Farkında mısınız bilmiyorum, farkında değilseniz bir
zahmet farkında olunuz, son yıllarda başörtülü kadınların yerini şallı kadınlar
aldı. Başörtüsü yerine şal icat edildi. Çok matah bir şeymiş gibi kadınlar şal
ile örtünmeye başladı. Örtünmeye başladı derken sözün gelişi örtünme diyorum.
Yoksa şallı kadınlar başörtülü kadın değildir. Şallı kadınlara tesettürlü
kadınlar denilemez. Şallı kadınlara denilse denilse yeni İslamcılar
denilebilir.
Türkiye de ilginç olaylar oldu, oluyor; milliyetçi bir
partinin iktidarıyla milliyetçilik bitirilmeye çalışılmıştı. Aynı şekilde
adında sol kelimesi olan partinin iktidarıyla solculuk bitirilmeye çalışıldı.
Son on yıldır da adında adalet kelimesi olan İslamcı bir partiyle İslamcılığın
ruhuna Fatiha okundu. İslamcılık Ankara nın göbeğine diri diri gömüldü! İktidar
partisi taraftarı yeni İslamcıların başlattığı Müslümanların edep ve erkânını
bozma furyası maalesef başarılı oldu. Hükümet yanlısı kanallarda şallı yeni
İslamcılar ki ben onlara Sünni Hıristiyanlar diyorum, Türkiye deki
Müslümanların Müslüman ca yaşantılarında ileri demokrasi gereği ileri aşındırma
yaptılar. Şallı İslamcı ablalar başlarına açık renk şalları takıp gözlerini
süzerek İslam ın pardon iktidar partisinin değerlerini sanki İslam ın
değerleriymiş gibi şallayıp pulladılar, pulluyorlar. Aslında o ablaların oy
attıkları partinin başkanlarının eşleri, şal takmasalar da sıkma baş denilen
türden başörtüsü örtünme yani örtünmeme şeklini sanki Müslüman ca bir
örtünmeymiş gibi kullanarak, halk kitlelerine örnek oldular, oluyorlar.
Başlarını deve hörgücü gibi yapıp saten başörtüsü takarak AB yolunda hızla
ilerlediler ama yolun sonu görünmeyince kalakaldılar. Yolun sonu da zaten
görünmeyecektir. Çünkü ya Müslüman olacaksın ya da Hıristiyan; ikisinin
ortasını AB bile kabul etmiyor!
Şallı politika o kadar etkili oldu ki Türkiye de; artık
sadece medyada ya da politikada yok; mahalle kadınları da şal takıyor. Şal
takan kadınlar altına bir de tayt giyiyorlar al sana Müslüman kadın; bilumum
tarla takım meydanda! Şal takmayı icat eden yeni İslamcılar bu başarılarıyla ne
kadar övünseler azdır! İşin mide bulandırıcı tarafı; şal takan kadınlar altına
tayt giyiyorlar ve ayaklarında da terlik! Bu yozlaşma cumhuriyetin ilk
yıllarında bile bu kadar olmamıştır! Başörtülü kot pantolonlu sözde kültürlü
kadınlara neredeyse alışmıştık ki artık başörtülü kot pantolonluları da aşan
şallı taytlılar çıktı! Müslüman kadın, örtünme iğrençliğinde tarihin hiçbir
döneminde bu kadar mide bulandırıcı olmamıştır! İşin en iğrenç tarafı da;
normal başörtülü Müslüman kadınların yanında şallı taytlılar kendilerini
kültürlü yani bilinçli Müslüman kadın sanmaları! Aynen kot pantolonlu
başörtülülerin kendilerini çağ atlayan Müslüman kadın zannetmeleri gibi!
İslam ın i sini bilmeyen şallı taytlılar ve kot pantolonlu başörtülüler, normal
tesettürlü Müslüman kadınları kendilerince küçük görüyorlar! Cehaletin bu
kadarı ancak Türkiye gibi ileri demokrasili üçüncü dünya ülkesinde olabilir.
Yeni İslamcı şallılar feminist söylemleriyle de dikkat
çekiyorlar. İçten içe erkek düşmanlığı yapıyorlar. İşin ilginci; bu yeni
İslamcı feministlerin çoğu ya boşanmış ya da hiç evlenmemiş kız kurularıdır!
Zaten normal feministlikte de bu vardır; feministlerin erkek düşmanlığı
boşanmış ya da hiç evlenmemiş olmalarından kaynaklanır. Feministler uluorta
soyunarak kendi bedenlerine bile hakaret ediyorlar. Kadınlıklarını ayaklar
altına alıyorlar. Şallı taytlı kadınlar da kendi bedenlerine hakaret ediyorlar.
Bir de, seçim zamanı ya; kadının önünü açmak diyorlar; bu söylemi argoya alıp
aklıma gelenleri, kadın okurlarıma saygımdan dolayı, burada yazmıyorum! Ne
demek kadının önünü açmak! Kadınlar politikada yer alınca matah bir şey mi
oluyor!
Şal takmak örtünmek değildir!