Eğitimin her alanında yeni adımlar atıldığı, atılan
adımlarla bir yandan eğitim ve öğretimin kalitesi yükseltilmeye çalışılırken
diğer yandan öğrencilerin özellikle kaliteli yurt ihtiyacının karşılanması
yönünde çalışmalar yapıldığını biliyorum. Ancak, ülkemizde yurt deyince
devletin aklına sadece yüksek öğretim geliyor, yüksek öğretim gençliği için
yurtlara 5 yıldızlı dokunuş gerçekleştirildiği haberleri medyaya yansıyor.
Elbette, yüksek tahsil gençliğine her türlü hizmet en iyi şekliyle
verilmelidir. Bu devletin görevidir. Ancak, daha öncede de dikkat çekmeye
çalıştığım gibi ortaöğretim öğrencilerinin yurt ihtiyacını karşılamayı devlet
nedense kendisine görev edinmiyor. Türkiye çapında kaç tane ortaöğretim
öğrencilerine yönelik devlet yurdu vardır bilemiyorum. Ancak, hemen her ilçede
özel yurtlar var. Bir bakıma devletin bıraktığı boşluğu özel yurtlar
dolduruyor. Hemen belirteyim ki, ortaöğretimin yurt ihtiyacını özel yurtların
karşılamasına karşı çıkıyor değilim. Ancak, bu sahadan devletin tamamen
çekilmiş bir görüntü sergilemesini anlamakta güçlük çekiyorum.
Özellikle vurgulamak istediğim husus, devlette bu sahada
üzerine düşeni yapsın, özel yurtlar ile devlet yurtları arasında velilerin ve
öğrencilerin bir tercih hakkı oluşsun istiyorum. Bir hususa daha dikkat çekmek
isterim ki, özel yurtlar uygun fiyatlarla öğrencilerin barınmasına imkân
veriyor. Belki devlet yurtları özeller kadar ucuz olamayabilir. Bu özel
yurtların ihtiyaçlarının büyük bir kısmı halktan toplanan yardımlarla
karşılanıyor. Bu sebeple de yurt ücretleri oldukça makul bir seviyede. Ancak,
bu yurtlarda kalan öğrenciler de biliyorlar ki ihtiyaçların önemli bir bölümü
vatandaşlar tarafından karşılanıyor olması öğrencilerde yurt yönetimlerine
karşı eziklik oluşturuyor.
Bu bakımdan devlet ortaöğretim öğrencilerini ihmal
etmemeli. Kadı ki, liselerin böylesine çeşitlenmesi sebebiyle, öğrenciler
okumak istedikleri liseye yaşadıkları yerlerde ulaşma imkânı bulamıyorlar.
Böyle olunca da 14 15 yaşlarında ailelerinden uzaklara gitmek zorunda
kalıyorlar. Bu yaşlar gençler için en önemli ve en tehlikeli dönemi
oluşturuyor. Ergenlik döneminin başlangıcı ile ailelerden ilk defa uzaklaşmış
olmanın oluşturduğu boşluk öğrencileri bazı tehlikelere karşı korumasız
bırakıyor, pek çok kötü alışkanlığı bu dönemde edinmelerine yol açıyor.
Gençlerin etkilenmeleri ve şekillenmeleri de bu yaşlarda daha belirgin hale
geliyor.
Öğrenciler istedikleri takdirde dinlerini en iyi şekilde
okullarda ya da Diyanet İşleri Başkanlığı nın açtığı kurslarda öğrenmelidir.
Bunun için tüm imkânlar sağlanmalıdır. Anadolu da yaygın bir hizmet alanı
bulmuş olan özel yurtların bu ihtiyaca cevap vermesine karşı çıkıyor değilim
ama öğrencilere kaldıkları yurt ya da pansiyonlara göre öğretmenlerinin tavır
belirlediğini de görmezden gelmek doğru olmaz. Bir bakıma öğrenciler daha lise
yıllarından itibaren kimliklerini gizlemek zorunda kalabilmektedirler. Bu
arada, imkânsızlıklar sebebiyle özel yurtlara çocuklarını kayıt yaptıran
velilere rağmen öğrencilerden yoğun şikâyet geliyor. Yurtlardaki disiplin ve
uygulama bir süre sonra çocukları başka yerler aramaya itiyor. Bulabilen ayrılıyor,
bulamayan mecburen kalıyor. Ama yurtlarla uyum sağlayabilen, ailesinden benzer
telkinlerle büyümüş gençler için elbette sorun yok. Her şeye rağmen özel
yurtlar ortaöğretimde bir ihtiyacı karşılıyor. Bu sebeple bu alanda emeği geçen
herkese teşekkür borçluyuz. Ancak, devletin bu alanı tamamen özele terk etmiş
olmasını da doğru bulmuyorum. Sanki ortaöğretimin yurt ihtiyacı devleti
ilgilendirmiyormuş havası esiyor. Devlet bu alana girmek istemiyorsa, her
öğrenci ilk ve orta öğretimini yaşadığı yerlerde yapma imkânına
kavuşturulmalıdır. Bu yapılamıyor, gençler hayatlarının en sıkıntılı döneminde
ailelerinden ayrılmak zorunda kalıyorlarsa onların barınma ihtiyacını devletin
düşünmesi gerekir. Aksi halde devlet görevini yapmıyor demektir.