Kerry nin Lavrov ile görüşmesinin ardından Cenevre 2
olarak da anılabilecek olan Suriye konusunda bir uluslararası konferans tertip
edilmesi gündeme geldi. Suriye konusunda ABD yi meşgul eden hususlardan birisi
Suriye de iddia edildiği gibi kimyasal silahların kullanılması ihtimalidir. Bu
hususta Şam yönetimi tarafsız bir heyetin araştırmasına yanaşmıyor. Rusya ve
benzeri ülkelerden oluşacak bir heyeti ise buyur ediyor ve bu şıkka olur diyor.
Bu tür silahların kullanılmasında olağan zanlı rejim olsa da BM içinde bile
bazı çatlak sesler muhalefeti suçlayabiliyor. Bu tür iddialar ve haberler
Suriye rejimini destekleyen İran gibi ülkelerin basınında büyük yer kaplıyor.
Hatta Suriye rejimi içinde daha ileriye giden ve muhaliflerin kullandığı
kimyasal silahların onlara Türkiye tarafından temin edildiğini söyleyenler bile
var. Obama nın Suriye de bir kırmızıçizgisi vardı. Bu da kitle imha
silahlarının kullanılmasıydı. Şimdi bu çizgi çiğnenmiş görüyor. Şimdiye kadar
ABD kulağının üzerine yattı. Ama sadece ABD için değil bizzat Obama için itibar
kaybına neden oluyor. ABD bilindiği gibi olmayan Irak a saldırdı lakin olduğuna
dair karineler bulunan Suriye de ağırdan alıyor veya gevşek davranıyor! İşte bu
noktada Obama kendi sözünün altında kalıyor ve tutarsızlığa düşmüş oluyor.
İsrail de Suriye rejiminin kimyasal silahlar kullandığını savunmuş ve bu
açıklamasıyla ABD yi rahatsız etmişti. İsrail, Suriye ye yönelik saldırılarını
iki gerekçeye bina ediyor. Kitle imha silahları ve füzelerin yanlış ellere
geçmesi ihtimali. İsrail e göre yanlış eller, hem Nusre Cephesi hem de
Hizbullah gibi unsurları içeriyor. Obama kimyasal silahları kırmızıçizgi ilan
ederek kendisini bağlamıştı. İkinci olarak Suriye ye Amerikan askerleri
göndermeyeceğini söyleyerek de kendisini bağlamıştır.
*
Öyleyse ABD nin Suriye politikası seçeneksizlik veya
seyirci kalmak mıdır Kerry nin yeni atakları ve Rus mevkidaşıyla görüşmesi
ABD nin iki seçenekli veya alternatifli bir politika yürüttüğünü ortaya
koyuyor. Bunlardan birisi, asker göndermek yerine Suriye de oyunun kuralını
değiştirecek olan muhaliflere öldürücü silah temin etmek. Bugüne kadar ABD,
Suriyeli muhaliflere sadece öldürücü olmayan silahlar veya malzemeler sağladı.
Kimyasal silah kullanıldığı iddialarıyla birlikte ise gündeme, sahadaki dengeyi
değiştirecek öldürücü silahların temin edilmesi gelmiştir. Hasan Nasrallah da
son konuşmasında muhaliflerin elinde askeri zafer kazanmaya yarayacak silah
gücü olmadığını söylemiştir. Batılılar Suriye de muhaliflerle rejim arasında
yenişememe dengesi kurdular. 8 yıllık İran-Irak savaşındaki gibi. Bununla
birlikte bu politikada tehlikeden hali değil. İdeolojik ve ahlâki anlamda
yıpratıcı. Bundan dolayı da ABD bir eliyle Suriyeli muhalifleri silahlandırma
seçeneği üzerinde çalışırken diğer taraftan da Ruslarla siyasi çözüm üzerinde
fikir teati ediyor. Esat tan vazgeçme karşılığında Ruslar ne istiyor Rusların
istedikleri fiyat bilinmiyor. Lakin bir teklif bekledikleri söyleniyor. Bu
durumda teklifin sahibi Amerikalılar olacak. Kerry de tam bu noktada Suriye
meselesinin çözümlenmesinin Moskova ile ortak çıkarları olduğunu söylemiştir.
*
Herhalde ortak çıkarın ideolojik ayağı İslamcı kesimleri
Esat sonrası Suriye de iktidardan uzak tutmak olmalıdır. Suriye muhalefetinin
silahlandırılması aslında Rusya ya sopa göstermek anlamına geliyor. Suriye de
siyasi çözüm formülü, rejimi saymazsak İran ve Rusya ya kadar herkesin peşinde
koştuğu bir formül. Lakin bu formülün muhtevası da önemli. Siyasi çözüm
statükonun devamı olarak algılandığı oranda bunun içine muhalifleri çekmek
mümkün değil. İran ve Rusya bugüne kadar Esat tan vazgeçmemişler ve Yemen
modeli gibi modellerin uygulanmasını engellemişlerdi. Muhaliflerin
kırmızıçizgisi ise rejimle ve özellikle eli kana bulaşmış isimleriyle siyasi
bir çözüme varılamayacağıdır. Rusya Cenevre mutabakatını Esat ın kalması lehine
yorumluyor. Geçiş döneminin Esat iktidarı gölgesinde şekilleneceğini öngörüyor.
Mesele bu noktada tıkanmış ve düğümlenmişti. ABD ise muhalifleri öldürücü
silahlarla silahlandırma seçeneğini masaya koyarak Rusya ve Suriye rejimini
askeri çözüm seçeneğiyle karşı karşıya bırakıyor. ABD böylece topu Rusya ya
atmış oluyor. Askeri zafer ise Rusya ve İran ı mutlak kaybedenler hanesine
yazacaktır. Kerry ve Lavrov görüşmesinden sonra G 8 ülkeleri zirvesinde Putin
ile Obama bir araya gelecek ve Suriye konusunu ele alacaklar. Bu görüşmenin
ışığında Suriye ile ilgili uluslararası bir konferans tertip edilebilir. Bu
açıdan mübarek üç aylar aynı azmanda Suriye açısından da kritik aylar olmaya
namzet görünüyor.