Bismillahirrahmanirrahim;

ABD Başkanı Trump’ın 6 Aralık 2017’deki “Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma” kararı, Kudüs meselesini Müslümanların 1. gündemi haline getirdi. Hemen arkasından toplanan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) üyeleri “Kudüs’ü Filistin’in başkenti olarak tanıdıklarını” deklare ettiler. Dünyanın her yerinde haksızlık protesto edildi. BM de, 128’a karşı 9 oyla Trump’ın Kudüs kararının “hükümsüz olduğunu” açıkladı.

Daha sonra yapılan görüşmelere göre Kudüs, Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılıyor; yüzde 16’sı (2 bin dönüm) olan Doğu Kudüs Filistin’e; yüzde 84’ü (14 bin dönüm) olan Batı Kudüs İsrail’e bırakılıyordu.

Bu, Filistin’e “sus payı” demekti. Kudüs’te küçük bir azınlık haline getirilen Filistinliler, işgalci İsrail’e karşı varlığını nasıl koruyacaktı? Ateşle barut yan yana gelebilir miydi? Bu statüde huzur ve barış mümkün müydü?

Filistinli yöneticiler, “Kudüs doğu, batı olarak bölünemez. Tamamı Müslümanlarındır” diyerek karara tepki gösterdiler. Hamas Lideri İsmail Heniye, “Kudüs cihadı başladı” derken; Kassam Tugayları İsrail’e, “Bedelini ödeyeceksiniz” karşılığını veriyordu.

Müslümanlar çocuk misali bir elma şekeriyle aldatılamazdı. Tarihi mirasımız olan Kudüs’ün tamamı Filistin’in başkentiydi. İsra Suresi’nde Mescid-i Aksa anlatılırken “Etrafını mübarek kıldık” buyruluyordu. Etrafıysa, pek çok peygamberin görev yaptığı Filistin bölgesiydi. Gazzeli İmam Şafii, İbni Hacer-ulAskalani, İmam Nablusi gibi pek çok îlim bu bölgede yetişmişti. Bölge Filistinlilerindi. İsrail çeşitli entrikalarla bölgeyi işgal etmişti.

KUDÜS SORUNU BİTMEDİ

HİÇ kimse, BM’nin Trump’a tepkisi, İİT’nin temenni bildirisi ve Kudüs’ün Doğu, Batı olarak ayrılmasıyla sorunun çözüldüğünü sanmasın! Sömürgeciler, Trump’ın kararıyla oluşan şiddetli tepkinin dozajını düşürmüş, Kudüs’ü bütünüyle ele geçirmeyi zamana yaymıştır. Ayrıca BM kararının “bağlayıcılığı” yoktur.

Trump’ın manevraları sürmektedir. Suriye’deki 10 bin kişilik DAEŞ militanını Afganistan’a transfer etmiştir. Bölgedeki şimdiki hedefi Pakistan ve İran’dır. Trump, İran’ın gücünü kırmak için halkını tahrik etmiş, “İran halkının özgürlüğe aç olduğu, ülkenin zenginliklerinin yağmalandığı” yalanıyla iç çatışmaların yolunu açmıştır. Netenyahu da benzeri kışkırtmalar yapmaktadır. ABD, Pakistan’a “yardımları kesmekle” tehdit etmekte; tüm Afrika’yı da hedef almaktadır.

Binlerce km. ötedeki terörist çete, ayrı oluşlarından cesaret alarak İslam dünyasının iç işlerine karışmakta, meydan okumaktadır? Birleşmemeleri için de birbirine düşürmektedir. Sömürgeciler mesailerini artırmıştır. 2 milyarlık topluluk, dünyada terör estiren, İslam dünyasına acı, kan, gözyaşına boğan bir avuç Siyonist ve onların himayecisi Amerikan conisinin yaptıklarına sessiz kalamaz. Kuşatma ancak Müslümanların birlikteliğiyle kırılabilir.

Türkiye İslam dünyasının ağabeyidir. Tarihi misyonu da İslam dünyasına öncülük etmeyi gerektirmektedir. Erbakan Hoca Müslümanlara “İslam Birliği’ni kurma şuuru” kazandırdı. Çalışma modelini de, İslam dünyasıyla sıkı iletişime geçerek gösterdi. Suudi Arabistan’la iyi ilişkiler geliştirdi; onları sömürgecilere karşı uyardı. Yüksek potansiyeli sebebiyle İslam dünyasını birleştirme görevi Türkiye’nin üzerinde.

KUDÜS İÇİN BİRLEŞELİM

KUDÜS ebedi sevdamız! Görev hepimizin! Türkiye’nin İslam dünyasını “uyarma” görevi var. Erbakan Hoca olsaydı, Yemen - Suudi Arabistan Savaşı yaşanmazdı. O, nice çatışmaya hazır toplulukların arasını buldu. 80 milyon olarak birlikteyiz ama, Erbakan Hoca’nın çalışma arkadaşları Saadet Partisi’nin içinde. Onlarda İslam Birliği şuuru daha yüksek! İslam dünyasında itibarı yüksek olan Saadet Partisi, Türkiye ve İslam dünyasının yöneticilerini uyarma çalışmalarına hız vermeli.

Geçtiğimiz günlerde CİA’nın yan kuruluşu RandCorparation’un bir raporu yayınlandı: “ABD 10 sene içinde Türkiye ile savaşa girecek.” (Milli Gazete, 23. 12. 2017) Güneydoğu’da görev yapan üst düzey bir komutan da “ABD’nin Türkiye’ye verdiği bombaların sahte olduğunu” açıkladı. (a. g. g.)

Kudüs’te yaşananlara yalnız tepki göstermek, ABD ve İsrail’e sadece “kahrolsun” demek ve bildiri okumakla mücadeleyi kazanamayacağımız ortada. Sömürgecilerin karşısına 2 milyarlık bir güç olarak çıkmalıyız. Temel Karamollaoğlu’nun ifadesiyle, “İsrail kınamadan değil, güçten anlar.”

Trump’ın çılgınlığı biliniyor. İsrail, Kudüs’ü Yahudileştirme örgütü kurdu. Filistin halkını göçe zorluyor, topraklarını talan ediyor. Batılı ülkeler sömürgecilerin yanında. Büyük Ortadoğu Projesi’nin aslı Büyük İsrail Projesi (BİP)’dir.

Erbakan Hoca 2003’te “Siyonizm’in İran’dan sonraki hedefi Türkiye’dir” demişti. Farklılıklarımızı bir tarafa bırakalım. İttifak ettiğimiz konuları konuşalım. Bilelim ki, şeytanın hilesi zayıftır. İslam ülkeleri tek vücut olmak zorunda! İslam dünyasında, sömürgecileri püskürtecek potansiyel fazlasıyla mevcuttur.