Naziat suresi 45. ayetinde Yüce Allah: Sen ancak kıyametten
haşyet edeni (rahmet umarak korkanı) uyarıcısın öğretisiyle kıyametin
kopacağına ve sonra da hesap verip cehennem korkusu olmakla birlikte cennete
gireceğini ümit edenlerin uyarılabileceği ilkesini önümüze koymuş bulunuyor.
Bu ilke gereği insanları önce kıyamete, cennet ve cehenneme inandırmak lazım.
Abese suresi 1 den 10 a kadar geçen ayetlerde yüzde yüz
hayırlı bir sonuç alınmayacaksa tebliğ görevini bırakıp bilgi edinmek
isteyenlere yönelmek bir ilke olarak ortaya konulmuştur.
Mutaffifin suresi 1 den 6. ayete kadar ölçü ve tartıda
eksiklik yapıp haksızlık edenler tehdit edilerek ölçü ve tartıda adalet
ilkesine gönderme yapılmıştır.
A la suresi 1 den 5.ayete kadar Yüce Rabbimiz: Yaratan
ve (yarattığını) düzgün yapan; ölçülü yaratıp (yarattığına) kılavuz olan,
otlağı çıkaran ve sonra onu çürümüş kapkara yapan (Petrole işarettir), yüce
Rabbinin adını tesbih eyle gerekçeli emriyle Allah ı tesbih edip kusursuz ve
zulümsüz olduğunu ilan ilkesi tekrar edilmiştir.
A la suresinin 9, 10 ve 11.ayetlerinde: Öğüt vermek
yararsa öğüt ver; sevgiyle karışık bir korkuya sahip olanlar öğüt alacaklardır;
öğütten çok bedbaht (çirkin talihli) olanlar yan çizer emir ve öğretileriyle
vaaz verme (öğüt verme) ilkesi tekrar edimleştir.
Ğaşiye suresi 21 ve 22. ayetlerinde de Sen öğüt ver; sen
ancak öğüt vericisin; onların üzerinde bir zorba değilsin emir ve öğretisiyle
öğüt verme ilkesi yine tekrar edilmiş, (inanç konusunda) zorlama
yapılmayacağı bildirilmiştir.
Fecir suresi 27-30. ayetlerinde: Ey kalbi tatmin edilen
kişi (sen Rabbinden) razı, Rabbin de senden olarak rabbine dön; (Şeytanın
kulları arasına değil) benim kullarımın arasına gir ve Cennetime gir dikkat
çekimi ve emirleriyle Allah ın kulları arasına girmek ilkesi ortaya konurken
öğüt verileceklerin önce kalplerinin inanç ile duyurulması ilkesi tekrar
edilmiştir.
Leyl suresi 4.ayetinde Yüce Mevlamız: Sizin
çalışmalarınız ayrı ayrıdır öğretisiyle insanların kabiliyetlerinin değişik
olduğu bildirilerek eğitimde öğrencilere kabiliyetlerine göre ders verilmesi
ilkesi ortaya çıkarılmıştır.
Duha suresi 9, 10 ve 11.ayetlerinde: Yetimi ezme,
dilenciyi reddetme, Rabbine verdiği nimete karşılık şükret emirleriyle
yetimlin korunması, yoksulun geri
çevrilmemesi ve Allah a şükredilmesi ilkeleri artarda serpiştirilmiştir.
Elem Neşrah leke diye başlayan İnşirah suresi 7 ve 8.
ayetlerinde: Bir işi bitirince hemen başka bir işe koyul (ama bu çalışmalarda)
Rabbine (Rabbinin kurallarına) rağbet eyle emirleriyle boş durmama ilkesiyle
birlikte tüm çalışmalarda ilahi kuralları dikkate almak ilkesini de önümüze
sermiştir.
Alak suresi ilk dört ayetlerinde: Yaratan Rabbinin
adıyla oku, insanı sakızımsıdan yarattı; oku! Rabbin en çok ikram edendir, O kalemle bildirendir. Emir ve
öğretileriyle okumayı bir ilke haline koyarken neyi okuyacağımızı belirtmeden O
nun adıyla okumayı ilke haline getirerek zararlı ve yararsız şeyleri okumamızı
engellerken kalem kullanmanın öğrenme ilkelerinden olduğunu da ortaya
koymaktadır.
Asır suresi ise bunalımdan kurtulmak için iman, iyi
icraat, hakkı tavsiye ve sabır ilkeleri peş peşe getirilmiştir.
Kevser suresinde de Allah ın bize birçok bağışı
karşısında namaz kılmamız ve kurban kesmemiz ilkesi kendini gösteriyor.
Kafirun suresi tüm ayetleriyle uyarılarımız dinlenmediği
takdirde inkârcılara sizin dininiz size bizim dinimiz bize diyerek kimseyi
imana zorlamayın ilkesi elimize verilmiştir.
Nasr suresinde ise Başarıya ulaşınca Rabbini överek
tesbih etme ilkesiyle başarının kendimize mal edilmemesi uyarısı yapılmakta,
Ona (Allah a) istiğfar et emriyle de zafer gecikmişse bizim hatamızdan olduğu
düşüncesiyle mağfiret isteme ilkesi getirilmiştir.
İhlas-ı Şerifte ise Allah ın birliği ilkesi
getirilirken Alla-s-Samed ifadesiyle her konuda Allah a (onun kitabına)
müracaat ilkesi önümüze serilmiş bulunmaktadır.
Felak suresinde İpliklere düğüm atıp tükürerek
elektronlar yoluyla hasta yapanlara karşı Allah a sığınma ilkesiyle birlikte
çekemezlik yapanların şerrinden sığınma da önemli bir ilke olarak önümüze konulmuştur.
Nas suresinde ise insanlardan ve cinlerden insanların
kalbine vesvese (şüphe) düşürmeye çalışanların şerrinden Allah a sığınma
ilkesi getirilirken güzel dinimiz hakkında kafalara şüphe düşürmeye
çalışanların olacağı uyarısı da yapılmış olmaktadır.