Yalan, gerçek dışı ve aslı olmayan, insanları birbirine düşüren, güven duygusunu yok eden en önemlisi İslam‘ın şiddetle yasakladığı büyük günah saydığı davranışlardan biridir.
Yalan ruhi bir hastalıktır. Toplumda karışıklıklara yol açar, dostlukları ve arkadaşlıkları yıkar. Yalan karşısındakinden çok söyleyene daha çok zarar verir. Yalan söyleyen kişi ikilem içerisinde kalır, psikolojisi bu vicdani yıkımdan dolayı daha da bozulur. Yalan söyleyen kişide münafıklık alameti görülmüş olur. Peygamberimiz (s.a.v.); "Münafıklığın alameti üç tanedir: Konuştuğu zaman yalan konuşur, vaat ettiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman ona hainlik eder." Buyurmuştur. (R. Salihin)
Dinimiz yalanı şiddetle yasaklar. Fakat üç yerde yalan söylemeye izin verilmiştir: Resulullah (s.a.v.) buyurdular ki: "Ey insanlar! Pervanenin ateşe atılması gibi sizi yalanın peşine düşmeye sevk eden şey nedir? Hâlbuki üç yer hariç yalanın her çeşidi âdemoğluna haramdır: Bu üç yere gelince: 1) Erkeğin, rızasını sağlamak için hanımına yalanı, 2) Harpte söylenecek yalan. Çünkü harp bir hileden ibarettir. 3) İki Müslüman‘ın arasında sulhu sağlamak kastıyla söylenen yalan." (Tirmizi)
Bu üç konu haricinde söylenen yalanlar, insanlar ve toplum açısından felaketle sonuçlanır. Yalan söylemek, her çağda en büyük ahlaksızlık, terbiyesizlik, kötülük olarak görülmüştür.
Yalan söylemenin dinimizde de, günahların en fenası ve en çirkini, en büyük ayıp, kalpleri karartan, ahlakı bozan, kötülüklerin başıdır.
Ashabı kiram indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü onlar, yalanla imanın bir arada bulunamayacağını bilirlerdi.
Çobanın biri her gün koyunları otlatmaya götürürmüş. Ovada canı sıkıldığı bir gün, aklına köylüleri kandırmak gelmiş. Koşturarak köye, kahvede oturan köylülerin yanına varıp yetişin kurt koyunlarımı parçalayacak yardım edin demiş. Köylüler hemen yardıma koşmuş. Ovaya vardıklarında bir de bakmışlar ki ne kurt var ne de başka bir şey. Koyunlar otluyorlar ve ortalık sakin. Birkaç kez bu devam etmiş. O köye koşturmuş. Köylüler ovaya. Köylüler sinirlenmiş canları sıkılmış. Sonra bir gün yine çoban ovaya gitmiş. Ve bu kez kurt gerçekten gelmiş ve koyunlara saldırmış, çoban korkuyla, can havliyle köye koşmuş, ağlamış bağırıp çağırmış ama kimse yerinden kımıldamamış çünkü, kimse artık ona inanmamaktaymış. Bin pişman ovaya dönmüş, kurtlar, koyunlarını parçalamış.
Yalan gibi kötü illetten Müslümanlar kendilerini sakınmalıdırlar. Çocuklarımıza çok küçük yaşta yalanın zararları anlatılmalıdır. Doğru sözlü olmaya alıştırılmalıdırlar. Gerçek Müslüman kendi zararına da olsa doğru konuşmalı, yalana kesinlikle yaklaşmamalıdır. Ziya Paşa‘nın sözleri bu bağlamda çok anlamlıdır: "İnsana sadakat yaraşır görse de ikrah, yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah. "
Yalan, insanı sapkınlığa kötülüğe götürür. Kötülük de insanı cehenneme götürür. Kişi hayatı boyunca sürekli yalan söylerse, ne acıdır ki Allah katında "çok yalancı" olarak yazılır. Bir insan çok yalancı damgasını yerse, Allah katında da insanların nazarında da bir kıymeti kalmaz. Allah artık bu kimsenin yanında olmaz, ona yardım etmez, doğru yola iletmez. Yüce Allah Kur‘an-ı Kerim‘de şöyle buyurmuştur: " ... Yalan sözden kaçının" (Hacc Suresi 30), "... Doğru söz söyleyin" (Ahzab Suresi: 70)
Atalarımız yalan söylemenin ne kadar çirkin bir ahlak olduğunu şu sözlerle ifade etmişlerdir: "Yalan söyleyenin evi yanmış, buna kimse inanmamış," atasözü, yalan söyleyenin sonunun acı ve hüsran olduğunu ifade etmişler. "Yalancının mumu yatsıya kadar yanar", "şehrin yukarısında bir yalan söyledim aşağıda kendim de inandım", "yalan söyle tutmazsa izi kalır" gibi sözleri, yalancının bu kötü ahlakını, toplumdaki olumsuz etkisini vurgulamışlardır.
Birkaç söz
Değişim sizin elinizde
Jean Paul Sartre "Korkak kendi kendini korkak yapar, kahraman da kendi kendini kahraman yapar. Korkak ya da kahraman olmak insanın elindedir. Çünkü korkak her zaman korkaklıktan kurtulabilir. Kahraman her zaman kahramanlıktan çıkabilir" diyor. Gerçekten insan istediğinde olaylara bakış açısını değiştirebilir ve nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşayabilir.




