Sana haram ayı,

yani onda savaşmayı soruyorlar. De ki: O ayda savaşmak büyük bir günahtır.

İnsanları ALLAH Teâlâ nın yolundan çevirmek, ALLAH Teâlâ yı inkâr etmek,

Mescid-i Haram ın ziyaretine mâni olmak ve halkını oradan çıkarmak ise ALLAH

Teâlâ katında daha büyük günahtır. Fitne de adam öldürmekten daha büyük bir

günahtır. Onlar eğer güçleri yeterse, sizi dininizden döndürünceye kadar size

karşı savaşa devam ederler. Sizden kim, dininden döner ve kâfir olarak ölürse,

onların yaptıkları işler dünyada da ahirette de boşa gider. Onlar

cehennemliktirler ve orada devamlı kalırlar.   Âyet-i kerimesinde haram ayda savaşmanın büyük günah olduğu ifade

edilmiştir.

Cahiliyye döneminde haram aylarda ateşkes ilân edilip

fiilî savaşa son verilirdi. Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz hicretin 2.

yılının Cemâziyelâhir ayının son günlerinde. Abdullah b. Cahş kumandasında

sekiz kişilik bir askerî birliği, Mekkeli müşriklere ait bir kervan üzerine

sevk etmişti. Kervanın başında Amr b. Hadramî bulunuyordu. Birlik kervana hücum

edip kervanbaşını öldürdü, iki kişiyi esir aldı ve ganimetlerle beraber

Medine-i Münevvere ye döndü. Birliğin hareketi haram aylardan olan recebin

birinci gününe tesadüf ettiği halde onlar henüz, önceki ayın son gününde

olduklarını zannediyorlardı. Durum Kureyş e intikal edince: Haram aylarında

savaş olur mu diyerek Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz ve Müslümanlar

aleyhinde propaganda yapmaya başladılar.

Âyet-i kerimenin: İnsanları ALLAH Teâlâ nın yolundan

çevirmek, ALLAH Teâlâ yı inkâr etmek, Mescid-i Haram ın ziyaretine mâni olmak

ve halkını oradan çıkarmak ise ALLAH Teâlâ katında daha büyük günahtır

ifadesiyle onlara cevap verilmiştir.

Ey iman edenler! ALLAH Teâlâ nın koyduğu, dinî

işaretlerine, haram aya, ALLAH Teâlâ ya hediye edilmiş kurbana, ondaki

gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram a yönelmiş

kimselere tecavüz ve saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz.

Mescid-i Haram a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin

sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve ALLAH Teâlâ nın yasaklarından sakınma

üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. ALLAH

Teâlâ dan korkun; çünkü ALLAH Teâlâ nın cezası çetindir.    Âyet-i kerimesinde bu aya karşı saygısızlık

edilmemesi gerektiği ifade edilmektedir.

Âyet-i kerimede ALLAH Teâlâ, Mü minlerin hac ibadetiyle

ilgili mekânlara, fiillere ve nişanelere karşı saygılı olmalarını, haram

aylarda savaşmaktan, Beytullah a gönderilen kurbanlıklara veya bu kurbanlıkların

sahiplerine zarar vermekten, saygısızlık göstermekten sakınmalarını emretmekte;

hac ya da umre niyetiyle Beytullah a gelmek, aynı zamanda ticaret yapıp ALLAH

Teâlâ nın lütfundan bir şeyler elde etmek ve rızâsını kazanmak isteyenlerin

ibadetlerini huzur ve emniyet içerisinde yerine getirmelerine engel

olunmamasını istemektedir.

ALLAH Teâlâ, Kâbe yi, o saygıya lâyık evi, haram ayı,

hac kurbanını ve kurbanın boynuna asılan gerdanlıkları maddi ve manevi

yönlerden insanların belini doğrultmaya sebep kıldı. Bu da ALLAH Teâlâ nın,

göklerde ve yerde ne varsa hepsini bildiğini ve ALLAH Teâlâ nın her şeyi bilici

olduğunu sizin de anlayıp bilmeniz içindir.  Âyet-i kerimesinde de hürmete lâyık bir mâbed olan Kabe ile birlikte

haram ayın da insanların iyiliğine vesile kılındığı belirtilmiştir.

 Bakara

sûresi:217  Mâide sûresi:2

Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarından oluşan ve

el-Eşhurul-hurum yani haram aylar diye anılan bu aylarla ilgili hükümler, hac

ibadetiyle birlikte Hz. İbrahim (A.S.) zamanında konmuş, insanların bu yani

Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarında sağlanan güven ortamı içinde hac

ibadetini ve yedinci ay olan Receb ayında muhtemelen umre ziyaretini rahatça

yapmışlar, Mekke ve çevresinde oturanlar da bu vesileyle geçimlerini sağlamışlar,

fakat zamanla bu hükümler temel amacından uzaklaşmıştır.