Bugün de, zaman zaman yaptığımı yapacak, Erbakan Hocamdan öğrendiğim metodu uygulayacak, sabır ve de sebatla hatırlatılması gereken bizce en önemli şeyleri tekrar hatırlatacağım. “Millî Görüş ve Adil Düzen” sabır ve sebatla sürdürülen çalışma ve hatırlatmalarla oluştu ve bu sayede dünya değişmeye başladı; çok yakında çok şey değişecek…

Bundan dolayı bundan önceki iki yazıma dönmem gerekiyor.

Önce, “Afrin… Aferin; askere de siyasilere de aferin…” başlıklı yazımın sonunda dediklerimi tekrar hatırlayalım: “Bu kadar! Ama bu konuya devam edeceğim… / ‘Afrin… Kıbrıs Barış Harekâtı… Adil Düzen… Adil Dünya Düzeni…’ dedikten sonra; Merhum Erbakan Hocamızı hatırlamamak ve bu vesileyle -bizce en önemli hatırlatmasını- bir kere daha anmamak olmaz… Evet, Adil Düzen gelecek; kanlı (savaşlı) mı kansız (savaşsız) mı olacağına insanlık karar verecek…”

Devamı, “Suriye-Türkiye; Afrin’den önce - Afrin’den sonra” başlıklı yazımızdan: “Bizce, asıl “ana mesele” budur, yani yukarıdaki paragrafta hatırlattıklarımızdır; “Suriye Sorunu” başta olmak üzere gerisi teferruat… / Türkiye ve Suriye “Adil Düzen”e kavuşuncaya kadar sorunlar devam edecek… / Dünya “Adil Dünya Düzeni”ne kavuşuncaya kadar da sorun devam edecek… / Her gün olanlar ve bu olanlara istinaden yazılanlar ise sadece teferruat… / Ama “Sosyal Tufan” seviyesinde ve “musibet” mesabesindeki bu teferruatlar da yaşanıp en sonunda ülkemizdeki ve dünyadaki herkese “nasihat” olacak ki; / -En sonunda herkes ülkesinde “Adil Düzen” kurmayı düşünsün… / -Sermaye dâhil bütün insanlık da “Adil Dünya Düzeni”ne teslim olsun…” O yazının sonunda ne dedik ki; “Suriye-Türkiye; Afrin’den önce - Afrin’den sonra” derken, bunları demek istedik. / “Adil Düzen” Türkiye, Suriye ve dünyaya gelinceye kadar çalışmaya devam…”

Bugünkü ana konumuz, on gün önce okuduğum “Adil Düzen Denemelerine Dünyadan Örnekler” başlıklı bir yazı; malum, bendenizin ana meselesi bu, gerisi teferruat…

Bu hatırlatmalardan sonra, şimdi o yazıda yazılanlara ve verilen örneklere bakalım:

“Evet, çok hızlı bir dünyada ve sistemde yaşıyoruz. Hele gelişmekte olan ülkelerde, taşların yerine oturması için uzun yıllar gerekiyor.

İnsanların hep kullandıkları sözler var ya hani: ‘Eski bayramlar…’ ‘Eski Ramazanlar…’ ‘80’ler… 90’lar…

Eskiye özlemin sebebi: Eskinin insani olması.

İnsani olanı kaybettikçe özlem artıyor. Sistemin esiri haline gelen insan, çaresizlik içinde huzur arıyor.

Alternatif sistem arayışlarına birkaç örnek:

Ülke: Amerika Birleşik Devletleri. Hani hepimizin bildiği ABD. Dünyaya nizam vermeye çalışan ve bizim kafa tuttuğumuz ve bundan da mutlu olduğumuz ülke.

Şehir: New York.

Bölge: New York’un güneyi, Cayuga gölünün güney ucu, Ithaca adlı yerleşim yeri.

Nüfusu: 29.000

Buranın önemi ne derseniz. / Ithaca bölgesinin kendine ait para birimi ve farklı çalışan bir yapısı var. ABD Doları yerine, kendilerine ait Ithaca parası kullanıyorlar. / Bu alternatif sistem 30 yıldan fazla süredir uygulanmakta. Önem verdikleri cümle de: ‘Daha insani bir ABD’. / İster kooperatif, ister dernek, isterseniz de toplum diyebilirsiniz. Bu derneğe üye olanların sayısı, yerleşik halkın 1/3’ü. / Derneğe ait marketler, spor alanları, çalışma tesisleri ve hatta banka var. / Bu insanların derdi ne? / Bize dayatılan kapitalist sistem haricinde başka sistem içinde ‘DAHA İNSANİ’ yaşamak. / Gıda ihtiyacı için kurulan market 30 yılı aşkın zamandır çalışmakta ve hem insanlara iş imkânı sunmakta hem de toplumun üyelerine daha insani gıdalar sunmakta. / İnsani gıda: / Daha fairtrade (Fairtrade: Adil Ticaret, Dürüst Ticaret), daha doğal, daha sağlıklı ve daha yerel ürünler… / Zaman ve paranın esiri olmadan, huzurlu ve mutlu bir yaşamın derdinde olan insanlar…” (Diğer iki örnek ve devamı gelecek yazıda…)