‘Savunan Adam’ Erbakan ile marka olmuştu…

Ülkemizde manevi tahribatın dayanılmaz boyutlara ulaştığı, insanlarımızın ahlaki değerlerin zaafa uğratıldığı bir dönemde ‘Önce Ahlâk ve Maneviyat’ ilkesini savundu…

‘Milli Görüş’ hareketini başlatarak, milletin kendi dünya görüşünü, değer ölçülerini ve tarihi birikimini savundu…

‘O’ dinen iyi ve güzel olanı, ilmen doğru olanı, iktisaden faydalı olanı ve siyaseten adil olanı savundu…

‘Kuvveti Üstün Tutan Çatışmacı’ anlayışa karşı  ‘Adil Düzen’i savundu…

Avrupa Birliği’ni değil ümmet kardeşliğini savundu…

Ülkemizin sağ–sol, ilerici-gerici ve laik anti-laik kamplara bölündüğü bir dönemde ‘Yaşanabilir Bir Ülke’yi savundu… 

Irkçı, tekelci mihraklara karşı; Anadolu’nun sanayileşmesini, yerli ve milli kalkınmayı savundu… Bunun için de yılmadan, usanmadan; ‘Yeniden Büyük Türkiye’yi savundu…

Hak ve adalet merkezli ‘Yeni Bir Dünya’nın kurulmasını savundu…

Milletine güvendi ve ‘Bana ne Amerika’dan’ diyerek milletini savundu…

Refah Partisi’nin kapatılma davasında, ‘Davasını’ savundu…

Hakkıyla ‘Savunan Adam’ oldu…

Şimdi de yeni bir marka oluşmaya başladı…

‘Yanılan Adam’…

Önce ‘Ergenekon’ ve ‘Balyoz’a karşı demokrasi dedi. Bu bir ‘Amerikan’ operasyonu diye karşı çıkanlara bile tahammül edemedi. Sonra yanılmışım, yanıltılmışım dedi…

Önce ‘Kardeşim Esad’ dedi. Ailece tatile gidildi. Sonra yanılmışım, yanıltılmışım, ‘Katil Esed’ dedi.

Önce yıllarca el ele yürüdü, ne istedilerse verdi, sonra yanılmışım, yanıltılmışım, ‘Paralelci’ dedi…

Önce Çözüm Süreci dedi. PKK ile müzakere süreci başlatıldı. Sonra bir anda masa devrildi ‘yanıltılmışız’ dedi...

Evet, Türkiye dönüşüyor…

‘Savunan Adam’dan, ‘Yanılan Adam’a…

Ama ‘yanılmak’ ve ‘aldanmanın’ Türkiye’ye faturası çok ağır oldu…

Allah bu millete daha ağır faturalar ödettirmesin!