Tüm Türkiyenin gözü o görüşmede idi…

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu arasında önceki gün akşam yapılan koalisyon görüşmesinde…

Hatta o kadar ki; acılı bir toplantıdan hemen sonra kayınpederimin, “Acaba toplantıda neler oldu, anlaştılar mı ” sorusunu bana tevdi ettirecek kadar...

***

“Ben demiştim” demek istemem, ama!..

Bu köşeyi takip edenler, Türkiyenin gelecek siyasi vizyonuna ilişkin ipuçları konusunda, mümkün olan şartlar dahilinde haberdarlar…

Ama hatırlayınız, lütfen…

Tam da görüşmenin yapıldığı gün, bu köşede şu cümlelere yer verdim; “Şayet iki Genel Başkan arasındaki görüşme uzarsa anlayın ki bu iş“ olmayacak”!

Anlaştılarsa zaten “protokol” dâhil hemen herşey hazırlanmıştır...”

Görüşme beklenenden uzun sürdü…

Ve de sonuç kocaman bir sıfır!

***

Peki, neden anlaşamadı, Davutoğlu ve Kılıçdaroğlu

“İçerden” iyi haber alan gazetecilerden Abdulkadir Selvinin Yeni Şafak gazetesinde yazdığına göre bunun birkaç sebebi var;

1-Hükümetin niteliği: CHP, restorasyon hükümeti kurulmasını istiyor. AKP ise reform hükümeti.

2-Hükümetin süresi: CHP, dört yıllık güçlü bir hükümetin kurulmasından yana. AKP ise hükümetin görev süresi için, ‘Ucu açık olsun‘ diyor.

3-Milli iradeye yüklenen anlam: AKP devletin politik önceliklerinin de ‘milli irade’ye göre belirlenmesinden yana, CHP ise devleti önceleyen bir yaklaşım içinde.

4-Dış politika: En çok tartışmalı geçen başlıklardan birisini dış politika oluşturuyor. CHP, laik dış politikayı savunuyor. AKP ise dış politika eksenine ‘milli irade’yi yerleştiriyor.

5-Cumhurbaşkanlığı seçimi: Cumhurbaşkanı’nın yetkileri değil, seçim sistemi üzerinde görüş ayrılığı yaşanıyor. CHP eskiden olduğu gibi Cumhurbaşkanı’nın TBMM tarafından seçilmesinden yana.

6-Eğitim: AKP 28 Şubat’ın kesintisiz eğitimine son veren ve okullara Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz’in hayatının ders olarak okutulduğu, 4 + 4 + 4 kesintili eğitimden taviz verme niyetinde değil.

CHP ise seçim beyannamesinde de açıkladığı gibi, 1 + 8 + 4’lü eğitim sistemine geçilmesini istiyor.

7- Mecburi din dersi: CHP, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak dersinin seçmeli olmasını istiyor. AKP ise Din Kültürü ve Ahlak dersinin din dersi değil, kültür dersi olduğu görüşünde, bu nedenle mecburi olmasından yana.

***

Abdulkadir Selvi, bir öngörüsünü de şöyle aktarıyor; “Muhtemelen bu koalisyon kurulamayacak ve son iki madde seçim meydanlarında, neden bu koalisyonun kurulamamasının gerekçesi olarak anlatılacak.”

***

İyi de…

Koalisyonun ne demek olduğunu, olası bir koalisyonda taraflar arasında yüzde yüz mutabakat olmayabileceğini, her iki tarafın da gerekirse taviz/tavizler vermek zorunda kalacağını bu koca koca Genel Başkanlar bilmeyecek de ben mi bileceğim

Yoksa ben mi çok safım!

BEN SAĞLIK BAKANLIĞINA SORDUM, SES BAKIN NEREDEN GELDİ

Sayın Adnan Öksüz;

Milli Gazetede 10 Ağustos 2015 tarihinde "Sağlık Bakanlığı Bu Soruya Cevap Vermeli" başlığıyla yayımlanan yazınızda eczanelerde tahsil edilen muayene ücretleriyle ilgili "Eczacı hiçbir belge, fatura vermeden bu parayı alıyor. Vatandaş nereden bilecek alınan paraların gerçekten de muayene ücreti karşılığı alındığını Bu sorunun bir cevabı var mıdır " ifadeleri yer alıyor.

Sn. Öksüz; öncelikle şunu belirtmek isteriz: Biz eczacılar, devletin tahsilat bürosu olarak faaliyet gösteriyor olmaktan rahatsızız. Vatandaşlarımızla karşı karşıya kalmamıza neden olan bu uygulamaya son verilmelidir. Eczacının görevi veznedarlık değil, ilaç ve sağlık danışmanlığıdır.

