On gün boyunca Türkiye nin gündemini işgal eden

milyonlarca zarara yol açan Taksim Gezi Parkı olayları, sıradan basit olaylar

olmadığı meydanda

Solun felsefesini biliyoruz ama Türkiye deki solun

mantığı   gerçekten çok farklı ve

acımasız.

İstemediği kişileri, kurumları ve iktidarları ortadan

kaldırabilmek için her yolu kendilerine mubah görebiliyorlar.

Pire için yorganı, rahatlıkla yakabilen bir anlayış.

İnsanlar mağdur olmuş, kamu malı yok olmuş, ortalık

yakılmış, yıkılmış hiç umurlarında değil.

Yeter ki istemediği kişiler veya idareciler yok olsunlar

Cumhuriyet tarihi boyunca böyle bir nesil maalesef

yetiştirildi.

Kendileri gibi düşünmeyen, kendileri gibi yaşamayan

insanlara hayat hakkı tanımayan bir zihniyet

Yalanı, iftirayı, hakareti ve tacizin her çeşidini

yapmaktan çekinmeyen bir insan (!..) topluluğu.

Dünyada böyle bir sol anlayış yok ama bizde var

HHH

Taksim Gezi Parkı olayları ile ilgili çok şeyler

yazıldı, çizildi.

Bu olaylardan çıkan sonuçları şu şekilde sıralayabiliriz.

*- Her şeyden önce, sokak eylemlerinde zarar gören özel

ve kamu kuruluşlarının zararlarıyla ilgili yeni bir kanun çıkarılmalı. Buna

benzer halk eylemi yapan örgütlerden veya kişilerden çevreye verdikleri maddi

zararlardan dolayı paraları tahsil edilmeli. Yalnız Taksim deki Gezi Parkı nın

zararı 20 milyon civarındaymış. Ülke çapında yapılan zararlar da buna eklenince

bu zararın büyüklüğünü varın siz düşünün. Bunu vatandaş niye çeksin

*- Kısa zamanda bu kadar insanlar nasıl organize edilip

sokağa döküldü. Bunu bütün yönleriyle araştırıp kamuoyuna açıklanması lazım.

İnsanımız neden bu kadar çabuk gaza geliyor.

*- Sosyal medyada, basında, televizyonlarda bu kadar

yalan haber üretip kitleleri sokağa dökenler hakkında bir işlem yapılmalı.

*- Artık günümüzde hiçbir şey gizli kapaklı olmuyor

Dolayısıyla başta hükümetler olmak üzere her şey açık ve net olmak zorunda.

* - Darbelere umut bağlayanlar, şimdi halk

eylemlerinden   medet umar oldular.

Bunun bedelini iktidar değil halk ödüyor.

*- Yönetimi elinde bulunduran iktidar, bu ülkede

azınlıkta dahi olsa başka insanların olduğunu da unutmamalı ve ona göre hareket

etmeli.

*- Çağımızda kitle iletişimin yaygın olduğu bir dünyada

artık hiçbir yönetim isteği gibi hareket edemez. İnsanlar uyandılar,

bilinçlendiler ve her şeyin farkındalar. Bu açıdan Adaletli olmaktan başka

çare yoktur.

*- Bu olaylardan umut bekleyenler hiç boşuna

umutlanmasınlar. İktidarın başı ağırdı ama oyları da arttı.

*- CHP ve diğer yan kuruluşlar, halk eylemi yaptık diye

boşuna sevinmesinler. Belki egolarını tatmin etmiş olabilirler ama çırpındıkça

eriyorlar. Kuru kalabalıklar onları umutlandırmasın. Ne kadar haklı olurlarsa

olsunlar, insanımız yakıp yıkan ve çevreye zarar veren zihniyete pirim vermez.

*- İktidar hep başkalarını suçlama yerine birde, kendi

içinde öz eleştiri yapmalı. Nerede hata yaptık diyebilmeli ve kendini

yeniden sorgulamalı.

*- Televizyonlarda, yazılı basında, eylemcileri masum

göstermeye çalışanlar, yakılan, yıkılan onca kamu malının zararlarıyla ilgili

neden bir savunma yapmazlar

*- Bu eylemlere soyunanların ellerinde haklı gerekçelerin

olabilmesi için polisi tahrik edip üzerlerine saldırtmayı bir metot olarak

uyguluyorlar. Daha fazla olayların olması, hatta insanların ölmesi için her

yolu deniyorlar.

*- Bir defa daha göstermiştir ki gerçekten Türkiye nin

çok büyük  iç ve dış düşmanları vardır.

Bu olaylardan yararlanarak Türkiye yi içerden bölebilmek için hemen anında

seferber olabiliyorlar.

*- Taksim deki ilk olayın başlangıcına baktığımızda her

zaman olan olağan bir gösteriydi. Hiç gerek yokken polisin orantısız güç

kullanması olayları tırmandırmıştır. Polis bizim polisimiz ama bu işi aslının

da ortaya çıkması lazım.

*- Polisin içinde olmaz ama insanın aklından da geçiyor.

Koca bir topluluk. Her kesimden her düşünceden insanlar var. Hükümeti zor

duruma düşürebilmek için özellikle şiddet kullanıldı düşüncesi de insanın

aklını kurcalıyor (!...)

*- Sonuç olarak bu eylem ses getiren bir eylem

oldu.   Bu açıdan arkası gelebilir, her

an tetikte olmak lazım.