ŞU Türk sporunun haline bakıyor, hem üzülüyor hem de sıkılıyorum. Cumhuriyet tarihinin maddi anlamda en sıkıntısız dönemini yaşayan sporumuz, ehil olmayan insanların ellerinde yok olup gidiyor.

Bakan Suat Kılıç’ın bu kadar titiz davranması, Genel Müdür Mehmet Baykam’ın sporun düzelmesi için gece gündüz proje üretirken, bu hıza yetişemeyen bazı federasyon başkanları koskoca federasyonları hiç ediyorlar.

Normal hayatlarında ya maaş ya da maaşın bir üstü ekonomiye sahip olanlar, karşılarında devletin Türk sporcusu yetişmesi ve dünya arenasında ülkemizi en iyi şekilde temsil etmesi için verdikleri yüksek rakamlı bütçeleri görünce şaşkına dönüyor, akılları şeytanlığa çalışmaya başlıyor.

Sporcu yetiştirme yerine gündelik başarılar, birkaç organizasyona katılma, bol harcırah alma, başkanlığı kartvizit olarak kullanarak kendi işlerini bitirme, siyasette kendilerine yer arama uğraşı içerisinde olmalarından dolayı maalesef sporumuza fazla vakit ayıramıyorlar!.

Kendi kafalarına göre bir kaç ülkeden  başarılı olacak sporcuları getirecekler, bazı turnuvalarda başarı veya madalya ile yetkililerin gözünü boyayacaklar, kendi öz evlatları, kahve köşelerinde, iş bulma umudunda, salonların, spor tesislerinin yolunu unuturken, utanmadan başarılı olduklarını göstererek önce kendilerini sonrada halkı kandırmaya çalışacaklar.

Bakandan, genel müdürden yaptıklarından dolayı fırçayı yiyip, değerlendirme kurullarında sınıfı geçemezken, bakan ve genel müdürün, bunları yazan gazetecilerin arkasından atıp tutacaklar.

Çok kaba olacak ama son dönemlerde normal hayatlarında bir baltaya sap olamayan bu insanlar Türk sporunu ve bazı federasyonları yönetmeye kalkıyorlar. Yazıktır.

Kimseyi kandıramazsınız. Zaten bu iş bilmez zavallı insanların yüzünden en çok teftişlik olan dosyalar da maalesef spor teşkilatında bulunuyor. Sonra bu insanlar iş bilmezliğini gündeme getiren gazetecileri de garip ifadelerle suçlamaya çalışıyorlar. Biz bu insanları potansiyel suçlu görmüyorsak, gazeteci arkadaşlarımıza seçim döneminde yalvaranlar, kapılarda bekleyenler, mazbatayı aldıktan sonra kendilerini bir şey sayarak sağa sola laf yetiştirmeye çalışıyorlar. Ama hedefte olan, sahnede oynayan onlar, her zaman hata yapacaklar.

Bu milletin parasına, çocuklarına, bakanlığına ve genel müdürlüğüne sahip çıkmazsanız bizi her daim karşınızda görecekseniz. Çünkü bazı federasyon başkanları bizlerin iyi niyetini suistimal ediyorlar. Bu nedenle unutmasınlar seçim bitti diye sevinmesinler, geldikleri gibi giderlerde farkında olmazlar.

Fatih Terim’in tartışmalı uzun vadede milli takıma imza atması gerçekten bizleri umutlandırdı. Şimdi her şey sıfırdan başlayacak. Aynı Piontek’in Türkiye’ye geldiği günler gibi. Bir iki kulüp değil, tüm kulüplerde başarılı olan veya başarıyı vaat eden futbolcuları Milli takıma kazandırmak gerekli. Zaten Fatih Terim de bu işin piri. Fazla bir şey söylemeye gerek yok. Ama Terim de bazen kendisini frenlemeyi bilmesi gerekli. Sağa sola laf yetiştirmektense işini tam yapacak.