Sosyal Güvenlik Kurumu ile Türk Eczacıları Birliği arasında kurum hak sahiplerinin serbest eczanelerden ilaç temini konulu protokol imzalanmaktadır. İmzalanan protokole uygun bastırılan tip sözleşmeleri eczacılar imzalayarak Kurum ile sözleşmeli hale gelirler.

Bu sözleşmenin kuralları ile ilgili tüm müzakereleri eczacılar adına yasa gereği Birlik yürütmektedir.  Bu sözleşmenin 5.3.6 numaralı maddesinde eczacıların muayene ücreti olarak bilinen poliklinik muayene katılım payını tahsil etmeyen eczacıya yaptırım uygulanmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu muayene ücretlerini eczane aracılığı ile tahsil etmektedir. Kurum, muayene ücretlerini keserek eczacıya ödeme yapmaktadır. Reçetenin Kuruma ait Medula Eczane Provizyon Sistemine kayıt edildiğinde hastanın ödemesi gereken ücretler Kurum tarafından otomatik olarak ekranda görünmektedir. Eczacı, Kurum adına hastadan aldığı muayene ücretlerinden herhangi bir gelir elde etmemektedir.

SGK için tahsil etmek zorunda bırakıldığımız bu tutar için fiş kesmemiz demek, bizim olmayan bu tutarın vergisini ödememiz demektir. Mağduru olduğumuz bu sistemi uygularken hastalarımıza bu durumu anlatmakta güçlük yaşamaktayız.

Vatandaşlarımız şunu bilmelidiler ki eczacılar; gözünü vatandaşın cebine dikmiş tacirler değildirler.

Saygılarımızla… (Ecz. A. Semih Güngör, İstanbul Eczacı Odası Yönetim Kurulu Başkanı)

KAYAŞEHİRE ALTERNATİF YOL ŞART!

Bizler TOKİnin yaptırdığı Kayaşehir konutlarında oturan sakinleriz.

TOKİ buraya 13.000 konut yaparken ve toplamda 60.000 konut hedeflerken maalesef yol yapmayı unutmuş. Üstelik bu şehri planlarken 2 şerit gidiş ve geliş yol planlamışlar. Daha da kötüsü ana yolu 80 derece eğimle yapmışlar.

Şu ana kadar bu yolda 3 ölümlü kaza oldu.

Şimdi bu yolda İstanbula gidiş yönünde yol çalışması var. 1 ay süreceği Başakşehir Belediyesi tarafından ifade ediliyor. Diğer yol ikiye bölünmüş ve tek şerit halinde ilerliyor, daha doğrusu ilerlemiyor.

Kayaşehirden Başakşehir ya da Olimpiyat Stadı tarafına çıkmak 30 dakika.  Üstelik, ne zaman bir yol çalışması, kaza, ya da başka bir durum olsa biz Kayaşehirliler aynı işkenceyi çekiyoruz.

Asıl sıkıntı ise, koca şehrin başka da çıkış alternatifi yok. Ya Güvercintepe tarafını dolaşacaksınız ki, orasında da ciddi trafik oluyor ve Olimpiyat Stadına ulaşmanız daha da uzun sürüyor.

Ya da Fenertepe, Arnavutköy, Sultangazi tarafından İstoça bağlanacaksınız.

Başka hiç bir alternatifiniz yok.

Sizden ricam bu konuyu gündeme getirmeniz, bu konunun çözülmesine vesile olmanızdır.

Ben Başakşehir Belediyesini aradım. Onlar bu yolun Büyükşehir belediyesinin sorumluluğunda olduğunu, alternatif yolu da ancak onların açabileceğini ifade ettiler.

İlginiz ve alakanız için şimdiden teşekkür ederim."

Selam ve Saygılarımla… (Mustafa CANITEZ, Okul Müdürü, BİRİKİM EĞİTİM ÖĞRETİM VE SAĞLIK HİZMETLERİ A.Ş.)

NOT: Bugün, 12 Ağustos 2015 Çarşamba. 1) Emekliler yılda 15–20 TL zamla, hâlâ sürünmeye devam ediyor. 2) An itibariyle asgari ücretli “nasıl geçineceğim ” diye feryat ediyor. 3) Bu parlamento ve mevcut AKP iktidarı, 2011’den bu yana verdiği yeni ve sivil anayasa sözünü yerine getiremedi. 4) 28 Şubat darbesi döneminde kapatılan, yoksul-zeki Anadolu çocuklarının barındığı Başbakanlığa bağlı Vakıf Öğrenci Yurtları hâlen kilitli. Otur, sıfır!