Yayınevleri şiir kitabı yayınlamaktan varsın kaçsın, şiir ne yapıp ediyor, kendisini okuyucusuna ulaştırıyor.
Şiirde sahiciliğin bir göstergesi de bu değil midir; bütün engelleri bertaraf edip, okuyucusunun nazarına kavuşmak
Bir süredir bu tarz bir başarıya imza atmış şiir kitaplarıyla içli dışlıyım. Bu yazıda onlardan birisine değineceğim.
Kenan Yaşarın Marasantası (Aşkın E-Hali Yay., Çorum, 2009)... Kızılırmak anlamına geliyormuş Marasanta... Mor Hırkalı Aşk adlı şiir kitabından sonra, Marasanta ile 80 şiirini paylaşıyor Kenan Yaşar.
Marasantadaki şiirler lirizmleriyle gelip oturuyor okurunun kalbine: "madem gideceksin git / dönüp (b)akma marasanta / kal desem de yine git / (t)adını tuzunu şafakta götür / kokunu ko / kumdan ayır öyle git"
Şairanelik, üstteki örnekte de olduğu gibi yer yer kelime oyunlarıyla zenginleştirilirken, zaman zaman farklı dizilişteki nazım şekilleriyle sağlanıyor. Sözgelimi, beyitler, dörtlükler ve bentlerle kurulan şiirlerin yanı sıra, sone formatına, hatta görsel şiir noktasına ulaşılmış metinler de bulunuyor kitapta.
Bunlardan bir kısmına örnekler sunabiliriz.
Mesela şu şiirler beyit nazım birimi esas alınarak yazılmıştır: "Segâh Gibi", "Anne", "Benzetme Gazeli", "Sunak" "Gözlerinde İstanbul", "Bilirsin Sus/tan Vakti", "Şelale Ay", "Suç Tüfekte Kalmış", "Dönüş Gazeli", "Aşkla Yaşamak Hüner", "Uyan Derim", "Bize Ne", "Düş ve Taş", "Güneşi Biz Dikeriz" "Bu Şehrin Hatipleri", "Seni Ben Sol Yana Yazdım", "Olagelmek", "Dilde Sultan Kılınanız", "Aşkın E Halindeyiz", "Yaşım Yaşına Benzer"... Görüldüğü üzere, çağdaşlarına göre Kenan Yaşar, en azından şeklen, Divan şiirine nice yolculuklar yapmıştır. Şeklen dedik ama bu metinlerde klâsik şiire bağlılık sadece şekil unsurlarıyla sınırlı değildir. Şair o çağların mana birlikleri üzerine de eğilmiş, onlarla bağlantı kurmuş, onlara telmihler yapmıştır. Okuyalım:
"kaysa sordum aşk için söyle hangimiz ulu
güldü dedi payemi senden ödünç almışam
sen gamın deryasında ben gamın tasındayım
söyleyince fuzuli ben de bakakalmışam"
"Sone" şiirinin adına uygun bir diziliş içinde olduğunu söyleyip, "Çalar Saat", "Kum Saati" ve "Yağmur" adlı metinlerin görsel şiir formuyla örülü olduklarını belirtelim.
Marasanta şairinin şiir üzerine kafa yorduğunu gösteren deliller arasında "Bir Ceylan Sekiyor" şiirinin ilginç dizilişini sunabiliriz:
bir ceylan sekiyor avcı peşinde
sekiyor başında ölüm korkusu
avcı ölüm ile barış içinde
peşinde korkusu içinde muştu
"Bir Ceylan Sekiyor"un hemen yanında "Acep" şiirinde de başvurulan bu tür oyunlarla, bir yandan klâsik şiirimize atıflar yapan Kenan Yaşar, öte yandan Kareler Aklar bağlamında Behçet Necatigile yaklaşıyor.
Edebî sanatlar bakımından da hayli zengindir Marasanta. Sözgelimi "Düş ve Taş" adlı şiir baştan sona ses bakımında birbirini çeken kelimelerle oluşturulmuştur. İki beyit alalım:
"nedir ki düşle taşın görüle gelen düşü
taşın bir düşü vardır düşün de yolda taşı
taşa göre bu aşkta taş düştü düş de taştı
düşe göre yoktu aşk düş düştü taş da taştı"
Şair "Seni Ben Sol Yana Yazdım"da cinası nasıl da üst üste ve mükemmel bir şekilde kullanır. İşte iki beyit daha:
"geldim yoktun hayalini içtim sana kanayazdım
baygın düştüm seni yine kıpkırmızı kana yazdım
paylaşırken mevsimleri ölümlere banayazdım
sana bahar ile yazı zemheriyi bana yazdım"
"Şelale Ay" şiirindeki şu beyitte cinas, haliyle ustalık, içtedir:
"çevirdin hoş/çakala dudağının bendini
Ya gittin ya sakladın ya/sakladın kendini"
Diğer sanatları sergilemek kolay, oysa şiirde en zor olan sanat sehl-i mümteni değil midir Kenan Yaşar bunda da başarılı. İşte müthiş bir örnek:
"kız kulesi titrerken fatihe akşam düşer
istanbul sendelese bağdat düşer şam düşer"
Marasanta, sahici bir şiir kitabı. Marasantanın şairi Kenan Yaşar (1971), Aşkın E Hali dergisini yayımlayarak yeni edebiyatçılar yetiştirirken, bu kitabıyla da çağdaşı şairlere özge bir hocalık yapıyor. Sahici şiirin peşine düşmüş olanlara duyurulur...
(İrtibat: 0 364 225 11 16 - [email protected])