Benim tahminlerime göre bundan sonra her gün yeni krizler
çıkarak bozulma, fitne fesat, huzursuzluk hızla artarak devam edecektir.
Siyaset durulmayacaktır.
Sosyal ve kültürel yapı düzelmeyecektir.
İç barışın tahribi korkunç boyutlara ulaşacaktır.
Üzülerek görüyorum ki, halkın çoğunluğunu oluşturan
Müslüman kesimde birleşme, toparlanma, tek bir Ümmet haline gelme konusunda
hiçbir kıpırdanma yoktur.
Müslümanlar birleşmemek konusunda birleşmişlerdir.
Müslümanlar Hilafet, İmamet konusunu hiç dile getirmiyor.
Din düşmanlarının ve münafıkların; İslamcılıklar
Protestanlığı Projesi tuttu ve bir realite haline geldi.
Dine, imana, Kur ana muhlisen lillah ve akıllıca hizmet
edenleri tenzih ederek söylüyorum:
Din baronlarının gündeminde tek bir Ümmet olmak, râşid
bir İmam seçmek, on milyonlarca Müslümanı derlemek toparlamak, medenîleştirmek
gibi konular yok.
Mübarek Ramazanı iftar ziyafetleri, iç çekişme
dedikoduları ile ziyan ettik.
Ortada TOPYEKÛN ve KÖKTEN BİR ISLAH PLANI, PROJESİ,
PROGRAMI YOK.
Müslüman çok ama hâdisata, manzaraya İslam, Kur an,
Sünnet ve Şeriat gözlüğüyle bakan kaç kişi çıkar acaba şu milyonlarca
Müslümanın içinden
Depremini bekleyen İstanbulda deprem için ne gibi ciddî
tedbirler alınıyor
Deprem olursa, sağ kalan halk hangi meydanlarda,
arazilerde çadır kuracak Ne yiyip içecekler Yaralılar nerede ve nasıl tedavi
edilecek
Bendeniz bir Türkiyeli olarak niçin Hakkaride veya
Şırnakta tatil yapamıyorum
İngiliz çocuğu kolejde Shakespeare e okumayı öğreniyor
da, benim çocuğum niçin bizim lisede Fuzulîyi okuyamıyor, anlayamıyor
Güney Kore Cumhurbaşkanı Kore otomobiline biniyor da,
benim Cumhurbaşkanım niçin Türk otomobiline binemiyor
Yüzde yüz yerli ve millî Türk otomobili yok ki Niçin
yok Bu yoku niçin tartışmıyoruz
Niçin diye düşünmezsek nasıl çareler ve çözümler
üretebiliriz
Romanın filozof imparatoru Marcus Aurelius Atımın
ayaklarındaki nallardan birinin bir tek mıhı (çivisi) eksik olsa bütün Roma
İmparatorluğu bozuktur demiş. Bunun mânası nedir Bu konuda ipe sapa gelir,
doğru dürüst bir kompozisyon yazabilecek kaç kişi çıkar içimizden
Altın Buzağı dini yayılıyor, ne buyurursunuz
Kesinlikle fahişe olmayan o kadınlar niçin fahişe
kıyafetiyle geziyor ve fahişeler gibi davranıyor
Hiçbir Musevî vatandaşın yaşamadığı o Ege şehrimizde
niçin bir sinagog yapıldı
Aleyhinde ağır deliller ve karineler bulunan o sanıklar
niçin serbest bırakıldı
Ayasofya müze yapıldı da, İspanyadaki Granada camii niçin
katedral olarak kullanılıyor
Sabah namazlarında camilerde niçin liseli ve üniversiteli
dindar gençler yok .. Bırakın dindar gençleri, niçin orta yaşlı dindarlar yok
Koskoca camide sabahleyin sekiz cemaat var. Mihrapta bir
sabit mikrofon var, imam efendi namaza geçince niçin yakasına bir de mandallı seyyar
mikrofon takıyor Niçin .. Ne lüzumu var
Merak edilmesi, sorulması gereken o kadar çok soru var ve
bunlar sorulmuyor. Niçin niçin
M. Kemal Paşa, 1919 da İstanbuldan ayrıldıktan sonra tam
sekiz sene eski payitahta dönemedi Dönmedi mi, dönemedi mi Niçin
Kasap çengeli gibi sorular. Sorulmayan sorular.
(İkinci yazı)
Ezan
CUMAYI Sultanahmet camiinde kıldım. Park, camiin bahçesi,
avlusu hıncahınç yerli ve yabancı turistle doluydu. Çarşaflı peçeli Arap
hanımlar, açık saçıklar, şortlular, mahrem yerleri görünenler İyi ki evden bir
seccade getirmişim. Ayasofyaya bakan sol kapının önünde yere serdim, oturdum.
Çok şükür bu hafta İngilizce hutbe okunmadı.
Sultanahmet camii, Ayasofyadan fazla turist çekiyormuş.
Senede beş milyon yabancı Bu kadar fazla turist camiinin ruhaniyetine zarar
veriyor.
Osmanlı devleti zamanında Şeyhülislamlıktan yazılı izin
kağıdı almayan hiçbir yabancı camilere giremezmiş. Şimdi tam tersine, ipini
kopartan, kazığını sürükleyerek geliyor. Bu duruma bir çare bulmak lazım.
Yabancılar da gelsinler, gezsinler ama kıyafet konusunda sıkı kurallar
konulsun.
Bu ulu camiin hoparlörleri mutlaka ayarlanmalıdır.
Bendeniz bir Müslüman olarak elbette Ezandan rahatsız olmam ama 130 desibel
şiddetinde bağıran yüksek sesli hoparlörden rahatsız oluyorum. Madenî sesli
hoparlörler Ezana zarar veriyor. Diyanete, müftülüğe bunu anlatamıyoruz.
Mahalle içinde, apartmanlar arasından bir cami Sabah
namazlarında on kadar cemaati var. Saat beşte Ezan okunmaya başlıyor. Hoparlör
sonuna kadar açılmış. Civardaki binaların camları titriyor. Uyanan küçük çocuk
ağlamaya başlıyor. Binlerce bînamaz uyanıyor, söyleniyor
Bundan yıllarca bizim mahalledeki bir butik otelde kalan
turist, Sultanahmette sabah ezanı okunmaya başlayınca şaşkınlıkla yatağından
düşmüş
Başka bir turist birkaç ay önce, otel resepsiyonuna
telefon etmiş, sabahleyin hoparlörden çok yüksek sesler geldi, yangın falan mı
oldu diye sormuş.
Sabah ezanı okununca küçük çocuk gülümseyerek uyanmalı.
Bînamazlar Ezanı dinlemek için yataklarından doğrulmalı.
Namaz kılmasalar bile bundan büyük bir zevk ve haz almalı.
Sabah Ezanları bazı camilerde hoparlörsüz okunmalı İlle
de gerekiyorsa, bazı camilerde 65, bilemediniz 75 desibel şiddetini geçmemeli.
Sesi ve musiki kültürü müsait olmayanlara Ezan
okutturulmamalı.
Hoparlörleri tenkit edenlere, hemen peşinen Ezan düşmanı
denilmemeli.
Her hâl ü kârda hoparlör fetişizmine son verilmeli.
03.09.2014