Suriye olayları, Arap Baharı diye takdim edilen, gerçekte

Büyük İsrail in kurulmasına yönelik bir projenin uygulanmaya konulmasının

sadece bir halkasıdır. Zincirin son halkası da değildir. Çünkü sırada İran ve

Türkiye var. İran halledilene kadar Türkiye ile ciddi bir çatışmaya girmeden

projenin yürütülmesini arzu ediyorlar. Bunun için Başbakanın ABD yi ve AB yi

ağır tenkitlerine rağmen ciddi bir tepki yerine, Türkiye yi hizaya sokmak için

sınırlı bir ölçüde karışıklık çıkararak Türkiye yi sıkıştırmayı tercih

ediyorlar.

Büyük Ortadoğu projesinin gerçekleşmesi için Suriye nin

bir şekilde Irkçı Emperyalizmin istediği şekle sokulması lâzım. Bu da;

Suriye deki idarenin değiştirilerek yerine Büyük İsrail in kurulmasına hizmet

edecek, ABD ve Dünya Siyonizm ine destek olacak veya en azından engel olmayacak

bir idarenin Suriye de göreve getirilmesini gerektirir. Türkiye Dışişleri

Bakanı, olgun bir devlet adamı gibi hareket ederek akan kanın durdurulmasına

çalışacağına, devletle silahlı mücadeleye giren gruba tam destek vererek

Siyonizm in ekmeğine yağ sürüyor. Bu üslup savaş teşvikçiliğine yönelik bir

üsluptur. Siyonizm in hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak Türkiye Dışişleri

Bakanı na yakışmaz. Suriye de bütün dünyayı etkileyecek tehlikeli bir oyun

oynanıyor.

Dünya gerçeklerinden ve Siyonizm in hedefinin ne

olduğundan habersiz olan bazı kimseler de Suriye deki mücadelenin Beşşar Esed i

devirmeye yönelik, haksızlığa karşı bir mücadele, olduğunu sanıyorlar. İsrail

Devleti; bayrağında resmen ilan ettiği, Fırat nehrinden Nil nehrine kadar bir

bölgeyi ABD nin desteğiyle alarak Mescidi Aksa yı yıkıp yerine Süleyman

mabedini yaparak, yaklaşık beş bin yedi yüz yıllık hayallerine ulaşma

mücadelesini veriyor. Nitekim yıllar önce ABD nin Dışişleri Bakanlarından biri

Fas tan Endonezya ya kadar 22 ülkenin sınırlarının değişeceğini ilan ederek bu

hedefi açıklamıştı. Filistin de Mısır da Suriye de bu hedefe yönelik

uygulamalar Başbakan ve Dışişleri bakanının gözleri önünde yapılıyor. Ama hâlâ

gerçekleri görmek istemiyorlar.

Şu anda kendilerini Özgür Suriye Ordusu diye takdim

edenlerin içinde, Amerika nın kontrolüne girmiş bulunan El Kaide nin ve farklı

terörist grupların var olduğu, bunların zaman zaman, Türkiye-Suriye arasındaki

gümrük kapılarının kontrolünü ele geçirmek için, menfaat kavgası yaparak

birbirleriyle silahlı çatışmaya girdikleri biliniyor. Suriye deki bu kavgayı

haksızlığa karşı Allah rızası için bir mücadele gibi görmek en hafif tabiriyle

safdillik olur.

Farkında olmadan Dünya Siyonizm inin yanında yer almak

olur.

Siyonizm Suriye deki muhalifleri de dünyada birçok

kimseyi de bu yanlış fikre, ellerinde bulundurdukları haber ajansları, yazılı

ve görsel basının propagandasıyla inandırıyor. Türkiye deki medyanın neredeyse

tamamında Siyonizm in hazırlayıp servis ettiği, Suriye deki iç savaşta Suriye

ordusu tarafından öldürüldüğü söylenen ve ordunun kendi elemanları tarafından

görüntülendiği iddia edilen fotoğraflar yayınlandı. Kim olursa olsun bu

cinayetleri işleyenler affedilemez. Mutlaka cezalarını çekmeliler.

Ancak mantıklı olarak değerlendirilirse bir ordu ilerde

kendisi aleyhindeki delillerini kendi eliyle toplayıp arşivlemez. Bu akıl ve

mantığa aykırıdır. Öyleyse bu görüntüleri kim veya kimler, nerede ve hangi

maksatla topladılar

Suriye de mevcut idareyi yıkmak için, ABD ve İsrail

tarafından dışarıdan getirilmiş El-Kaide ve benzeri adam öldürmeyi vazife

edinmiş gruplar var. Bunlar Suriye resmi ordusunun elinde bulunan bir yerleşim

yerini ele geçirmek için ağır silahlarla saldırıyorlar. Çocuklar, yaşlılar,

kadınlar öldürülüyor. Türkiye de ve dünyadaki bütün yazılı ve görsel basın,

Siyonizm in kontrolündeki haber ajanslarının, yapılan katliamları saklayarak

servis ettikleri haberleri veriyor. Özgür Suriye ordusu bir bölgeyi zâlim Esed in

askerlerinin elinden kurtardı diye takdir ederek aktarıyor. Çocuk, kadın yaşlı,

genç masum insanların öldürüldüğü gizleniyor. 

Aynı olayın tersi yâni Suriye nin resmi ordusu Özgür

Suriye Ordusu nun ele geçirdiği bir yeri aynı şekilde ağır silahlarla hücum

ederek ele geçirdiğinde bu sefer Siyonizm in kontrolündeki haber ajansları

Beşşar Esed katliam yapıyor,  çocukları,

yaşlıları, kadınları öldürüyor diye veriyor. CIA ve MOSAD ajanları da her iki

tarafın saldırısında ölenleri görüntüleyip dünya kamuoyunu etkilemek için tek

taraflı olarak yayınlıyorlar. Şuurlu insanların bu oyuna gelmemesi gerekir.

Çıkar yol Saadet Partisi nin olayın başından beri savunduğu akan kanın

durdurulmasına yönelik çalışma yapmaktır. Bunu Siyonizm in etkisindeki BM hem

yapmaz hem istese de yapamaz. Çünkü Batı nın Hak anlayışı yanlıştır. Bu kanı

Müslüman ülkeler dindirebilirler.

Müslümanların yaşadığı bir toplumda iktidar mücadelesi

için silah kullanılmasını Peygamberimiz a.s. kesin olarak yasaklamıştır.

Suriye de böyle bir silahlı harekete girişmek, pek çok masum insanın ölümüne,

milyonlarca insanın yerinden yurdundan kopup perişan olmasına sebep oldu hâlâ

da olmaya devam ediyor. Sebep olanlar ve bu zulmün yapılmasına destek olanlar

Allah a hesap verecekler. Müslümanlar iktidar kavgası uğruna birbirlerini

öldüremezler. Bu konuda Kütüb-ü Sitte de birçok hadis vardır. Akıl ve vicdan

sahiplerinin takdirine arz ediyorum.