"Ben Ramazan İşcan.

Afyonkarahisar Çıkrık kasabasında yaşıyorum. Annem asgari ücretle çalışan özel sektör işçisi, babam ise serbest meslekle uğraşıyor.

2003 yılı ön lisans Otomotiv Tasarım ve İmalat, 2011 Lisans Otomotiv Öğretmenliği mezunuyum. 2010 KPSS93 puanım 83989... 2008 KPSS93 puanım ise 81.404tür.. ÖSYMnin yayımladığı 2010 verilerine göre kendi alanımda ikinciyim.

2008 KPSS sonuçlarına göre TCDDnin işçi alımlarına başvurdum.

58 kişi alınacaktı.

Puan sıralamasında ben dördüncüydüm. Bizi sözlü sınava aldılar. Sözlü sınavda 6 soru sordular. Beşini tam olarak bildim ama sonuçlar açıklandığında her komisyon üyesi 100 üzerinden 10 puan verdi ve ben başarısız sayıldım.

Kimse dördüncü olduğuma bile bakmadı.

Sorulan sorular, birinci sınıf öğrencisinin veya bir çırağın dahi cevaplayabileceği türden basit sorulardı. Benim bu soruları cevaplayamam mümkün değildi.

Bu yıl TCDD yine personel alımı yaptı.

Başvurdum.

Puanıma göre ikinciydim. Dört kişi sözlü sınava alındı. İlk çıkan adaya kaç soru yaptığını sordum. 1 tam bir yarım yaptığını söyledi. Ben sınava girdim. Sayın komisyon üyeleri çok meşakkatli olduğu için yeni soru hazırlamamış, geçen sınavın sorularının aynısı soruldu.

5 soru soruldu, soruların geçen sınavın aynısı olduğu için hepsini yaptım.

Sonuçlar açıklandı gene kaybettim.

İlk sınava, dava açtım. Davam hâlâ devam ediyor. Ama yürütmeyi durdurma istemim reddedildi. Oysa ki eski Danıştay, sözlü sınav işlemlerinde kamera kaydı, ses kaydı var mı diye sorar ve sözlü sınav işlemlerini iptal ederdi. Öyle görüyorum ki bu da değişiyor.

Dava açmama rağmen kimseyi derdimi anlatamıyorum.

Köylülerimiz bile benle dalga geçiyor. Sanki ben suçluyum da ondan almamışlar beni... Hatta bazı köylülerimiz neden partinin bayramlaşmasına katılmıyorsun, üye olmuyorsun deyip yol göstermeye çalışıyor.

Sonuçlar açıklandığında sinir krizleri geçirdim.

Hiç ağladığını görmediğim babam hüngür hüngür ağlıyordu.

Bize ve bana kimsenin bunları yaşatmaya hakkı yok. Ben bu ülkenin bir vatandaşı olarak üniversiteye girdim, okudum, mezun oldum ve sınav puanımı aldım. Kimseye minnet etmeden, kimsenin kapısında kul köle olmadan, sınav puanıma göre adil bir şekilde kamuya girmek istiyorum.

Hiç kimse bana sözlü sınav ile daha adil, daha başarılı ve yetkin insanların alınacağı masalını anlatmasın. Sözlü sınav sadece torpili olanların, dayısı olanların geçebileceği bir sınavdır. Üstelik ve dayılık meselesi zannedilmesin ki sadece parti mensuplarına yarayacak.

Bu işin partiyle alakası yok.

Kimin dayısı var ise o kazanıyor. A partisi veya B partisi fark etmiyor.

Zengin zengini, makam sahibi makam sahibini tanıyor.

Hiç de parti ayrımı yok. Bu ülkede her iki kişiden biri AK Partiye oy verdi ancak Genel Müdürü veya Bakanı tanımayınca her şey boş.

Annesi ve babası normal yurdum vatandaşı olan bir aday olarak, bana göre sözlü sınav sadece adaletsizliktir, hakkaniyetten uzaktır. Üstelik, benim gibi partiye oy vermiş ama dayısı olmayan adayların adil bir sistemle seçilmesi önündeki en büyük engeldir.

Psikolojim çok bozuk, kimseye güven duymuyorum, hayattan artık bir beklentim yok.

Bunu başaranlar, bununla gurur duyabilir."

Bugünlerde sosyal medyada ve sanal ortamda en çok dolaşan öykülerden biri bu.

Nedeni ise Kasımda Gümrük Müsteşarlığına yapılacak memur atamaları.

AK Parti iktidarı Kanun Hükmünde Kararname ile yaptığı değişiklikle Gümrük Müsteşarlığına mülakat ile eleman alımı yapacak.

İsyan buna...

Düzenlemeye karşı çıkan isimlerden Murat Han diyor ki;

"Adnan bey; Biz KPSS adaylarına bugüne kadar verdiğiniz desteğe müteşekkiriz. Yine sizden bir isteğimiz olacak mümkünse. KPSSde lisans mezunlarından en çok memur alımı yapan 1-2 kurumdan biri Gümrük Müsteşarlığıdır. Gümrük bugüne kadar KPSSye girenlerden puan sıralamasına göre memur alırdı. Fakat 17 Ağustosta çıkan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile bundan böyle sözlü mülakatla alım yapacak. Bu sebepten bizler mağduruz. Bizler 2010 KPSSye girdik. Geçerliliği 2012 Temmuza kadar. Biz girdiğimizde Gümrük puan sırasına göre eleman alıyordu. Ama şimdi 70 puanı geçenler arasından sözlü mülakatla alacak. Böyle olunca çok arkadaşın hakkı yenebilir. Resmen yıkıldık. Sözlü mülakatlarda objektif kriterler yerine subjektif kriterler olur. Bir gün Almanya, Fransa gibi bir ülke olursak o zaman sözlü mülakatlar olabilir. Ama sistem henüz hazır değil."

Hümeyra Demirel de, "Adnan Bey, Gümrükte mülakata karşıyız. Bu konudaki sıkıntılarımıza köşenizde değinmenizi rica ediyoruz.. Merkezi yerleştirmede olan Gümrük, Kasım ayında mülakatla alım yapacak. Mülakat Türkiyede torpil demek. Bu yadsınmaz bir gerçek." şeklinde görüşünü iletiyor.

Seyran Çatal ise "Gümrük eleman alımlarını puan sıralamasına göre yapmalı" serzenişinde bulunuyor.

Bakan Ömer Dinçere adres veriyorum!

Önce Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçerin kısa bir süre önce ne dediğine bakalım; "Okul bahçeleri okula gelir sağlasın diye değil çocuklara hayat kazandırsın diye tanzim ediliyor. Okul bahçeleri çocuklarımızın oyun alanlarıdır. Okul bahçelerimizi düşünürken bir köşesine ağaç dikin, yeşillik oluşturun."

Bakan Dinçere adres veriyorum;

İstanbulda Siyami Ersek Hastanesinden Kadıköye inerken Bakanlığınıza bağlı bir okul var;

Haydarpaşa Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi.

Ders saatlerinde dahi kapıda bir otopark görevlisi habire makbuz-para kesiyor.

Bilginize...