Lefke de oturan Güzelyurt Kaza Mahkemesi nde kıdemli

yargıç Pınar Beyoğlu huzurunda, 2 Kasım 2015 Pazartesi günü kararı verilen, 3

Kasım 2015 Salı günü hazırlanan ve 4 Kasım Çarşamba günü taraflara tebliğ

edilen Lefke de Orta Camii, Pir Paşa Camii ve Aşağı Cami de sabah ezanında

okunan Arapça duaların, mahkemenin verdiği ara emrin görüşülmesinin

tamamlanmasına kadar hoparlörden yayınlanmaması ile ilgili kararı, belli ki

KKTC nin hukuk düzeni içinde yeni bir kapıyı açacak.

Kararı orijinal hali ile http://www.ataatun.org/ p=5129

adresinde görebilirsiniz.

Ben hukuk tahsili yapmadım. Hukuku, hukukun bağlı olduğu

kuralları ve yasaları detaylı olarak bilmiyorum. Hukuksal konularda

yapabileceğim yorumlar ise sadece vasat vatandaş düzeyinde. Birikimim ise

mahkemelere zaman zaman çağrılarak ifa ettiğim uzmanlık ve danışmanlık

görevlerimle sınırlı.

Bu kararı okuduğum vakit, anladığım ve de algıladığım 2

uygulama var. 

Birincisi, mahkeme kararında adları geçen Lefke deki Orta

Camii, Pir Paşa Camii ve Aşağı Cami den ve adadaki diğer tüm camilerden, imanlı

Müslümanları öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarına çağıran ezanlar orijinal

hali ile Arapça dilinde ve de hoparlörlerle okunabilecek. Bunların okunmasını

kısıtlayan herhangi bir karar yok.

İkincisi, sabah ezanının Arapça dilinde ve hoparlörle

okunması konusunda ilgili kişi tarafından açılan bir men davası olduğu ve bu

dava görüşülene ve sonuçlanana dek, sabah ezanının hoparlörle okunmasını

önleyen bir Ara Emri alındığıdır.    

Davalı taraf, 9 Kasım 2015 Pazartesi günü Yüksek

Mahkeme ye başvurarak söz konusu Ara Emri nin kaldırılmasını talep etti.

Yüksek Mahkeme nin insanların dini inançları ve özgürlüklerini yakından

ilgilendiren bu Ara Emri ile ilgili vereceği karar yeni bir içtihat olacak.

Yani bundan sonra benzeri konularda açılacak davalara emsal teşkil edecek bir

karar olacak.

Ara Emri n iptal edilmesi durumunda, bir daha hiç kimse

mahkemelerimize, camilerden ve mescitlerden hoparlörle ezan okunmasını

yasaklatmak talebi ile başvuramayacak, bu karar bir içtihat olacağı için.

Demokratik teamüllerin dışına çıkılarak, çoğunluğun

aldığı bir hizmet, bir kişinin rahatsız olduğu iddiası ile kısıtlanırsa, bu

sefer de bu uygulama yeni bir sürecin kapılarının açılmasına neden olacaktır.

Bu durumda da kişiler, rahatsız oldukları gerekçesi ile ammeye yani halka

hizmet veren yasal bir uygulamayı durdurmak hakkına sahip olabilecekler

demektir.

Bundan böyle KKTC nin herhangi bir yerinde hoparlörle

günün herhangi bir saatinde müzik çalınamayacak, halka hitap edilemeyecek ve

benzeri herhangi bir işlerin yapılması da mümkün olmayacak demektir. Aklı sıkan

soluğu mahkemede alacak ve durdurma talep edecek, bu kararı örnek göstererek.

Veya da bu ülkede geçmiş yıllarda mesai saatlerini

kısaltmak, maaşlarını artırmak, ek gelirlerini artırmak ve maaş dışı

menfaatlerini çoğaltmak için ellerindeki enerji üretim gücünü kötüye kullanarak

haftalarca grev yapıp, vatandaşı bezdiren, ekonomiyi çökerten bir kurumumuzun

çalışanlarının olası bir grevini, enerjisinin kesilip mağdur olduğunu iddia

ederek, mahkemeye başvurarak grevin durdurulmasını isteyebilir.

Bundan böyle her akıllarına estiğinde grev yapan, müdürün

yaptığı konuşmada kendilerine hakaret edildiği düşüncesine kapılıp yazın

turistlerin adamıza akın akın geldiği günlerde grev kararı alıp uçuşları

engelleyen ilgili devlet kurumunun yapacağı grevleri veya da yazın yan gelip

yatıp, okullar açıldığı vakit hiç durmadan grev yapan kamu görevlilerinin

grevlerini de mahkemeye başvurup aynı gerekçe ile durdurulabilecek demektir, bu

karar örnek gösterilerek.

Çok ciddi ve sonucunun endirekt olarak birçok uygulamayı

da etkileyeceği bir konu haline dönüştü bu dava. Bekleyip görmek en doğrusu

olacak