İtteku firasetelmü min feinnehü yenzuru bunurillahi
Teala şeklinde çok meşhur bir hadis-i şerif mevcuttur ve meşhur olduğu kadar
da önemlidir. Ne var ki bu hadisi-i şerif Müminin ferasetinden korkunuz; çünkü
o Allah ın nuruyla bakar olarak yanlış bir şekilde meallendirilmekte ve
gayesinin gerçekleştirilmesi mümkün olmamaktadır. Hâlbuki bu hadis-i şerif
Müminin ferasetine (zekâsına) sığının; çünkü o Allah ın nuruyla bakar
(fikrinde isabet eder) anlamındadır.
İlim sahiplerinin bildiği üzere hadiste geçen İtteku
kelimesinin aslı İvteku şeklinde olup emirdir. İvteku nun ziyadesiz aslı ise
ivkı şeklindedir ve sadece kı şeklinde kullanılır. Bu kelimenin mazisi
(dili geçmişi) Veka şeklindedir. Veka kelimesinin mastarı ise Vikaye
şeklindedir. Vikaye ise hâlâ Türkçemizde kullanılmakta ve halkımızın birçoğunun
bildiği gibi himaye (koruma) anlamındadır. Bunu ivteku ve nihayet ittiku
şeklinde iftial babından emir halinde kullanılarak sığının, korunun anlamı
ortaya çıkmıştır. Öyleyse yukarıda verdiğimiz gibi hadis-i şerifin meali
Müminin ferasetine (zekâsına, fikrine) sığının; çünkü o Allah ın ışığıyla
bakar (en doğrusunu görür) anlamındadır. Ve inançlı insanların fikirlerini
alın, onların fikirleriyle hareket ederek tehlikeye düşmekten korunun şeklinde
çok önemli bir uyarıdır.
Zaten basit bir mantıkla inançlı insanların fikrinden
korkulmayacağı, ancak onların fikirlerine saygı duyarak uyulması gerektiği
anlaşılır.
Bu hadis-i şerifte geçen İtteku kelimesi çeşitli
versiyonlarıyla Kur an-ı Kerim de geçmekte ve genelde aynı manaya gelmektedir.
Ne var ki Kur an tercemelerinde aynı hatada ısrar edildiği görülmektedir. Evet!
Bu kelimede korkma anlamı da bulunmaktadır; ama bu dolaylı manasıdır. Yani
sığınma ihtiyacını duyan bir kimse bir şeyden korkmakta olabilir ve bu mana da
verilebilir; fakat sığınma anlamının daha uygun düştüğü bir yerde korkudan
bahsetmek doğru bir yaklaşım olamaz.
Kur an-ı Kerim de bu konuda birçok örnek vardır. Burada
sadece Müzzemmil Suresi nin 17. ayetini örnek olarak vermek istiyorum. Anılan
ayette: Durum bu iken eğer inkâr ederseniz çocukları ihtiyarlatacak günden
(kıyametten) nasıl korunacaksınız tercemesindeki korunacaksınız meali
yukarıda (i lalini) etimolojisini verdiğimiz ittiku kelimesinin muzarii
(geniş zamanlısı) tettekune kelimesinin mealidir ki başka anlam verilmesi
asla doğru olmaz.
Kur an tercemelerinde buna benzer birçok yanlış
görülmektedir. Tebbet Suresi nin ilk ayetini örnek olarak verebiliriz ki
maalesef birçok tercemede bu ayetin meali, Ebu leheb in elleri kurusun
şeklinde verilmiştir ki kurusun ifadesi bir istektir, bedduadır. Hâlbuki
Allah beddua etmez. Duanın istek olduğunu biliyoruz. Başka bir Allah mı var ki
Yüce Rabbimiz ondan böyle bir istekte bulunsun. Aksine buradaki tebbet
kelimesi mazi (dili geçmiş zaman) olup muzari (geniş zamanlı anlamında) bir
fiildir. Ehlince malum olacağı üzere kesinlik ifade etmesi için bazen muzari
yerine mazi kullanılır. Türkçemizde karşılıklı konuşmalarda bizden bir istekte
bulunan kimselere eskiden tamam derdik, şimdi oldu diyoruz. Hâlbuki henüz o
iş olmamıştır; ama kesin olacak anlamında oldu deriz. Mesele bu kadar basit iken
onu karmaşık hale getirenlerimiz vardır. Naçizane olarak tüm meslektaşlarıma
faydalı olmak istedim. Saygılarımla sunuyorum.