Başka zaman değil de,
Menfaatler söz konusu olduğunda hatırlanan şeriat.
Her kesimden duymaktayım.
Dindarında, sekülerinde değişmeyen o olgu.
Ebeveyn kaybedildikten sonra.
Çocuklar arasında miras paylaşımında,
İlle Şeriata göre bölüşeceğiz kavgasını.
Aslında hiç Şeriata uygun yaşamamışlardır.
“Anne babaya ‘öf’ bile demeyin” diyen zarif şeriatın hilafına davranıp,
Ailenin çınarları yaşlanıp elden ayaktan düştüklerinde,
Nedense herkesin işi çok olmuş.
Ne ziyaretlerine gidilmiş,
Ne hastalıklarına çare aranmış.
Bütün bakım ve masraflar bir çocuğun üzerine kalmıştır.
O çocuk genellikle kız çocuk olmuş,
Yaşlandığında anne babasını yanına almış,
En ağır hastalıklarında bir başına, canı burnuna gelecek şekilde koşturmuş.
Ameliyatlarında bile diğer çocuklar ortada yoktur.
Çok yoğundurlar.
Yine o kız çocuk, yaşlı anne babanın yanında nöbet tutmuş, uykusuz kalmış,kendi evini, eş ve evlatlarını ihmal etmiştir.
Diğerleri tatillerini, gezmelerini, sosyal yaşamlarını sekteye uğratmamış.
Gelin görün ki anne baba gün gelip ahirete intikal ettiklerinde.
Söz konusu miras paylaşımı olunca birdenbire Şeriatı hatırlayıvermişler.
Anne babaya bakan kız kardeşine, akıl vermeye kalkmışlar; “Şeriat, erkeğe iki, kadına bir vermekte.”
Kız kardeşin yapıp ettikleri derhal unutulmakta.
Geçen gün hastanede onkoloji hastası babasını doktora getirmiş hanımefendiyi görünce bu konuyu bir kez daha anımsadım.
Genç kadın babasından daha hasta durmaktaydı.
Ayakta duracak hali yoktu,
Sağ tarafına felç gelmiş, kolu işlevsiz kalmış,başka hastalıklarını anlattığında bakıma muhtaç asıl kendisi idi.
Yoksul bir kadındı, baba ağırdı,
Sürüklenerek babasını koridorlara ulaştırabiliyordu.
“Senin başka kardeşin yok mu”, dediğimde,
“Var ama babamla ilgilenmezler” dedi,
“Sen de hastasın” dediğimde, boynunu büktü: “Ne yapayım, gidecek yeri yok, babam yıllardır bende kalmakta.”
Aslında Şeriat kimseye zulmetmez.
Eskinin sağlam aile yapısında erkek çocuklar anne babalarının bakımını üstlenirlerdi.
Ailede eşinden boşanan kız kardeşlerine bakarlardı.
Fakat modernizm, bu vecibeleri evlatlara unutturduğundan,
Yaşlılar mağdur olmakta.
Menfaate uyan husus lakin asla unutulmamakta.
Daha da fecisi, kız çocuktan bütün malları kaçırma refleksi.
Artvinli arkadaşımın aile töresinde kızlara bir hisse dahi verilmemekte imiş, bütün mal erkek çocuğa intikal etmekte imiş.
Ki bu arkadaşım da annesinin bütün bakımını üstlendi, erkek kardeşleri ilgilenmediler.
Fakat ailenin bütün mallarını üzerlerine geçirmekte geç kalmamışlar.
Kendi aile tarihimden biliyorum, babacığım halamlara eşit paylaşımı da geçen, “Ben kız hakkı yemem” deyip fazla mal verdi.
İşin aslı, akıl izan merhamet sahibi insanlar; bu mal kaçırma uyanıklığına tenezzül etmeyerek, mallarının bereketlenmesi için kız kardeşlerinin hakkını yemeyerek eşit paylaşım yapmalıdırlar.
Hiçbir işlerine şeriatı karıştırmayan insanların mirasta hatırlamaları, samimi değil.
Erkek kardeşler ile kız kardeşler helalleşerek, şu iki günlük dünyada mal hırsını yenerek, gönül hoşluğu ile eşit paylaşımda bulunmalıdırlar.