Üstadım SÜLEYMAN KARAGÜLLE geçen yıl 24 Mayıs 2021 tarihinde vefat etti; bu yazılar O’nu anmak ve özellikle de örnek alınası mücadelesini anlatmak içindir...
Gaspıralı’nın önemli rolü olan bütün bu faaliyetler sonunda 10 Mayıs 1906’da açılan Devlet Duması’na Müslümanlar yirmi beş milletvekiliyle katıldı. İki ay sonunda çarın Duma’yı dağıtmasının ardından Rusya Müslümanları 800 delegenin katılmasıyla resmî izinli olarak üçüncü kongrelerini topladılar. Siyasî parti mahiyetindeki İttifâk-ı Müslimîn grubunu kurma kararı alındı. Grubun programı tamamen Gaspıralı’nın savunduğu Rusya’daki bütün Müslümanların maarif sisteminin birleştirilmesi, kız-erkek bütün Müslüman çocuklarına ilköğretim mecburiyeti konulması, rüşdiyelerin açılması, öğretim dilinin sadeleştirilmiş Osmanlı Türkçesi olması gibi fikirlerden meydana geliyordu. Gaspıralı 1905 yılındaki gelişmeleri iyimser bir gözle değerlendirmiş ve Rusya Türklerinin, yeni hak ve hürriyetleri meşru zeminlerde en iyi şekilde kullanarak millî uyanışlarını tamamlayabileceklerine dair büyük ümitler beslemişti. İnkılâpla beraber Tercüman’ın mecburi Rusça kısmının yayımına son vermiş, çok dikkatli seçilmiş sözlerle üstü kapalı olarak ifade ettiği fikirlerini daha açık bir tarzda anlatmaya başlamıştı. Ona göre yeni imkânlar altında yapılacak çok iş vardı; ancak vakitsiz maceralardan kaçınılarak her şey mutlaka meşru ve kanunî zeminde yapılmalıydı.
1905 inkılâbını takip eden yıllarda Gaspıralı İsmail Bey’in yeni imkânlardan ve nisbî serbestlikten faydalanarak faaliyetlerini genişlettiği görülür. 1905 yılı sonlarında Bahçesaray’da yayın hayatına giren Âlem-i Nisvân, sadece Kırım Tatarlarının değil, bütün Rusya Türklerinin tarihlerindeki ilk kadın dergisi oldu ve Gaspıralı’nın sahipliğinde kızı Şefika Gaspıralı’nın idaresinde bir yıl kadar yayımlanabildi. Rusya’daki Türklerin ilk çocuk dergisi olan Âlem-i Sıbyân da ilk defa Mart 1906’da Tercüman’ın ilâvesi olarak okuyucuya sunulmaya başlandı. Derginin yayımı düzensiz aralıklarla 1915’e kadar sürdü.
1907’den itibaren Rusya’da istibdadın gitgide ortama hâkim olması ve Rusya İmparatorluğu içinde hürriyet havasının kaybolarak yapılabilecek işlerin sınırlanması, Gaspıralı’yı faaliyet sahasını Rusya sınırları dışına taşırmaya sevk etti. Onun bu ortamda yeni projelerinin en dikkat çekici olanı Kahire’de bir dünya Müslümanları kongresi toplama teşebbüsüdür. Bu konudaki ilk adımı 1907 Eylülünde Tercüman’da yazdığı bir makale ile attı. Burada, İslâm âleminin her yerinde Müslümanların diğer dinlerden komşularına kıyasla genel bir geri kalmışlık içinde bulunmalarına, problemlerinin benzerliklerine ve bu meselelerin mahallî veya münferit olarak tartışılmasına rağmen İslâm âleminin farklı bölgelerinden gelecek temsilcileri tarafından ele alınıp değerlendirilmediğine dikkat çekiyordu.
Oldukça geniş yankı uyandıran bu makalenin neşrinden sonra Ekim 1907-Şubat 1908 arasında üç defa Kırım ile Mısır arasında gidip gelen Gaspıralı, yolculukları sırasında Osmanlı sarayının desteğini kazanmaya çalıştıysa da bunda başarılı olamadı. Mısır’a son seyahatinde, hem kendi fikirlerini hem de kongre tasavvurlarını anlatmak maksadıyla Kahire’de toplam üç sayı yayımlanabilen en-Neḥda adında Arapça bir gazete çıkardı. Başlangıçta Mısır’daki çeşitli Müslüman grupların büyük bir istekle kongre çalışmalarına katılmasına rağmen bir süre sonra teşebbüs, her biri bu işi sahiplenmek isteyen söz konusu grupların çekişmesine dönüştü. Kongre tasavvurunun gündemden çıkmasından önce 1908’de Osmanlı Devleti’nde II. Meşrutiyet’in ilânı, Gaspıralı’ya bu hususta yeni Osmanlı rejiminin ve artık serbest olan kamuoyunun desteğini kazanabileceği umudunu vermişti. Gerçekten de Meşrutiyet’in ilânının ardından yaklaşık bir yıl kadar Osmanlı basını ve özellikle Sırât-ı Müstakîm dergisi Gaspıralı’nın projesi üzerinde durdu ve böyle bir kongrenin ilk toplantı yerinin Kahire’den İstanbul’a alınması konusu tartışıldı. Bununla birlikte projenin canlandırılması fikri kalıcı olmadı ve bir müddet sonra kongre meselesi Osmanlı basını ve aydınlarının da gündeminden çıktı.
(Bitmedi; örnek alınası bu mücahede ve mücadelenin devamı var...)
Not: Kurduğu KOOPERATİFLERLE Gaspıralı İsmail Rusya’daki zor şartlarda bütün bunları yaptıysa biz Türkiye’de her alanda neden KOOPERATİFLER kurup yapmıyoruz? RNE