Bir dönem Ankara Temsilciliğini yaptığım Aksiyon Dergisinin eski sayılarını karıştırırken bir de ne göreyim (Sayı 395/Tarih: 01.07.2002) 2002 Kasım seçimlerine daha 4 ay var.

Ortalık toz duman..

Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Genel Başkanı ve hemen karşısında Demokrat Parti Genel Başkanı kimliğiyle Melih Gökçek...

Yeni parti kurmak için uzun süredir Anadoluda yaptığı zemin çalışmalarını neredeyse hitama erdirmiş bir Melih Gökçek.

Hatta  televizyon televizyon dolaşıp, "Araştırmalarıma göre bugün seçim olsa -girmekten son anda vazgeçtiği- AK Parti yüzde 24 ile birinci, DP ise yüzde 10,5 ile ikinci parti çıkıyor." diyor.

İşte tam da bu tarihte benim kaleme aldığım bir dosya; Melih Gökçekten İkinci Boğaz Polemiği

Gökçek 2002de Çılgın Projeyi ufak tefek yer hatası dışında neredeyse tüm detaylarını açıklamış bile. Hatta kurulacak yeni şehrin yerini de..

Gelin gerisini dosyadan okuyalım;

"Yıllarca önceydi, Ankara İlahiyat Fakültesinde bir tartışma platformundaydık. Platformda Melih isimli bir arkadaş çok dikkat çekiyordu ve savunduğu düşünceler de ilginçti. Melih o zamanlar Mevlânâya oldukça sert bir şekilde karşı çıkıyordu ve Mevlânânın Ne olursan ol gel şeklinde özetlenebilecek felsefesinin yanlış olduğunu savunuyordu. Şimdi herhalde farklı düşünüyor sanıyorum.." Yukarıda, yakın bir arkadaşının kendisiyle ilgili görüşlerini dile getirdiği Melih isimli kişi, bugün Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı ve Demokrat Partinin müstakbel genel başkanı Melih Gökçekten başkası değildi. Gökçek, hâlâ çok yakın görüştüğü arkadaşının ifadesiyle Mevlânâ düşüncesine karşıydı. Oysa şimdi, rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özalın da ANAPı kurarken savunduğu dört eğilimi savunuyor ve hangi partiden olursa olsun herkese kapılarının açık olduğunu dile getiriyor.

"Yanlış anlaşılmasın, köprü değil, Boğazın bizatihi kendisinden bahsediyoruz. Yani Haliç ve Kağıthane Deresinden başlayarak Sarıyer Kilyosa uzanan yapay Boğaz. Bu son derece iddialı bir proje. Gökçek İstanbula ikinci bir Boğaz yapmaktan bahsediyor. Haliç, Kağıthane Deresi ve Kilyosun arka tarafından Marmarayı Karadenize bağlamayı hedefliyor. İkinci bir Boğaz meydana gelecek" sözleri Gökçeke ait. Projenin ilk kez merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal tarafından gündeme taşındığını vurguluyor, Gökçek. Peki bunun ayrıntıları nelerdi; "Biliyorsunuz Karadeniz, Marmaraya nazaran 1 metre yukarıda. Dolayısıyla oradan oraya akan bir su söz konusu olacak ama en önemli özelliği yamaç halinde olduğu için bu yapacağımız alana özellikle yukarı Kağıthane ve Kilyos tarafına 500 bine yakın konut yapılacak."

Gökçek projenin bugünün (2002) rakamlarıyla 600 milyon dolara (yaklaşık 1 katrilyon TL) mal olacağını ifade ediyor ancak bu maliyetin fazlasıyla projeden elde edileceğini de iddia ediyor; "Buradan beklediğimiz gelir, 100 ile 125 milyar dolar. Pek çok insan buna son derece ütopik hayal olarak bakar. Biz Akay kavşağını yaptığımızda da herkes önceleri karşı çıkıp dalga geçmişti. Şimdi teşekkür ediyorlar. İkinci Boğaz da dev bir projedir. Rahmetli Özal zamanında düşünüldü bu. Onu biz yapacağız. Haliçi bağlayacağız Karadenize, muazzam geniş şekilde. Düşünebiliyor musunuz onun yanındaki villaları Yamaç tarzında olduğu için orada devamlı Boğazı görecek villalar. En üstünde yüksek katlı daireler, 500 bin konut düşünün. Bu 500 bin konutu kendimiz para vererek yapmak yerine kat karşılığı yapacağız. Buradan devletin kasasına kalacak net para 100 milyar doların altına düşmeyecek."

Bu şiirleri hâlâ yazabiliyor musun be Latifciğim

Bir Yunus başkaldırdı

Gümüş dalgaların içinden

"Sor", dedi, "Ne sorarsan sor"

"Özgürlük nedir" dedim

"Dinle" dedi

"Özgürlük güzel bir kadını ölümüne sevmektir

Özgürlük, aşk ateşinde nefsini dövmektir"

"Dur" dedim, "dinle"

Sustu

Yunusça dinledi

"Hayatta hiçbir şey

Bir kadından daha güzel değildir

Hiçbir şey güzel bir kadından

Daha özel değildir

Ama hiçbir kadın

Özgürlükten daha güzel değildir"

Yukarıdaki satırlar son dönemde yıldızı parlayan Beyaz TVde nabzı hayli yüksek programlar yapan Latif Şimşeke ait. 2002de yayınlanan Söğüt Dalına Türkü şiir kitabından alınma... Açık söylemek gerekirse yıllarca aynı ortamları paylaştığımız Latifin sıkı şairliğini yeni keşfettim.

Tartışılmaz şairliği ile gönlümüze taht kuran merhum Erdem abi (Bayazıt), milletvekili seçildikten sonra özel bir sohbetimizde, "Politikaya girdikten sonra artık, şiir yazamıyorum." demişti.

Merak ettim; Rasim Ozan Kütahyalı, Nagehan Alçılı bu programlardan sonra şiir yazabiliyor musun be Latifciğim

YSKnın Hatip Dicle kararını nasıl okumalı

Diyarbakırdan milletvekili seçildikten sonra milletvekilliği Yüksek Seçim Kurulu (YSK) tarafından düşürülen Hatip Dicle olayına ne demeli Olayın birkaç yönü var;

* Yüksek Seçim Kurulu, madem arızalı bir durum söz konusu idi, neden Diclenin milletvekili adaylığına yeşil ışık yaktı Hadi diyelim buraya kadar sustu, niçin mazbata almasına göz yumdu Ve neden yumurta tam da ucuna geldiğinde düşük kararı verdi Kurumlar arasında bu kadar da kopukluk olur mu

* Hatip Dicle görüşlerini kabul edersiniz etmezsiniz, Diyarbakırda en yüksek oyu alarak milletvekili seçildi Bu karar millet iradesine saygısızlık değil mi Diclenin yerine mazbata alan olan AKPli kadın milletvekili TBMMde hangi iradeyle yasama faaliyetlerine katılacak, nasıl bir ruh haliyle oy kullanacak

* Elbette madalyonun bir de diğer tarafından da bakmak lazım; Yüksek Seçim Kurulu en nihayetinde önündeki yasaları uyguladı, karara "yasal değil" diyemezsiniz. Ama yasaları değiştirmek de TBMMnin görevi. Madem böyle bir boşluk var o boşluğu doldurmak da Meclisin görevi...