Konuşmalarımızda muhabbet havası, eylediklerimizde coşku
ve bereket kalmadı. Hayır, bunu bir tespit olsun diye söylemiyorum.
Zaten oldum olası tespitlerden de haz etmem.
Bir şeyi sabitlemenin adıdır tespit.
Bugünlerde herkes kendi çapında bir tespitçi.
Benim derdim başka.
Bütün yatırımımızı nefret üzerine yaptığımız için midir
bilmiyorum o sohbet neşvesini bir türlü yakalayamıyoruz.
İnanmakla sevmek arasında sanki dağlar varmış gibi
birinden diğerine giden yolları önyargılarımız ve peşin fikirlerimizle
tıkıyoruz.
Saatlerce oturup kalkıyoruz ama birbirimizin gözlerinin
içine bakmadan ve yüreğine hiç dokunmadan.
Meclislerin soğukluğu mescitlere de bulaşıyor.
Sohbet sahabe geleneğidir. Muhabbet üzere kurulur sohbet
halkaları.
Muhabbetten Muhammed hâsıl olurken sevgi baş gündemimize
oturur.
Hepimiz biliriz bunları.
Bilince sanki her şey yaşama konu olmaktan muafiyet
kazanıyor gibi kitapların ketum dünyasına çekiliverir.
Kitaplar hayati kavramlarımızın sergilendiği bir müzeye
dönüşür o anda.
Tanımlanmamış şeyler bu yüzden daha çok itimat oluşturur
insanlar arasında.
Modern zamanlarda bir şeyi tanımladığınızda onu hayattan
koparıp kendi tekelinize almış olursunuz.
İlk tanımı yapan o kelimenin kullanım hakkını üzerine
almış, ilk tespitte bulunan ise kelimeyi kendi uygun bulduğu bir yere bir daha
kalkmamacasına sabitlemiş sayılır.
Aynı dine inanıp aynı kıbleye yöneldiğimiz halde neden
anlaşamadığımızı anladınız mı şimdi
Yaptığımız tespitleri dogmalaştırarak farkında olmadan
vahyin önüne geçiriyoruz da ondan!
İyilik yaptığını bilmeden iyilik yapmak, sevdiğini
bilmeden sevmek dilin susup fıtratın ve hilkatin konuşmasıdır.
Çoğu şeyler iyi kurulmuş güzel bir cümleye dönüşmezden
evvel daha sahih, daha sahici ve daha bir gösterişsizdi.
İnananların bir araya gelmesi kalplerin cem olması
demekti.
Şimdilerde müminlerin parçalanmamaları için dağılmamaları
gerektiği güzel bir tespitten ibarettir.
Zira bir araya gelmemiş yürekler zaten parçalanmayı bile
gerçekleştirmekten acizdir. Yürekleri bir araya cem eden sadece sevgidir.
Muhabbet çimentosuyla yoğrulmuş kalpler birbirinden asla kopmazlar.
Maalesef bugün inanan insanların arasına mülkiyet ve
menfaat barikatları girmiştir. Önderimizin kalbimizi yoklarcasına işaret ettiği
şu hakikatte olduğu gibi. Canım kudret elinde olan Allah a yemin ederim ki
sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman
etmiş olmazsınız.
Bilmek tespit yapmaya yarar, sevmek hakikati ve hakikat
ehlini yurt edinmeye. Bizi cennete ulaştıran ne ise imana kavuşturan da odur.
Küresel ısınma bize sürünmeden uzaktan geçen bir tespit.
Asıl bizi derinden etkileyen, merhametin, sevgi ve muhabbetin hayatımızdan
hızla uzaklaştığı küresel soğuma.
Su demekle su içmek arasında gidip geliyor hayatımız.
Çok susadığımız halde suya gidip susuz dönüyoruz.
Şairin kendi kendine sorduğu soruyu bir kez de biz
tekrarlayalım o halde: Hayatımız neden konuk bekleyen/ Misafir odaları
gibidir./ Üzerine beyaz çarşaf örtülmüş. (Özcan Ünlü- Hiç Değilse Bugün )
Bir tür tespitçi dükkânı bu dünya, her şey bir noktaya
sabitlenmiş.
Siyasetçilerden teorisyenlere, şair ve yazarlardan din
adamlarına, felsefecilerden tuhafiyecilere kadar herkes kendi tespitini
dünyanın duvarına yapıştırıp bir kenara çekilmiş.
Tespit de tespih gibidir imamesi koptuğunda bütünlüğü
kaybolup şirazesi dağılır.
Allah ın ayaklarını sabit kılmadığı kişiler en parlak
tespitlerde de bulunsa kaygan zeminin kurbanı olmaktan kurtulamazlar.
Ey tespit ustası, kelimelere çatılar çatmaktan yaşamaya
sıra gelmedi mi hâlâ