Nâzım Hikmet Ran…
Şair ve yazar...
Şiirleri elliden fazla dile çevrildi…
Eserleri birçok ödül aldı…
Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı…
Komünist düşünceleri ve yasaklı Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyeliği nedeniyle defalarca tutuklandı.
Yaşamının büyük bölümünü hapiste ya da sürgünde geçirdi.
Türkiye'de 11 ayrı davadan yargılanarak İstanbul, Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinde 12 yılı aşkın süre hapis yattı…
Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını kullandı.
1951 yılında Türkiye'den Moskova’ya kaçtı…
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarıldı…
Bu karar ölümünden 46 yıl sonra, 5 Ocak 2009 tarihinde iptal edildi…
3 Haziran 1963 tarihinde Moskova’da öldü…
***
Nazım Hikmet denilince ilk akla gelen isimlerden biri üstad Necip Fazıl Kısakürek…
Malum…
Necip Fazıl Kısakürek ile Nazım Hikmet’in kavgaları meşhur…
İŞTE O ATIŞMALARDAN BAZILARI;
Bir gün Üstad’a koşa koşa gelir ve şunu söyler dostları:
- Üstad, Nazım senin için “alçak” ifadesini kullandı, ne diyeceksin?
Üstad lafın altında kalır mı?
- Alçaklığın bile bir yüksekliği var, o (Nazım) çukurdur, çukur!
***
Bir konferansta Nazım Hikmet, usta şaire kendisinin bir şiirini okumasını teklif eder. Necip Fazıl, teklifi kabul eder ve şiiri okur.
Şiir bittikten sonra Nazım Hikmet'e döner ve şu cevabı verir:
"Bak Nazım, benim gibi bir adam senin şiirini okuyor ama yine de bir şey olmuyor."
***
Nazım Hikmet, Necip Fazıl’a gönderdiği, Varlık dergisinde yayımlanan mektubunda şairi sert cümlelerle yerer.
"NECİP, NECİS YAPMA"
"Sevgili Necip, ismin temiz demek, necîb temiz demektir benden iyi bilirsin. Necip'i necis yapma. (pis) Sen en cihanşumül eserlerini beş parasız Paris sokaklarında dolanırken vermiş bir şairsin, cebin para dolacak diye ruhun pare pare olmasın. Babali yokuşunun yollarını yalaman beni kahrediyor Necip."
"BOŞUNA ÇABALAMA NAZIM"
Necip Fazıl da buna karşılık Nazım'ı küçümseyen bir dille cevap verir.
"Nâzım hikmet! Nafile çabalıyorsun. Sana kızmıyorum kızmayacağım. Hiç bir operatör, ameliyat masasından kendisini yumruklayan kanserliye, hiç bir gardiyan, parmaklığı içinden kendisine deli diye bağıran çılgına, hiç bir hâkim darağacı önünde küfürler savuran mahkûma kızamaz."
***
"HAYVANLAR ORUÇ TUTMAZ"
Nazım Hikmet ve Necip Fazıl ramazan ayında arabayla gidiyorlarmış. Tabi Necip Fazıl oruçlu ama Nazım Hikmet değil.
Nazım Hikmet Necip Fazıl ile dalga geçmek için yolun kenarındaki zayıf bir ineği işaret ederek Necip Fazıl'a dönüp şunu söyler;
"Şunun haline bak, oruç tutmaktan ne hale gelmiş!"
Necip Fazıl, bunun üzerine Nâzım Hikmet'e ironi bir dille;
"Aaa Nazım sen bilmiyor musun hayvanlar oruç tutmaz."
***
"NAZIM'LA KAVGA EDERİZ AMA DOSTUZ"
Üstad: "Yahu, sen ne diyorsun, ben sağcıymışım da, Nâzım solcuymuş da, biz birbimizin düşmanıymışız da, yok daha neler neler, ulan hıyar, biz N'Azım ile bütün gün siyaset tartışır, akşam olunca da Beyoğlu'nda beraber kız tavlardık, ne diyorsun sen be!''
