Sovyetler Birliği nin dağılmasının ardından NATO ya gerek kalmadığı hususunda yaygın bir görüş vardı. Bu görüşün dayanağı da tüm dünyaya yıllarca Sovyetler Birliği nin yayılmacı emellerine karşı bir set oluşturmak için NATO nun kurulduğu, Sovyetler Birliği nin dağılması ile NATO ya ihtiyaç kalmadığı fikri hakimdi.

Demir Perde ye karşı oluşturulan hür dünya bloğunun kendisini korumak adına bir savunma örgütü olarak NATO nun oluşturulduğuna Demir Perde dışında kalan ülkeler inandırıldı. Buna karşılık Demir Perde ülkeleri de Varşova Paktı çerçevesinde karşı bir askeri teşkilatı hayata geçirdiler. Sovyetlerin dağılmasının ardından Varşova Paktı da dağıldı. Ne var ki Sovyet yayılmacılığına karşı kurulduğu ileri sürülen NATO tehlike ortadan kalkmasına karşılık varlığını sürdürüyor.

Varşova Paktı nın dağılmasının ardından NATO nun da feshedilmesi beklenirken farklı bir gelişme ile karşılaşıldı. Bir askeri teşkilatın düşmansız ayakta kalamayacağı düşüncesinden hareketle NATO için yeni düşman icad edildi. Bu yeni düşman İslam dı. Zaman zaman icad edilen bu düşman  "Radikal İslam" olarak nitelendirilse de belli ki NATO nun yeni hedefi İslam dünyasıydı. Denebilir ki artık NATO ABD nin ikinci bir askeri gücü gibi kullanılmaya başlanacaktı. ABD uluslararası hukuk engeli ile karşılaştığında dolaylı ya da doğrudan NATO yu devreye sokuyor, kendi birlikleri yerine ya NATO gücünü sevk ediyor ya da kendi askeri gücünün yanında NATO gücünü de devreye sokarak askerlerinin güvenliğini NATO ya sağlatıyordu.

ABD nin bu uygulaması son olarak Rusya nın Gürcistan a saldırısının ardından çok daha açık bir şekilde ortaya çıktı. ABD, Gürcistan a insanı yardım( !) göndermek için Türkiye den izin talebinde bulundu. Ne var ki Montrö Sözleşmesi belli bir tonajın üstündeki savaş gemilerinin boğazlardan geçişini yasaklıyordu. Sözleşme hükümlerine aykırı olarak askeri amaçlı gemilerin boğazlardan geçişi Montrö Sözleşmesi nin ihlali anlamına gelecekti ki, bu hem Rusya yı ciddi olarak rahatsız edecek, hem de ileride Rusya bu ihlali hatırlatarak kendi savaş gemilerinin de boğazlardan geçmesini isteyebilecekti. Bunun da ötesinde Montrö Sözleşmesi nin ihlaline izin verildiği için Türkiye yi suçlama fırsatı doğacaktı. Bu sıkıntı hala geçmiş değil.

Böyle olunca ABD insani yardım amaçlı Gürcistan a göndereceği gemileri düşük tonajlılardan seçti gerçekten böyle mi yoksa ABD bildiğini okumaya devam mı ediyor şimdilik bilemiyoruz- ve yardımına da NATO yu çağırdı. Böylece ABD, Gürcistan a göndermeyi hedeflediği tonajdaki gücü NATO ile birlikte oluşturmuş oluyordu.

NATO nun aslında bir ABD gücü olduğu, bu teşkilat ile ilgili olarak son sözü ABD nin söylediğini biliyoruz ve bunun bir takım sebepleri de var. Bu sebeplerin başında da NATO nun ihtiyaç duyduğu maddi desteğin ağırlıklı olarak ABD tarafından karşılanıyor olması gelmektedir. Bir bakıma ABD parayı veren düdüğü çalar misali para karşılığında  uluslararası bir askeri örgüte sahip oluyor. Tüm dünya da NATO nun işleyiş mekanizmasının bu şekilde olduğunu bildiği halde sesini çıkaramıyor. Ancak, Sovyetlerin dağılmasının ardından dünyanın tek kutuplu hale gelmesi ve bu tek kutuplu dünyada ABD nin her istediğini yapabilme gücü ve yetkisini kendisinde bulması giderek dünya üzerinde ABD karşıtlığının hızlı bir şekilde yayılmasına yol açtı. Bu tepki belki ülkelerin ABD ye karşı harekete geçmesini sağlamadı ama dünyanın çeşitli ülkelerinde artık ABD ve Amerikalılar istenmeyenler listesinin başında yer alıyor.

Bu değerlendirmenin ardından Gürcistan ın; Rusya dan karşı müdahale geleceğini bile bile Güney Osetya yı işgale kalkışı ile Soğuk Savaş günlerinin yeniden yaşanmaya başlamasının bir ABD senaryosu olduğu akla geliyor. Çünkü, demokrasi ve özgürlük adına işgal edilen ülkeler Afganistan ve Irak da da ABD aleyhtarlığı hızla artıyor ve ABD bu ülkelerde de istenmiyor. Bu Amerika karşıtlığını hiç olmazsa azaltmak için ABD nin Rusya yı yeni bir tehdit olarak yeniden gündeme taşıması gerekiyordu. Gürcistan ın Güney Osetya yı işgali ve buna Rusya nın karşılık vermesi yeniden Soğuk Savaş yıllarını hatırlattı. Ve Amerika ya da Gürcistan ın yardımına koşuyormuş görüntüsü altında güçlerini Karadeniz e gönderme fırsatı vermiş oldu. Ancak, bu defa Montrö Sözleşmesi devreye girince ABD de NATO yu devreye soktu. Aslında NATO demek ABD demek olduğuna göre Gürcistan a gönderilen gemileri ABD gücü olarak değerlendirmek gerekiyor.

Bu yeni Soğuk Savaş döneminin faturasını dileriz Türkiye ödemek durumunda kalmasın.