yani mimarlar, sanatkarlar, entelektüeller vardı. Bunlar işgalcilerin şerrinden korunmak için onlarla işbirliği yapmayı seçtiler. Fakat işgalcilere verdikleri hizmetler kendi medeniyetlerinin tezahürleriydi. Mesela Amerika kıtasında uygulanan ve "İspanyol kolonyal sanatı" denilen mimari tarzı, aslında Endülüs mimarisinden başka bir şey değildir. Amerika ya yerleşen İspanyolların önemli bir kısmı, Müslümanlıktan dönmüş gibi görünen Endülüslülerdi. O dönemde, Meksika dan Arjantin e kadar, kiliselerin ve resmi binaların kahir ekseriyetini bu Müslümanlar inşa etti. Hiçbir ilim adamının reddedemeyeceği bir gerçeği söylüyorum: Endülüs ün ruhu Amerika kıtasına taşınmış ve Latin Amerika halkları, Latin Amerika cumhuriyetleri, teşkilatlanmalarında, Endülüs örneğini esas almışlardı. Kurulan şehirler adeta Gırnata nın, Sevil in, Kurtuba nın kopyalarıydı. Endülüs kökenlilerin belki de en büyük tesiri, dilde olmuştur. İspanyolca nın yüzde 35 i Arapça kökenlidir.Endülüs te kalan ve bilahare Amerika kıtasına göç eden Müslümanlar iki gruptan oluşuyordu dediniz... Evet; ikinci grupta savaşçılar, sığır çobanları, at yetiştiricileri yer alıyordu. Bunlar İspanyollarla işbirliği yapmaya yanaşmadılar. Dağlarda, kırlarda, başlarına buyruk yaşamayı seçtiler. Bunlara "Gaucho" diyoruz. Bu kelime Arapça kökenlidir ve yabani, başına buyruk anlamına gelmektedir. Gaucholar daha ziyade Arjantin, Şili, Uruguay ve Brezilya ya yerleştiler. 18 inci yüzyılda, bağımsızlık hareketleriyle sıkı bir işbirliği halinde İspanyollara karşı savaştılar. Güney ve Orta Amerika da verilen bağımsızlık mücadelelerinin çoğunda aktif olarak yer aldılar. Bu mücadelelere verdikleri katkı o kadar büyük ve önemliydi ki, bağımsızlığın çoğu yerde Gaucholar sayesinde kazanıldığı kabul edilir. Devamı yarın...

Muhabir: Haber Merkezi