ANKARALI Fenerbahçeliler, daha doğrusu Fenerbahçe Ankaralılar Derneği bu pazar Anıtkabir’e bir yürüyüş düzenlemiş. Bu yürüyüşe Aziz Yıldırım ve Ali Koç başta olmak üzere Fenerbahçe yönetim kurulu da katılacakmış. Konu ile ilgili de kulübün resmi sitesinden şu satırlar yayınlanmış:

“Türkiye için adalet-Fenerbahçe için adalet”

“Her türlü haksızlığa, çetelerin hukukuna, anti-demokratik ve cumhuriyet karşıtı oluşuma dur demek için, bağımsız mahkemelerde adil yargılanma için, renklerin kardeşçe ve birlikte mücadelesi için, bu oyunda yokuz demek için, Türkiye için, huzuruna geliyoruz...”

Güzel! Her Türk vatandaşının Atatürk’ün huzuruna çıkma hakkı vardır. Orada büyük önderin karşısında hazır ol durmak, saygı duruşunu gerçekleştirmek bir görevdir. Tamam... Ama bazılarının bu hakkı yoktur.

Yani bu görevi yerine getirirken düşünmek, arkasına bakmak, tertemiz olduğuna inanmak ve bundan da gurur duymak da gerekir. Oraya, bazı kişilerin paçasını kurtarmak adına yürümek, hiç ama hiç, saygı duyulacak bir anlayış olamaz. Yukarıdaki cümlemde de açıkça ifade ettiğim gibi Kemal Atatürk’ün askerleri olabilmek için en az onun kadar “ASKER” olabilmek gerekmektedir.

Ne zamandır kendimi zor tutuyorum. Ama bu defa mesele ve hedef Anıtkabir olunca aşağıdakileri de yazmak görev oldu. Neden mi Rahmetli babası Atatürk’ün sofrasında bulunmuş, her 10 Kasım’da ailesinin çatısı altında gözyaşları sel olmuş, bu ülkeye vatani görevini tam 26 ay yapmış gerçek bir Mustafa Kemal Atatürk askeri olarak artık dayanamadım.

Acaba bu yürüyüşe katılacak olanlardan biri 1983 yılında İzmir’deki bir askeri hastanede heyete kendi yerine gerçekten de bacağı 6 santim kısa olan kimi sokup kendine çürük raporu almıştır Mesele 2006’da ortaya çıkınca, Ankara’daki GATA’dan kimin yardımı ile yeni bir belge daha edinmiştir. Bu da yeterli olmaz kuşkusu ile Metris’ten tahliye olduktan sonra kulübünün ilk divan toplantısının bir yerinde gülerek, “Neyse içerdeyken askerlik işimizi de halettik” diyerek açıkça ülkenin adaleti ile dalga geçen, kimdir bu, içerdeyken bedelliye 30 bin avro ödeyen zat Böyle bir muhteremin Atatürk’ün huzura çıkıp adalet dilenmesi ne kadar adaletlidir, ne kadar ilkeli davranıştır acaba Buna alet olanlar hiç mi hicap duymazlar  

Bakın artık dokunmaya başladı. Mustafa Kemal, 3 Mayıs 1918’de birinci ordu komutanı iken Fenerbahçe Kulübü’nün ziyaret etmiş ve o unutulmaz ifadeleri içeren notunu yazmıştır. Ama aynı Mustafa Kemal acaba 1926’da da kulübü ziyaret etse aynı satırları yazar mıydı Atatürk’e suikast girişimden İzmir’de yakalanıp, Ankara’da idam edilen 1916-1918 dönemi Fenerbahçe başkanı, İttihat Terakki’de Talat paşanın bakanı ve 8 Eylül 1921’de TBMM’sine muhtarına veren Dr. Nazım’dan söz ediyorum.

Artık yeter! Atatürk’ü malzeme yapmayın! Ruhunu rahat bırakın, rahat uyusun!  Haaa bir de milletvekili seçildikten sonra askerden kaçtığı tespit edilip, Meclis tarafından milletvekilliği iptal edilen eski bir başkan da var. Çok zorlanırsam onu da yazarım. Bugünlük bu kadar yeter.

Ne dedik Geçmişinize bakın, aynayla hesaplaşın ve Atatürk’ü ağzınıza alırken de kendinize gelin! Pardon unutuyordum. Fenerbahçe için ne adaleti istiyorsunuz ki Ne olmuş ki Fenerbahçe’ye UEFA, üç yıl için kendi kupalarından men etmiştir sadece... Dolayısıyla ülkemde gösteri yapmak başka amaç taşımaktan öteye geçemez sadece... Çünkü var mıdır Türkiye’de Fenerbahçe’ye herhangi bir yaptırım Siz, şahısları düştükleri durumdan sıyırıp almak için ayıp ediyorsunuz ayıp!  Hatta günah işliyorsunuz! Resmen ve alenen Fenerbahçe’yi kullandırtıyorsunuz! Ulu Önder Atatürk’ü bile malzeme ederek... Sizler nasıl Fenerbahçelisiniz böyle