Parİs saldırısından hemen önce IŞİD yayınladığı videoda
çok yakın bir zamanda Rusya yı Moskova da vuracaklarını açıklamış ve aynen şu
ifadeleri kullanmıştı: Yakında. Çok
yakında. Okyanuslar gibi kan akıtacağız. Hem de Moskova da. Hepiniz şok
olacaksınız.
Bu tehdit dikkate alınmıştı. Ne de olsa bu videodan
yaklaşık iki hafta önce IŞİD Rusya nın Suriye de aktif bir şekilde savaşa
katılmasından dolayı artan kayıpları karşısında bir Rus yolcu uçağını Mısır ın
Sina yarımadasında düşürmüştü. Dolayısıyla böylesi bir saldırı hiç de sürpriz olmazdı. Gözler tam da bu
noktada Rusya ya çevrilmişken, patlama ve silah sesleri Fransa dan geldi.
Okyanuslar gibi kan Paris sokaklarında akıtıldı.
***
IŞİD, koalisyon güçleri içinde yer alan ve kendilerine
bomba yağdıran bir başka ülkeyi vurdu. Rusya ve Fransa nın çıkarları her ne
kadar Suriye konusunda çok örtüşmese de, artık her ikisi de IŞİD ile iki
taraflı bir savaşın içine girmiş durumda. Bu da Suriye merkezli Ortadoğu daki
güç mücadelesinin daha komplike bir hale geleceğini, yeni bir dengeye
gidilebileceğini gösteriyor.
Çünkü IŞİD, Paris üzerinden herhangi bir sınır
tanımaksızın istediği zaman bir kaç noktada birden operasyon yapabileceği
mesajını Rusya ya da vermiş durumda. Paris saldırısı IŞİD in hiç de şakasının
olmadığını gösteriyor. Daha da ötesinde eylem yapabilme kapasitesini ortaya
koyuyor.
Fransa da yedi ayrı noktada birden yapılan terör
saldırıları IŞİD in klasik bir terör örgütü olmadığını bir kez daha ispatlıyor.
İstihbarat servislerini bir bir atlatabilen ve aynı anda yedi ayrı yerde bir
saldırıyı koordine eden, gerçekleştiren bir terör örgütü tüm güvenlik
yapılanmalarını ve anlayışlarını aşıyor. Hiç de klasik olmayan bir terör
örgütüne karşı klasik yöntemlerle mücadele edilemeyeceğini gösteriyor.
***
Dolayısıyla Rusya şimdi daha da endişeli. Nitekim Paris
saldırılarının ardından güvenlik önlemlerini artırdığını açıkladı. Bu kapsamda
Rusya Ulusal Terörle Mücadele Komitesi olası terör saldırılarına karşı ülkedeki
tüm güvenlik sistemlerini hazır hale getirdiğini açıklama gereği duydu. Bu
açıklamanın kendisi bile duyulan endişenin en somut göstergesi.
Fakat bu güvenlik tedbirlerinin ne kadar etkili olacağı
açıkçası fazlasıyla kuşkulu. Çünkü bu tedbirler IŞİD i kendisini ispatlama
noktasında başta Moskova olmak üzere, Rusya nın herhangi bir yerinde bir
kararlılık saldırısına sevk edebilir.
Bu durumda Rusya nın önünde çok fazla bir seçenek yok. Ya
tek başına Suriye de IŞİD ile mücadeleye devam edecek ya da başta ABD olmak
üzere uluslararası toplumla terörle mücadele üzerinden yeni bir işbirliği
süreci içine girecek. Aksi takdirde Rusya nın Suriye de girdiği oyun başını
epey ağrıtacağa benziyor. Diğer taraftan Rusya nın mevcut tutumu bir başka
seçeneğe işaret ediyor. Bunu bir sonraki yazımda ele almaya çalışacağım.
***
Saldırının bu noktada Viyana da ikincisi gerçekleştirilen
Suriye toplantısına denk gelmesini ise tesadüf kavramı ile izaha kalkışmak çok
da doğru olmasa gerek. Suriye de devam eden krizin çözümü için Türkiye, ABD,
Rusya, İngiltere, Almanya, Fransa ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlarının bir
araya geldiği toplantıda Paris patlaması ve peş peşe gelen tehditlerin masa
başındaki pozisyonları ve duruşları etkilemesi kaçınılmaz.
Başka tehditler de mi var diyeceksiniz. Evet, var.
Moskova sonrası Arnavutluk da tehdit edildi. Arnavutluk İçişleri Bakanı na
IŞİD in Arnavutlardan oluşan Kırmızı Tugaylar birimi tarafından Paris ten
sonra sıra Tiran da tehdit içerikli bir mesaj gönderildi. IŞİD e karşı
olanlara savaşın başladığının vurgulandığı söz konusu mesajda: Sizler,
Allah ın önünde titreyerek, savaşı kaybedeceksiniz sözleri de yer alıyor.
Avusturya Anayasayı Koruma ve Terörle Mücadele Dairesi Direktörü nün
açıklaması da dikkat çekici. Ülkemizde 250 silahlı cihatçı olduğunu biliyoruz.
Bu nedenle Avusturya topraklarında her an Paris tekinin benzeri saldırıların
yaşanabileceğini göz ardı edemeyiz.
Dolayısıyla IŞİD bu ülkelere daha saldırmadan bir
panik-korku havası oluşturmayı başlatmış durumda. Bu korkunun beraberinde başta
Avrupa olmak üzere, dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan Müslümanları hedef
gösterme olasılığı da yüksek. IŞİD saldırıları üzerinden tersine bir göç
kaçınılmaz hale gelebilir.
Sanki IŞİD böylesi bir görevi de üstlenmiş benziyor.
Neden olmasın