Dün, yaz aylarındaki Kur an eğitiminden meseleye girdim Sonra, din ve mabet düşmanı zalim sömürü sermayesi zihniyetinin yaptıklarını özetledim Bilahare, İstanbul Yenibosna daki, selatin camileri büyüklüğünde olan muhteşem Mevlana Camii örneği ile anlatacaklarımı yazmaya devam ettim
Evet, o meşum mabet düşmanı zihniyet, Mevlana Camii yöneticilerini ve halkını rahat bırakmıyor. Efendim, neymiş Caminin yeri hazineye ait imiş, o sebeple cami yöneticileri caminin altındaki büyük işyerlerini gelir getiren yerlere veremezmiş! Verirlerse, hazine alacakmış!
Onlar da, hazineye gideceğine ,sosyal amaçlarla kullanalım diye bekletiyorlar...
Bu durumdan yararlanan istismarcılar da işi uzatıp duruyorlar...
Her şeyden önce, Yenibosna Yenibosna da yani o semtte oturanlarındır. Gerek kanun, gerekse şeriata göre bir arazide bina yapan olursa, bina araziden daha kıymetli ise, arazi onun olur ve sahibi bedelini öder.
Kaldı ki; Yenibosna halkı olmazsa, halk oraları şenlendirmezse, o yerin fiyatı tarla fiyatıdır, değeri birkaç bin lirayı geçmez. Kirası da yıllık birkaç liradan fazla olmaz.
Dolayısıyla, bu mantık sakat ve yanlıştır.
Yer hazinenin ise mabet de hazinenindir.
Mabetler gelir kaynağı değil, gider kaynağıdır.
Yani, sömürü sermayesinin zulmü, bürokratik zihniyet aracılığıyla devam etmektedir.
Dün de kısaca yazdığım üzere, hâlâ mabet düşmanlığı yapılmakta, halkın serbestçe ibadet yapması ve muhtaç olduğu faaliyetlerde mabetlerden gerektiği gibi yararlanması önlenmektedir.
Neden böyle yapılmakta, halk neden engellenmektedir
Mabedin geliri olmamalıdır ki; ora halkı mescitlere bakamasın, mabetler harap olup gitsin!..
AKP hükümeti dört yıldır iktidardadır ama, hâlâ bu zulmün sona erdirilmesi için yapılması gerekenleri yapmamakta veya yapamamaktadır. Biz, yine de tebliğ görevimizi yerine getirelim, çare ve çözümleri yazalım, bu kardeşlerimizin de görevlerini hatırlatalım. Elbette, görevlerini yapmayan veya yapamayanların yerine, bir gün yapacak olanlar gelir
Çare ve çözüm olarak neler yapılmalıdır
1. Herhangi bir yer, her şeyden önce yollara ayrılmıştır. Yol olmadan hiçbir şey olmaz. Güzergaha engel teşkil ediyorsa, yolu uzatıyorsa, o zaman orada olan ne varsa kaldırılır, istimlak edilir ve yol geçirilir. Cami, okul, kışla, pazaryeri de olsa, kaldırılır ve yol geçirilir.
2. Yoldan sonraki öncelik ve tercih toplantıların yapıldığı yerlerindir. Bu sıralamada önceliği kışlalar alır. Bir topluluk için savunma her şeyden önce gelir. Sonra mabetler, sonra okullar ve en sonunda mezar yerleri gelir. Özel mülk de olsa, bedeli verilip istimlak edilir ve bunlara tahsis edilir. Bu yer kamu mülkü ise, bedelsiz bırakılır.
3. Ondan sonra sıralamada mesken ve işyerleri alanları ayrılır. İskan yerlerinde meskenler öncelik taşır, çalışma alanlarında da işyerleri öncelik taşır. İskan yerinde çevreye ve yaşayanlara rahatsızlık veren işyerleri kaldırılır ve daha uygun bölgelere taşınır.
4. Bütün bunlardan sonra da sıra park, bahçe, spor alanı gibi açık yerlere gelir. Buralardan yararlanmak herkesin hakkıdır.
Mabet ve dernekler için kanun çıkarılmalı
Bu genel hukuk kavramlarını geliştirdikten sonra, mabet ve kurslar ile buralardan özellikle eğitim başta olmak üzere, her alanda yararlanmak için AK P iktidarı (veya AKP den sonra o dönemdeki iktidar partisi) hemen bir kanun çıkarmalıdır. Bu kanun taslağının ana maddeleri şöyle olmalıdır.
Madde 1- Yol ve sokaklara zarar vermeyen mabet ve okul yerleri başka amaçla kullanılamaz. Kamuya ait ise derneklere karşılıksız terk edilir. Özel mülk ise peşin bedel ödenerek istimlak edilir ve derneğe terk edilir. Bedeli dernekten tahsil edilir.
Madde 2- Mabedin müştemilatı olan yerler dahil, mabetlerle ilgili bütün yer ve yapılar emlak vergisinden muaftır. Bu mülk teminat olarak gösterilemez. Dernek borcundan dolayı haczedilemez. Başkalarına satılarak temlik edilemez.
Madde 3- Dernek, mabet müdavimlerinin temsilcileri tarafından yönetilir.
Madde 4- Cami/mabet dernekleri ile müştemilatın idaresi hususunda, Diyanet İşleri Başkanlığı nın teklifi ve Bakanlar Kurulu tarafından kabul edilecek tüzüklerle denetlenir.
AKP hükümeti acele etmeli ve Meclis açılıp yeni çalışma dönemi başlar başlamaz, hemen mabetler ve mabetleri yöneten dernekler ile ilgili kanunu çıkarmalı, devleti mabetlere zulmetmekten kurtarmalıdır. Bu hükümler yalnız mescitlere değil; kilise ve havra gibi diğer mabetlere de teşmil edilmelidir.
Bize düşen sadece açık tebliğ yapmaktır Biz sadece bu tebliğ görevimizi yapıyor ve hatırlatıyoruz