Fenerbahçe, Sanica Boru Elazığspor u, tabiri caiz ise,
evire çevire fark boğarak yendi. Hatta, hatta yarım düzeninin üzerinde bir fark
da yapabilecek bir skoru kaçırdı da diyebiliriz.
Peki, bu durum nasıl ortaya çıktı Faktörler nelerdi
Onları irdeleyelim şimdi de...
Fenerbahçe nin attığı ilk gol kornerden geldi. Alex in
tekelinden kurtulan, Aykut hocanın da kararsızlığından sıyrılmak duran top
kullanılış adresini değiştirdi doğal olarak... Şimdilik Caner yapıyor bir
kanattan bu işleri. Harika da beceriyor... Korneri adeta Sow un kafasına
oturttu. Haa top rakibe çarpmasa belki de paralel kat edecekti altı pası ama bu
tip aksiyonlar hep sürprizlere gebedir derler ya...
Peki ama ya diğer goller... Bakın rakip sahada oynayan ve
kendisinden çok ama güçlü bir rakibe karşı mücadele edecek bir takım böyle
goller yer mi hiç Bu tip golleri ancak kendi sahasında oynayan ve rakibini
neredeyse tüm ekiple baskı altında tutan ekipler yer. Elazığspor un bir eski
tip katibe benzeyen, yediği her golden sonra not tutan hocası bundan önceki
evrelerinde nasıl başarılı olmuş anlamak mümkün değildir. Kuyt neredeyse
santranın bir kaç metre ötesinde rakip sahadan aldığı topu tek başına taşıyıp
kalecinin yanından plase ile gol yaptı. Sow u üçlemeye götüren diğer iki gol de
aynı yerden, aynı vuruşlarla deplasmana gelmiş takımın dörde iki yakalanmış
pozisyondan patladı.
Bunlar Fenerbahçe nin oyununu da, elde ettiği skoru da
küçültmez... Ancak rakibe, Kendine gel. Burası Türkiye... Burada takımlar
arasında büyük eşitsizlikler vardır. Bazı takımlar 150 milyon avroluk, bazıları
ise 5 milyonluktur gibilerinden somut gerçekleri hatırlatmaya yeter. Tabii ki
algılanırsa...
Fenerbahçe de bu maçta bir değişim çok dikkatimi çekti.
Ersun Yanal takımı savunmadan oyuna çıkartırken, Alves i sağ kanada kaydırıyor
ve böylece de Gökhan ı çok öne yürüterek, sağ önde oynayan kimse ki, bu zaman
zaman Kuyt, zaman zaman Sow idi, onu da ikinci santrfor gibi şekillendiriyor.
Sol tarafta ise Caner her iki görevi de sağlam becerebildiğinden ikinci stoper
Egemen bu çeşitlemede yer almıyor. Topal ise Alves in çıkışlarında ikinci
stoper konumuna girip savunmayı garanti altında tutmaya çalışıyor. Meireles ve
başlarda Christian daha sonra Alper ise pozisyona göre sürpriz çıkışlarla şut
menziline giriyor, duvara geliyorlar. Bu oyun düzeni Elazığspor u perişan etti.
Ve kenarda oturan beyaz gömlekli kâtip sanırım not tutmaktan bunları fark
edemedi. Fenerbahçe belli bir süreçte
çok yan top yedi bu oyun düzeni yüzünden. Ancak daha sonra rakibini hep duble
sayıda adamla karşılayıp rahat etti. Rakip sadece 10 numaralı oyuncusu Serkan la
var olabilme çabası gösterdi. Hele hele bir santrforları vardı ki, evlere
şenlik. O Almancı çocuk futbolu bilmiyor bir kere...
Toparlarsak, bir iç saha maçı bundan güze bir skorla
kazanılamaz. Ancak ne var ki, sizin evinize gelmiş dağınık bir takım size bu
kadar geniş ve de derin alanlar sunuyor ve siz de bunların ancak üçünü gol
yapıyorsanız, kontraya çıkışlarınızı gözden geçirmek zorunda kalmalısınız. Ama
Fenerbahçe de çabuk top taşıyan Emenike dışında forvet olmadığından bunlardan
ancak bu kadar yararlanıldı. Ben diyorum
ki, bu maçta sağlam bir Emenike olsaydı, Fenerbahçe belki de bütün liglerin
bütün zamanlardaki rekorunu da kırabilirdi. Bir de Alper oyuna daha önce girseydi ya da tribünde oturan Holmen
oyunda olsaydı Kuyt ve Sow un (ikinci ve üçüncü golleri) attığı gollerin aynılarına
çok sayıda görebilirdik.