AKPnin Anayasa Mahkemesine verdiği savunmada son anayasa değişikliğine hiç yer verilmemiş, savunmada hiç gündeme getirilmemiş. Bazı AKP sözcülerinin de  daha önceleri yaptıkları açıklamalarda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen anayasa değişikliğinin türbanı serbest bırakmakla bir ilgisi olmadığı yönündeki sözlerini şaka yaptıkları şeklinde değerlendirmiştim ama, görünen o ki, partiyi kapanmaktan kurtarmak için savunmalarının esasını başörtüsüne serbestlik tanımak gibi bir eylemlerinin olmadığı üzerine bina etmişler. Bu mahkemeye karşı bir strateji olarak benimsenmiş olabilir ama, AKPyi de kamuoyu önünde güç durumda bırakır. Daha doğrusu geçmiş seçim kampanyalarında söylediklerinin arkasında durmadığını/duramadığını gösterir. Bunlar ayrı bir konu. Zaten anayasa değişikliğinin üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılması için çıkartıldığını söylemenin çeşitli mahsurları vardı. Söz gelimi son anayasa değişikliğine kadar anayasada ve yasalarda başörtüsünü yasaklayan bir hüküm yokken anayasa değişikliği ile üniversite dışında kalan alanlarda başörtüsünün yasak olduğu anayasa hükmü haline getirilmiş oluyordu. Şimdiki meselemiz bu olmadığı için kapatma davasında izlenen strateji bakımından da AKPnin yeni bir yanlışın peşine düştüğüne vurgu yapmak istedim.

Kapatma davası açan Başsavcı ise AKPyi laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmakla suçlamış ve bu sebeple de kapatılması gerektiğinii iddia etmişti. AKPnin laikliğe aykırı hareketlerin odağı haline geldiğini ileri sürerken bu hususta yapılan açıklamalar ve son anayasa değişikliğine de atıfta bulunulmuştu. AKPnin anayasa değişikliğinin başörtüsü ile bir ilgisinin olmadığı yönündeki açıklamaları ve son savunmada bu konuya hiç temas edilmemesi öyle görünüyorki başörtüsü sorununu muhatabı belirsiz bir hale getirmiştir. Esas muhatap millettir ve millet meselesine sahip çıkmaya devam etmektedir. Ancak, yasama meseleyi görmezden gelmeyi tercih ediyor, görünen bu.

Kapatma davasının ağırlıklı gerekçesi başörtüsü yasağı olduğuna, iktidar partisi de buna sahip çıkmadığına göre Anayasa Mahkemesi ne yapacaktır AKPnin tavrına rağmen iddianamede ileri sürülen hususları kabul edip kapatma kararı mı verecektir Yoksa anayasa değişikliğinin iptali ile ortada kapatmaya gerekçe olabilecek bir hususun kalmadığına mı karar verecektir Bir de ortada savcının iddialarına karşılık bu iddiaları reddeden ve iddiaların bir bölümünü yok sayan bir taraf vardır.

Maksadım dava üzerinde polemik yapmak değildir. Bu noktadaki polemiklerin kimseye bir yararı olmayacağı gibi hatta zararı bile olabilir. Ancak, AKPnin savunmasında sergilediği tavırı anlayabilmiş değilim. Hele hele anayasa değişikliğini başörtüsü yasağını kaldırmak niyetiyle yapmadık şeklindeki açıklamaları anlamak hiç mümkün değil.

Bu noktada AKPnin mahkeme trafından iptal edilen anayasa değişikliğini ne maksatla yaptığını açıklaması gerekir. Maksat ne idi Söz gelimi maksat başörtüsü yasağını hiç olmazsa üniversitelerde kaldırmak değildi de kaldırıyormuş gibi bir görüntü oluşturmak mıydı Böylece eriyen tabanını yeniden toparlamak mı istemişti

İnanç özgürlüğü gibi bir konu üzerinden siyaset yapmak, oy hesabına girmek yanlış bir davranış değil mi Gerçekten maksatları başörtüsü yasağını hiç olmazsa üniversitelerden kaldırmak değildiyse ne gerek vardı böyle bir anayasa değişikliğine. Yeni bir anayasa hazırladıklarını ve bunu tartışmaya açtıklarını söyleyenlerin yeni anayasa çalışmalarını bir kenara iterek tek maddelik bir değişiklik ile Meclise gelmiş olmaları yeni anayasa çalışmaları konusundaki samimiyetlerini de tartışmaya açmış olmaz mı

Siyasi atraksiyonlarla bir yere varılabilir mi bunu zaman gösterecek. Ancak, başörtüsü bu milletin büyük çoğunluğunun meselesidir ve millet siyasiler gibi duruma göre tavır sergilemiyor. Millet bu meseleye sahip çıkıyor ve yapılan atraksiyonların hesabını da ilk fırsatta soracaktır.