İnsanlar hayatları boyunca öğrenirler. Hayat boyu öğrenmek aynı zamanda doğru ve gerekli bilgilere sahip olmak anlamına gelmez. Bazen gereksiz ve yanlış şeyler de öğrenir insan. Öğrenme sürecinin tehlikelerini göz önünde tutmadan çocuk yetiştirmek sağlıklı sonuçlar vermez. Çocuğunuzu en iyi şekilde yetiştirmek için sürekli kontrol, müdahale ve takipten mümkün mertebe uzak durmanız gerekir. Muhteşem anne-baba olma hastalığı genelde çocukların özgüvensiz, tedirgin ve korkak yetişmelerine sebep olur. Onun için zaten birer cevher olan çocuklarınıza rehberlik eder gibi anne-babalık yapmanız çok daha verimli olacaktır.
Çocuklarınıza rehberlik eder gibi yaklaşmak, onları salıvermek, “ne halleri varsa görsünler” demek değildir. Onların ufkunu açmak, hayal dünyalarını geliştirmek, potansiyellerini kendilerinin açığa çıkarmalarına şahitlik etmektir. Onlara sürekli direktifler vermek yerine, serbest bırakmak, ara ara tecrübelerinizi aktarmak, hata yapmalarına müsaade etmek ve onların size gelip danışmalarını sağlamak üzere bir ortam oluşturmak çok daha verimli olacaktır. Çocuklarınızı hayata hazırlamak istiyorsanız onlara sürekli bir şeyler anlatma telaşında olmayın. Onlarla konuşun, neden ve nasıllarını sorun, onların bizzat kendilerinin düşünmelerini sağlayın. Çocuğunuzun doğruları kendi başına ve anlayarak bulmasına yardımcı olun.
Günümüz dünyasında genelde çocuklara verilen hedefler maddi yönde oluyor. İyi bir okul, iyi bir üniversite, iyi bir meslek, iyi bir maaş, iyi bir eş, araba, ev diye devam eden istekler huzur ve mutluluğa giden yolun tam aksidir, aynı zamanda başarılı olmaları için çok da risklidir. Çocuklarınıza iyi insan olmayı, iyilik yapmayı, ne iş yaparlarsa yapsınlar en iyisini ve en güzelini yapmayı tavsiye edin. Meslek ayrımına gitmeyin, her mesleğin kutsal olduğunu anlatın. Sahip olacakları mesleklerin birer geçim vesilesi olduğunu, geçimin ise sorun yapılacak bir şey olmadığını, insanın değerinin yaptığı iyiliklerle ve başkalarına dokunan iyilikleri ile ölçülebileceğini anlatın.
Bütün bu gelişim süreçlerinde sevgiyi, çocuklarınıza sevgi göstermeyi asla unutmayın. Çocuklarınıza sarılmayı, onları öpüp koklamayı asla ihmal etmeyin. Çocuklarınıza mutlaka, onları çok sevdiğinizi söyleyin. Özellikle yaşadığımız dönemde, son koruma alanı olan aile ortamını çocuklarınızın en sevdiği ortam haline getirmekten başka kurtuluşun olmadığını bilin. Çocuklarınız arkadaşları ile zaman geçirmek isteseler de akşam yemeğinde evde olmak istemeli. Evinde uyuyup yine evinde uyanmak istemeli. Sabah ailecek kahvaltı yapmak istemeli. Anne-babası ve kardeşleri ile zaman geçirmek istemeli. Bu ortamı oluşturmak için onları ne kadar çok sevdiğinizi mutlaka bir şekilde hissettirmelisiniz. Bunu sağlamak için ise en önemli şey onları ne kadar sevdiğinizi söylemek, ilgi göstermek, onlara nitelikli zaman ayırmak sureti ile bunu ispat etmektir.
Çocuklarınız ile hatıralar biriktirin, onlara sarılın, hata yaptıklarında sabredin, tekrar tekrar hata yapmalarına da sabredin, onları iyi gözlemleyin, yeteneklerini ve ilgi alanlarını keşfedin, ona göre yönlendirin, ödüllendirin, eşinizle olan iletişiminizle onlara örnek olun, onları dikkatle dinleyin, dinlerken gözlerinin içine bakın, böylelikle aranızda sağlıklı, verimli ve sürdürülebilir güçlü bir duygusal bağ oluşacaktır. Bu bağ kurulduktan sonra da korkmayın. Allah’ın izniyle kimse sizin ailenize zarar veremez.