Suriye Milli Koalisyonu Başkanı Muaz el Hatip’in beklenmedik
çıkışının gerisinde ani bir infial değil, üzerinde çalışılmış bir plan olduğu
ortaya çıkıyor. Muaz el Hatip’in bu çıkışına henüz Suriye’den olumlu bir cevap
gelmemekle birlikte süreçte siyasi çözüme dair bir sarkma yaşandı. Faiz Sayiğ
isimli Esad yanlısı Suriyeli vekile göre, ön şartlı bir diyalog doğru değil ama
şartsız olarak masaya oturmaya hazırlar. Bilindiği gibi, Muaz el Hatip süreç
içinde Esad’ın gitmesi karşılığında Esad’ın Yardımcısı Faruk Şara ile
görüşebileceklerini açıklamıştı. Bu açıklama muhalifler için bile sürpriz
olmuştu. Lakin senaryo yavaş yavaş aydınlanıyor. Bu açıklama ile birlikte
Doha-İstanbul ekseni olarak tanımlanan eksen arasında bir ayrışma da yaşanıyor.
Ya da Ankara siyasi çözüme mesafeli ve bunun bir yarar sağlamayacağını
düşünüyor. Katar ise siyasi sürecin kirveliğini yapıyor. Sürecin gerisinde
zannedildiği gibi tek başına Katar yok. Daha doğrusu Katar, ABD ve gerideki
güçlerin sözcülüğünü yapıyor. Muaz el Hatip’in dile getirdiği plan aslında
Katar patentli Amerikan planı. Bu planın kirveleri veya mimarları arasında
ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford da bulunuyor. Muaz el Hatip’in ani
çıkışıyla gelişen siyasi süreci destekleyenler arasında Rusya Dışişleri Bakanı
Sergei Lavrov ve Arap Birliği Genel Sekreteri Nebil Arabi de var. Elbette
Robert Ford ile birlikte çalışan Riyad Seyf’i unutmamak gerekiyor.
*
Suriye Ulusal Konseyi Başkanı George Sabra da bu plana karşı
çıktı. Zaten Amerikalılar bunu bildiklerinden dolayı SUK’un yerine Suriye Milli
Koalisyonu’nu kurdurdular ve Hatip’i de başına geçirdiler. Hatip kötü adam
olduğu için değil. Acemi çaylak adam olduğu için. Hatip’i Milli Koalisyonun
başına sardılar ama altını ve etrafını boşalttılar veya yanlarına kendi
adamlarını yerleştirdiler. Riyad Seyf ve Süheyr Atasi yardımcılığına getirildi.
Esas adam Riyad Seyf olmakla birlikte Muaz el Hatip’i sütre ve kamuflaj olarak
seçtiler. Bir diğer neden de bu açıklama Riyad Seyf’den gelseydi kimse kaale
almazdı ve takmazdı. Robert Ford bundan dolayı şunları söylemiş: “Siyasi
süreçle ilgili teklif Hatip’ten gelirse Suriye halkı bunu kabul eder…” İyi
hesap. Her zaman ve her yerde oynanan oyunu bir kez daha Amerikalılar Suriye’de
oynuyorlar. Türkiye’de bu oyun vaktiyle Konyalı Mehmet Vehbi Efendi, Şeyh
Safvet Yetkin gibi ulema üzerinden sahneye konulmuştu. Mısır’da da 1925 yılında
yine ulemadan Ali Abdurrazık hilafetin şer’i bir özelliği olmadığı çıkışını
yapmıştı. Ali Abdurrazık’ın rolünü biz de Seyyid Bey oynamıştır.
*
Ruslarla birlikte Amerikalılar, bulmuşlar acemileri
istedikleri gibi çekip çeviriyorlar. Nebil Arabi ise Rami Mahluf’un gizli ortakları
arasında gösterilmektedir. Böylece Suriye muhalefetini tuzağa çekmeye
çalışıyorlar. Önce önlerini ambargo ile kestiler şimdi ise siyasi tertiplerle
planlarını uygulamaya çalışıyorlar. Xeber 24.net’in haberine göre, plan Robert
Ford’un planı ve Ruslarla tam bir mutabakat içinde yürütülüyor. Müzakere
isteyen İran da Rusya’nın geri hatlarında yer alıyor. Dolayısıyla burada tek
açıkta kalan ülke Türkiye oluyor. Bu konuda Katar’ın Türkiye’yi takmadığı da
ifade ediliyor. Acaba Başbakan Erdoğan’ın son Doha ziyaretinin gerisinde bu
hesap karışıklığı mı var
*
Muaz el Hatip de ister istemez diğer muhalefet organını
temsil eden SUK ile Türkiye’yi arkadan vurmuş oluyor. Muaz el Hatip’in
konuşması Obama’nın seçimlerden sonra oyunun kurallarını değiştirmesi olarak da
algılanıyor. Daha önce tabu olan husus yani müzakereler böylece tabu olmaktan
çıkmıştır. Suriyeli muhalif Ömer Şavaf Türkiye ile Katar arasında ihtilaf
olduğunu yalanlıyor ama süreci Katar’ın yönettiğini de ifade ediyor. Zaten
Milli Konsey de Katar’da kurulmuştur. Ömer Şavaf, ‘Devrim 160 bin kişinin
salıverilmesi ve pasaportların temdit edilmesi için mi başlatıldı ’ diye
soruyor! Muaz el Hatip bu stratejik adımı ortaklarına danışmadığı gibi
Türkiye’ye de danışmamış. Belki istim arkadan gelir misali Ahmet Davutoğlu
gecikmeli olarak bunun gerekçesini Sabra ile Kahire buluşmasında Hatip’ten
öğrenmiş oldu. Bundan dolayı Davutoğlu, Hatip ile Münih’te görüşmeyi
reddetmişti.
Ve Suriye bütün bu olan bitenleri hiç yaşanmamış mı sayacak
Hatip Moskova’ya gitmeyi reddetti lakin ardından daha ters bir çıkış yaptı.
Şimdi Muaz el Hatip’i nasıl değerlendirmeli ve kendisine nasıl güvenmeli
Herhalde çaylaklığından ve bugünler için Amerikalılar kendisini tercih etmiş
olmalı.