Geçtiğimiz günlerde
anonim şirketin başı otuz iki kanaldan yayınlanan konuşmalarından birinde, mazlumlara, mağdurlara, gariplere, kapılarının daima açık olacağını söylüyor; Irak’tan, Suriye’den, Afganistan’dan kaçmak zorunda kalan biçarelere kucak açtıklarını anlatıyordu. Kendilerinin ensar oldukları yalanına inanmamızı istiyordu.
Öyleyse biz de soralım;

Peki o Iraklıların vatanlarını yerle bir eden uçaklar nereden kalktı? 1 Mart tezkeresi geçmeyince ihanete uğradığını söyleyip milletvekillerini tehdit ederek geçirilen 19 Mart tezkeresiyle Amerikalılara bağlılıklarını sunanlar kimdi? Bağdat’a ilk bomba düştüğünde kasasını doldurmayı hayal edenler kimdi? Kan içici Amerikan askerlerinin sağ salim evlerine dönmeleri için dua ettiğini söyleyenler kimdi? İşgalden yıllar sonra, Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell ve İngiltere Başbakanı Tony Blair bile Irak’taki nükleer silah yalanını itiraf etmişken, 1 Mart tezkeresini geçirememenin kızgınlığını hâlâ hissettiğini söyleyen kimdi?
Peki Afganistan’da işgalci yamyamların bir numaralı müttefiki kimdi? Varlık sebebi mazlumları korumak olan şanlı Mehmetçiğe, ISAF adlı işgal ordusunun komutanlığını defalarca üstlendiren kimdi? 2012’de başkent Kâbil’de düşen Türk savaş helikopterinin orada ne işi vardı? Yaklaşık yirmi yıl süren işgal boyunca, resmi rakamlara göre biri albay olmak üzere 15 Türk askeri Afganistan’da neden hayatını kaybetti?

2011 Mart’ında “Arap Kışı” başladığında, “ NATO’nun ne işi var Libya’da” deyip, müttefiklerinin aldığı kararla tornistan eden ve savaş gemisi ve denizaltılarından oluşan filoyla Libya’nın da parçalanmasına ortak olan kimdi?

Ve Suriye... Büyük Ortadoğu’nun en vahşi yıkımlarından birine uğrayan Suriye...
Evvelâ yine 2011 Mart’ında CIA Başkanı Leon Panetta’yı beş gün boyunca Ankara’da ağırlayarak Suriye yıkım savaşını planlayanlar kimdi? Amerikalılarla eğit-donat-öldür anlaşmaları imzalayarak komşusundaki yangına benzin dökenler kimdi? Trump’ın emriyle Suriye’nin başkenti Şam füzelerle vurulurken, daha yok mu diyenler, bu kadarı içimizi soğutmaya yetmedi diyenler, Amerikan ordusunu kara harekâtına çağıranlar kimdi?
***
Bütün bu felâketler yaşanırken bir kez olsun İslam birliğini ağzınıza almadınız. Allah’ın rızasını, Müslümanların selâmetini düşünmediniz. Erbakan Hocamızın emaneti olan D-8’i hayata geçirelim demediniz. Ümmetin kanayan coğrafyalarına merhem olmadınız. Tam tersine, daha çok kan dökülmesi için âdeta seferber oldunuz. Amerikalıların bir dediğini ikiletmediniz, onlarla stratejik ortaklıklar kurarak iktidarınızı tahkim etmeyi seçtiniz.

Hayır hayır bayım, kendinizi kandırıyorsunuz ama bu süslü sözlerle bizi aldatamazsınız! Sahi siz bizi çocuk mu zannediyorsunuz? Gözlerimizin önünde yaşanan bu büyük ihanetler olmamış gibi davranamazsınız.

Çünkü siz, yirmi yıldır İslâm coğrafyasında dökülen kanların ortağısınız. Lojistik desteklerinizle atılan bombalar altında can veren her bir evlâdımızın hesabını vereceksiniz. Akdeniz’de boğulan her bir candan sorumlusunuz. Evleri başlarına yıkılan, vatanlarını kaybedip de ülkemize sığınan kardeşlerimizi Batılılara karşı bir pazarlık unsuru olarak kullanan sizsiniz. Kapıları açarak onları vahşi hayvanlar gibi Avrupa’nın üzerine salmakla tehdit eden sizsiniz. Şimdi bir de karşımıza geçmiş, kutsal kavramların ardına saklanarak yaşanmış gerçekleri gizlemeye çalışıyorsunuz. Tövbe haşa! Bırakın ensar olmayı, sizler Büyük Ortadoğu’nun karanlık figüranlarısınız.

Ve fakat bu hakikatlerin üzerini asla örtemeyeceksiniz. Çünkü Millî Görüşlüler sizi çok iyi tanıyorlar ve hangi suçlara bulaştığınızı da gayet iyi biliyorlar. Siz ne yaparsanız yapın, bu dünyada da, inandığınızı söylediğiniz öteki dünyada da hakkınızda şahitlik edecekler, bilesiniz!..